zemin bulacak, şahsi hesaplaşmalar görülecekti. Gerçekten kuvvetli olan- lar teşkilâtın başına geçtikten sonra, mağlüplar arasından bazı transferle- rin de olacağını Genel Merkez hesap etti. C.H.P.de kendilerine şans göre- meyenler tan tarağı topladıkları gi- bi başka diyarlara göç edeceklerdi. C. H.P. nin kapıları bunlara açık tutu- lacaktı. C.H.P.nin kapıları başka bir zümreye daha açık bulundurulacaktı: Aleni hesaplaşmadan sonra hala tez- vir yapanlar. Partinin resmi görüşü olarak teşbit edilen ana fikirlere cep- he alanlar, başka türküler söyleyen- ler ve çeşitli tertiplere girişenler! Yeniler - Eskiler B u arada, büyük ve köklü partide bir başka cereyanın körüklenmek- te olduğu bitirdiğimiz hafta içinde gözden kaçmadı. Bir "Eskiler - Ye- niler" hikâyesi suni şekilde ısıtılıp ortaya getirildi Aslında bu, Kurultay için bazı politikacıların hazırlığıydı. Ancak iki taraftan da bir takım kim- seler rakiplerini Kurultaydan önce bertaraf edebilmek, hiç olmazsa iti- bardan düşürebilmek için paçaları sı- vadılar. Deha partide hiç bir imtihan geçirmemiş, kara günlerin sonunda veya ufukta ışık belirmişken C.H.P. safına katılan bazı genç kıymetler bü- yük bir taktik hatası yaparak bir "Temizlik teşvikçisi" olarak ortaya çıktılar ve antipati topladılar. Buna mukabil C.H.P. liler arasında ikilik yaratıp parsa toplamak isteyen ve başka dayanacak desteği (okalmadığı bilinen bazı "fil" ler bir neohalkçı ta- birini lanse etmek istediler ama, O gayret de neticesiz kaldı. Gerçi bitir- diğimiz haftanın sonunda siyasi faa- İsmet İnönü La sesini verdi AKİS, 10. NİSAN 1961 liyet henüz pek taze olduğundan ka- demelerde bir boğazlaşma başlama- mıştı ama C.H.P. nin idarecileri bu- nun, mukadder olduğunu biliyorlar, fırtınanın büyük ve köklü parti için en az sarsıntıya vesile verecek tarz- da geçiştirilmesinin yolunu arıyorlar- dı. Demokrasi Öfkeli politikacılar (“Kapaktaki tip) Gecen hafta içinde, saçlarına ak düşmüş, yüz hatları oldukça sert, kendince dilinden kan damlayan bir adam güney illerinde alabildiğine ve- rip veriştiriyor ve siyasi partiler hakkında -mensup olduğu parti ha- Genel Sekreteri bulunuyordu. D. P Hür, P .H. den geçtikten sonra Y.T.P. de demir atan ve ihtimal bu yüzden her partiyi tanıdığına inanan öfkeli Genel Sekreterin hareketleri bütün arkadaşları tarafından tasvip edilmedi. Ama ihtarlara, ricalara rağ- men Aksu, güney illerinde, ona buna duman arttırmaktan vazgeçmedi. İrfan Aksu, duman attırma işinde, bitirdiğimiz hafta yalnız kalmadı. Ön- cü açıldıktan sonra ilk yazısında, dü- şünülebilecek her türlü tevazuun en asil örneğini vererek kendisini sadece Hazreti Muhammet, Luther. Atatürk, Sokrat ve Galileye benzeten -bu zevat için ne şeref- dehşetengiz başyazar Aydın Yalçın da ruhunda birikmiş o- lan bütün öfkeyi saçmakta gecikme- di. Öncünün kapalı olduğu günlerde, hep makalesi C.H. P. binasından bir taş söküp aldığından dolayı gazete - nin C. H. P. lilerin teşvikiyle kapa- tıldığı yolunda kendi kendisini inan- m EE muvaffak olan Yalçın, derhal “taş sökme" işine yeniden dört elle sarıldı. Böylece, siyasi faaliyetlerin başladığı ogünlerde bir takım öfkeli Politikacılar yeni bir tip olarak mille - tin karşısına çıktılar Bitirdiğimiz hafta bu öfkeli Po- litikacılar, biraz üzüntülüydüler. A- sıl hedeflerini teşkil eden C H. P. ar- zuladıkları diyaloga iltifat etmemiş ve olarak bırakmıştı. Ama Aksu, Yalçın ve benzerleri ümitlerini kesme - diler. Tutumları, esas itibariyle bir kaç ana fikre dayanıyordu. Kanaatle- rince bu millet, politika diye horoz do- ğuşunun tadım almıştı. Bir kaç kişi birbiriyle kapıştı mı, onların zevkle seyredilmemesi imkansızdı. Be, Allah razı olsun, sözlerini başlıklara çıka- ran bir kaç gazete de vardı. -Bilhas- saSonHavadis-.Ohalde, memlekete, sevdiğini, tuttuğunu zannettikleri bu manzarayı sunmak, kendilerinin "Po - Mecmua hakkında UZUN zamandan beri mecmuamı zın devamlı okuyucularından nım. 27 Mayıs İnkılabına tekaddüm eden günlerde yaptığımı mücadele herkesçe bilinmekte ve takdir edil- mektedir. Ancak inkılabı mütea- ki olaylarının hayli mi olduğu devrelerde o sayfaları büyük kısmını bu olm Ein MEZ ga- yet tabiiydi. Fakat normal hayatın avdeti ile AKİS beğenilen ve arzu- lanan mecmua olmakta devam et- melidir. Bence bunun en kolay yo- lu, eskiden olduğu gibi mecmuanı- sayfaları daha cazip hale getirile- bilir. Son sayılarınızda yayınlama- ğa başladığınız "Eslerinin Ağzın- dan Günün Adamları", doğrusu iyi ve başarılı bir buluştur. Bunu di- ğer sayfalarda yeni ve cazip röpor- tajların, mülakatların takip etmesi AKİS'in tiryakileri olan bizleri se- vindirecektir. İzmir — Semra Atalı * ecmuanızı hemen hemen çıktığı M günden beri büyük bir yakın- lık ve ilgiyle takip ediyorum. Ge- rek "Yurtta Olup Bitenler" için a- yırdığınız sayfalar, gerekse öteki- ie) bir hafta boyunca AKİS'İ elim- sebep oluyor. Çerçeveli makaleleri de yazarları- görüşlerini ve liyakat- lerini takdir ederek Oku; sayılarda yayınlamaya başladığınız yeni röportaj serisi ise mecmuanın evimizdeki okuyucularına yenileri- ni kattı. Fakat ne var ki, politika dışında kalan konulara ayırdığınız sayfalar bizi pek tatmin etmiyor. Tatarları- nın isabetli yorumları ve tatlı üs- lâpları içinde zevkle okuduğumuz bu yazılar pek doyurucu değil. Üs- telik mecmuanızın ilân ve reklam yükünü de bu sayfalara veriyorsu- nuz ve politikanın dışındaki konu- larla da ilgilenenleri bi i olarak hazırlıyacağınıza inanıyoruz. Bursa — Fahrettin Narçağ litik hizmet"i olacaktı. Öf- keli (o Politikacılar eski Demokratla- rı, ancak Menderesin usulleriyle, ya- ni karşılarına mahvede- İkincisi, kendilerini cek, asacak kesecek, esir gibi yaşa- tacak bir İnönü, bir C.H.P. heyulası. 11