Bir Mülakat 147' lerden Prof. Küley Konuşuyor... Beyaz saçları arkaya doğru itina ile taranmış, ortadan uzunca boylu, siyah tayyörlü hanım, yüksek arkalıklı koltuğa iyice yerleştikten sonra Mi genç Tabü ki ümitliyiz. Bu meselenin bir an önce iyi şekilde sonuç- Jakadağına hepimiz inanıyoruz” dedi ve sözlerine devam etti. Hadise, evvelki haftanın sonlarında bir gün, saatlerin o 17.10 u gösterdiği sırada Ankara Palasın parke döşeli geniş istirahat salonu- nun bir köşesinde cereyan ediyordu. Beyaz saçlı, siyah tayyörlü hanım, 147 ler adına yine onlardan teşkil edilen 14 kişilik grubun başkanı Prof. Müfide Küley, karşısındaki genç adam ise, AKİS muhabiriydi. Muha- bir, son günlerin efkarı umumiyeyi en çok ilgilendiren hâdi- sesi olan 147 ler konusunda Prof. Müfide Küleyin düşüncelerini sordu. Aşağıdaki mülakatta Küleyin bu konuda düşündüklerini obulacak- SIHIZ. "B u güne kadar basında ve bâzı beyanlarda 147 öğretim üyesinin Üniversiteden ihracına sebep olarak pek çok şey ileri sürüldü. Hattâ bunlar arasında ahlâki bo- zukluk» ilmi kifayetsizlik ve devamsızlıktan bahsedildi. Bu ithamlar son derece yersizdir ve son derece çirkin- dir. Bir defa, ahlâki bozukluk hakkında bütün arkadaş- larımı tenzih ederim. Bu, münakaşa bile edilmiyecek derecede çirkin, mânâsız ve alda sığmayacak bir itham- dır. Böyle Ur gerekçenin ne derece sathi ve yersiz oldu- ğu gözler önündedir. Gene ayni derecede yersiz ve mâ- nâsız bir gerekçe daha: İlmi kifayetsizlik ve devamsız- lık. Her öğretim üyesi Üniversitedeki yerini alıncaya kadar bir çok imtihanlardan geçer. Eserleri vardır. Bu eserler muhtelif komisyonlarca incelenir, tenkit edilir. Ayrıca, öğretim üyeleri her gün talebe önünde ders ve- rirler. Bu derslerin önceden hazırlanması ve talebe önünde bir kere daha tekrarlanması en az birer imtihan demekti: Bu da öğretim üyesinin ilmi tekâmülüne yar- dımcı olur. Hiç olmazsa gerilememesini sağlar. Zaten bütün bu kademelerden geçmemiş kimse de öğretim üyesi olmaya hak kazanamaz. “Öğretim üyelerinden pek çoğunun eserleri ve kür- sü faaliyetlerinin dışında da bir takım ilmi faaliyetle- ri vardır. Meselâ benim bu güne kadar dört kitabım çıkmıştır. Yüzden fazla da ilmi çalışmam ve makalem var. Bunların bir kısmı türkçe olarak yayınlandı. Bir kısmı da yabancı lisanlara tercüme ve beynelmilel li- sanlarda komünike edildi. Bir öğretim üyesinin bu çe- şit çalışmaları olmayabilir de... Fakat Üniversite İçin- de öğretim üyesi olarak hizmetleri inkâr edilemez. Ni gi kadar, haksız bir kanunla görevlerin- den uzaklaştırılan bu öğretim üyeleri konusunda he- men hemen hiç bir şey yapılmamıştır. Teşebbüsler hep semeresiz kakma, netice vermemiştir. Fakat bu arada basının bize gösterdiği yakınlık ve anlayışlı otutuma şükran medyunuz. Devlet Başkanımız Cemal Gürselin ve M. B. K. üyelerinin bu ziyaretimizde bize gösterdikleri yakın ilgi ve anlayış, meselemizin hallolacağına dâir hepimize ümit verdi. Orgeneral Cemal Gürselden, İs- tanbuldan çektiğimiz bir telgrafla aldığımız rande- vudan sonra bir komite teşkil ettik. Bu komitede yedi tane İstanbul Üniversitesinden, üç tane Teknik Üni- versiteden, dört tana Ankara Üniversitesinden eski öğ- retim üyesi var. 147 lerin temsilcisi olarak Gürselin AKİS, 10 NİSAN. 1961 ve M. B. K. nin bir defa daha fikirlerini almak, der- dimizi anlatmak için geldik. Hem Başkan Gürselle, hem de M. B. K. ile toplu olarak temas etmek istedik. Başkanla, randevulaştığımız saatte görüştük. Hepimizi birlikte kabul etti ve büyük bir nezaketle arzumuzu sordu. Temsil ettiğimiz arkadaşlar adına bâzı konuş- malar yaptık. Paşa, 114 numaralı kanunun diğer ka- nunlardan farklı olduğunu ve düzeltilmesi gerektiği- ni söyledi. Daha sonra M. B. K. nin üç üyesiyle görüş- tük. Bunlar Haydar Tunçkanat, Suphi Gürsoytrak ve Şükran Özkayaydı. M. B. K. nin üç üyesi ile görüşmek için biz de aramızdan Uç temsilci seçtik. Ben, Ekrem Şerif Egeli ve Fadıl Hakkı Surdan müteşekkil küçük heyetimizi saat 15.15 te M. B. K. ne ayrılmış küçük bir odada kabul ettiler. Konuşmalarımız bir saat hay- dar sürdü. Karşılıklı fikir teatisinde bulunduk ve me- seleyi enine boyuna münakaşa ettik. Onlar da, bu me- seleden dolayı bütün Komite arkadaşlarının üzüntü duyduklarını ve iyi bir hal çâresi aramakta olduklarını belirttiler. Biz Komiteye, bu çâreyi bulmakta yardım- cı olduğumuz kanaatindeyiz. Birlikte düzeltilmesi ge- reken bu mesele, M. B. K. Üyelerinin temiz ve asil hal- lerini zedelemek ve kendilerine bir takım menfaatler temin etmek İsteyen bir grubun aldatıcı ve yanlış haber- lerine istinaden hazırlanan bir tasarruftur 'Hâlihazırda bizim için en iyi netice, 114 Sayılı Kanunun kaldırılmasıdır. Üzerinde ihtilâf vâki (olan kanunların kısmen veya tamamen değiştirilmesi, hü- kümet başında olanların en tabii, hattâ ve vatani va- zifeleridir. 114 Saydı Kanun kaldırılmam en iyi netice olmakla beraber, sadece 5. maddenin değiştirilmesi de bizim istediğimiz neticenin hâsıl olmasına esas teşkil edecektir. Üniversiteden çıkarılan üyelere hiç olmazsa Senatoya müracaat hakla tanınmalıdır. Bundan sonra da karar vermek mevkiine Üniversite Senatosu geç- inendir. Üniversite Senatosu, tekrar Üniversiteye dön- mek isteyen üyelerin müracaatlarını inceleyip en iyi neticeye (varabilir. "Bu meselede biz elimizden geldiği kadar gayret sarfettik. Meselemizi (okendimiz, yetkili mercilere duyurduk. Şimdi arkadaşlarımızın arasına huzur-ı kalple dönüyoruz. İnanıyoruz ki bizde uyandırılan ümit, kısa za- manda gerçek olacaktır. Şimdilik arkadaşlarımıza ka- ti değil, fakat iyi bir haber götürüyoruz." 17