OLUP BİTENLER C.H.P. Dükkân açıldı Bitirdiğimiz haftanın sonlarında bir gün, nin yöneticileri Genel Başkandan, başlayacak olan kongre- ler için mesaj istediklerinde İsmet İ- nönü söyleyecek bir sözü bulunan ve bunu söylemek adamların memnuniyetiyle kabul etti. C.H.P. nin ilk kongresi, bir gençlik kolunun kongresi olacaktı. İnönü bundan do- layı ayrı bir sevinç duyduğunu belirt- ti ve kısa mesajını dikte etti. Genel Başkanın sözlerinin birinci kısmı doğ- rudan doğruya gençlere hitap ediyor- du. İnönü Cumhuriyete ve Demokra- siye lâyık olduklarım ispat etmiş bu- lunan bu nesle karşı beslediği çok iyi hisleri mesajının o parçasında ifade etti. İkinci bir kısım ise, kongresini yapan ve bundan sonra yapacak olan partilileri muhatap alıyordu. Genel Başkan bir evvelki haftanın sonunda, Parti Meclisi çalışması münasebetiy- le yaptığı ve bütün Türkiyede son derece müsbet karşılanan konuşma- sındaki fikirlerini yeniden ele aldı, bunları partililere bir talimat olarak geliştirdi. Siyasi faaliyet başlamışken ve seçimlere doğru gidilirken C.H.P. ağırbaşlılığını her ne pahasına olursa olsun muhafaza edecek, bu tutumunu asla terketmeyecekti. Bunu söylerken İnönü herkesin sinirlerinin kendisinin kiler kadar kuvvetli olmadığım, bir takım öfkeli Politikacıların tahrik, tasvir ve hakaretlerinin en aklı ba- şında insanları bile çileden çıkarabile- ceğini bilmiyor değildi. Ama o durum- larda dahi C.H.P. kongrelerinde karşı partilere mukabele edilmeyecek, de- legeler kendi işlerine (o bakacaklardı. Memleketin büyük ve köklü partiden beklediği yapıcı fikirler, istikbale ait plânlar, görüşlerdi. C.H.P. kongrele- rinde bunlarla meşgul olunacaktı. YURTTA Haftanın tam son günü Eskişehi- rin Mihaliçık ilçesinde yapılan ve İnö- nünün arzuladığı hava içinde cereyan eden gençlik kolu kongresinde Genel Başkanın bu mesajı alkışlar ve görül- memiş bir tezahürat arasında okun- duğunda hatırlara ister İstemez İkinci Dünya Harbi sırasında geçmiş olan bir hâdise geldi. Sene 1942 ci- varı. Pearl Harbour'u takiben Japon- lar Güney Doğu Asyayı hallaç pa- muğu gibi atmışlar, akla gelen her yere Mikadonun bayrağım çekmişler. Ev arada bölgenin milletleri Tokyo- nun gözüne girme yarışında. Hepsi, birbiri peşine Müttefiklere harp ilân ediyorlar Bunlardan biri de, o sıra- sa Siam adını taşıyan küçük Tay- land. Siam hükümeti, büyük bir ca- kayla Washington'a nota veriyor ve harp ilân ediyor. Ama, o ne? Was- 10 C.H.P. nin Karanfil sokaktaki Genel Merkez binası Ağlama duvarı hington bu harp ilânını reddediyor! Vak'a tarihte ilk defa cereyan etmek- tedir. Devletler Hukukunda da bunun bir emsali yoktur. Bir devlet bir dev- lete harp ilân ediyor, fakat öteki bu- nu kabul etmiyor. Kavga etmek için mutlaka iki kişi olmak gerektiğinden Amerika - Siam harbi cereyan etmi- yor. Bitirdiğimiz haftanın içinde öfkeli Politikacıların yaygaraları kulakları tırmalarken ve C.H.P. aleyhinde bun- lar orada burada söylenirken ne C.H. P. Genel Merkezinden, hattâ ne de se- lâhiyetli C.H.P. lilerden bir ses yük- seldi. Buna mukabil Ankarada, Ka- ranfil Sokağın başındaki büyük, sarı Genel Merkezde hummalı bir faaliyet devam etti. Dar ve dik merdivenler- den, belki de görülmemiş, daha doğ- rusu, unutulmuş sayıda adam tekrar inip çıktı ve katların küçük odaların- da çeşitli meseleler dile getirildi. Hayal ve hakikat Doğrusu istenilirse bitirdiğimiz haf- tanın sonlarında İnönü ii kon- greye o mesajları yazarken her şeyin toz pembe olamayacağını pek âlâ bi- liyordu. Bazı yerlerde akortsuz sesler mutlaka yükselecekti. Başka yerler- de ise, yaklaşan seçimlerin büsbütün kızıştırdığı hizipler ister istemez bir- birine girecek ve hem tadsız, hem de Çirkin hâdiseler cereyan edecekti. Zi- ra C.H.P. liler hep sütten çıkmış ka- şık değillerdi ve bu teşekkül kendi kadrosunu meleklerden derlememişti. Hattâ uzun yıllar meşakkat çekmiş ve "bugün" ü beklemiş bir takım par- tililer kilit noktalarını ele geçirebil- mek için kıyasıya vuruşacaklardı. Bunların parti büyükleri arasında ha- mileri, hattâ tahrikçileri de buluna- caktı. Nitekim, siyasi faaliyetin daha lâfı duyulur duyulmaz bu neviden gürültüler işitilmeye başlandı. İlk pa- tırdı İstanbulun münevver Kadıkö- yünden geldi. 1957 seçimlerini Men- deresin ve Topaloğluyla Berkin çeşit- li tertiplerine rağmen Kadıköyde ka- zanmaya muvaffak olan C.H.P. teş- kilâtı içinde karakediler seslerini yükselttiler ve partilerinin adım bu sefer ters istikamette gazetelere ge- çirdiler. Daha sonra, başka yerlerden de Genel Başkanın değil ama -o, Par- tinin bu işleriyle hiç ilgilenmemekte, her çeşit geçimsizliğin üstündeki va- ziyetini muhafaza etmektedir- Genel Sekreterin ve arkadaşlarının başları- nı ağrıtan haberler birer birer sökün etmeye başladı. Bu arada, bitirdiğimiz haftanın sonunda Genel Merkez Ha- tay teşkilâtında bir operasyon yap- mak zorunda kaldı Buna rağmen, siyâsi faaliyetin ilk günlerinde İnönünün verdiği lâ sesi vatan sathına hâkim oldu ve gayret- ler bir kör döğüşü ihtimalini hatıra getirecek şekilde gelişmedi. Bilâkis, iç mücadelenin amansız olacağı şüphe- siz olmakla beraber öteki partilerle uğraşmana direktifi alâka gördü, ka- bili tatbik bulundu. İç mücadeleye ge- lince, Genel Merkez bunları önleme- nin veya zorla bastırmanın imkânsız bulunduğunu (o düşünerek bir subap sağlamakta fayda gördü. Kongrelerin hepsi yeni baştan yapılacaktı. Ora- larda, mevcut cerahat varsa, o akıtı- lacaktı. Kulis faaliyeti (kongrelerde AKİS, 10 NİSAN 1961