K. nde de, haklı olarak, memlekette siyasi partileri çoğaltacak, hükümet edilmesini giiçleştireçek bir sitemin aleyhinde hava esiyordu. Propagan- da derhal ve süratle tezgahlandı. C. H.P. nin devlet adamı Genel Sekre- teri İsmail Rüştü Aksal bu faaliyet- ten haberdar olunca, neredeyse ye- a bir karış havaya sıçrayacak- İsmet inönüye gelince, o durumu en bir tarzda karşıladı ve tutu- munu bir cümleyle açıkladı yen rıza göstermem!" Genel Baskanın liderlik prestijini or- taya koyacağının delilini teşkil etti. Üşüten İhtimaller AS slında, bazı C.H.P. lilerde nisbi temsile karşı duyulan ani şoğuk- luk memleket mülânazalarından zi- nasız her ilde en fazla oyu toplaya- cağından emindi. Ama on milletve- kili çıkaracak bir bölgede C.H.P ye- di milletvekili alırsa, nisbi temsille üç milletvekilliği de diğer siyasi gö- rüşlerin temsilcilerine gidecekti. Par- ti bakımından bu bir dert değildi. Hatta, iyi bile olacaktı. Ama on kişi- lik C.H.P. aday listesinden üç kişi is- ter istemez düşecekti. İşte. kendile- rini böyle bir duruma namzet gören- ler bayrağı açtılar. Bunlar, ilçelerde veya başka mahallerde kuvvetli şa- hıslardı. Ama, listenin başına da ge- çemeyeceklerini biliyorlardı, Nisbi temsil, seçilme şanslarını hemen he- men sıfıra düşürüyordu. Halbuki dar bölge usulü kabul edildiği otakdirde rakiplerini yenmeleri işten bile de- ğildi, Bunu söyleyenler tabii, dar belgelerin bugünkü şartlar içinde Türkiyede Parlamentoya ne menem adamlar gönderebileceğini ve aralar- da nasıl bir demagoji, gericiliğe ta- viz yarışının o başlayacağını odüşün- memeyi tercih ettiler, İşin şaşılacak tarafı yüzdeyüz inkılapçı o halde, malül bulundukları kompleksi" dolayısıyla üzerinde bu- lundukları dala balta sallayan iyini- yet sahiplerinin bu profesyonel par- ticilerin safında (görünmeleri oldu. Bunların, önlerine açılan büyük ve gerçek tehlikeyi farketmemeleri bir sürpriz, teskil etti. Bunun üzerine C. H.P.nin sevk-ü idaresini deruhte e- denler haftanın sonundaki iki gece meşhur sarı binada iki toplantı ter- tiplediler, Bunlardan ilkine daha zi- yade Parti Meclisinin üyeleri çağırıl- dılar. Görüşmeler sabahın ikisine ka- dar sürdü. Ertesi gece, Temsilciler Meclisinde bulunan C.H.P. liler bir araya geldiler, Her iki toplantı da bizzat Genel Sekreter Aksalın baş- kanlığında yapıldı, Gerekseydi bizzat İnönü de gelip görüşünü savunacak AKİS, 3 NİSAN 1961 Kulağa Küpe Son Hikaye goal Bayara anlattılar : r musunuz, Adnan Menderes her akşam bir beyaz atın üstüne binip EYÜP Sultana gidiyor, orada Mi saatte olsun- larla görüşüyo Bayar acı acı güldü: Adnanın deli olduğunu bilirdim ama, demek tam sapıt mış. Madem Ki gidiyor,sonra ne akla hizmet dönüyor yahu ?” ve C.H.P. nin muhalefet yıllarındaki taahhütlerinden kıl. kadar ayrılması- na asla rıza göstermeyeceğini hiç bir şüpheye mahal bırakmayacak tarzda açıklayacaktı. Fakat ikinci toplan- tının, sonunda basiret hakim oldu. Görüşmeler sırasında nisbi temsil aleyhtarları Oarasında Temsilciler Meclisinde en sıkı kulis yapanın ek- santrik Muharrem İhşan Kızıloğlu olduğu anlaşıldı. Kızıloğlu, çeşitli se- beplerden kendisiyle (kafa denkliği yapan C.H.P. lilerle temas etmiş, on- lara bunun yüksek çevrelerin de ar- zusu bulunduğunu söylemişti. Kızıl- İsmail Rüştü Aksal İş başa düşünce.. YURTTA OLUP BİTENLER oğlunun kulisini yaptığı bir diger hu- sus, Devlet Başkanlarının tek derece- li şeçlimle doğrudan doğruya millet tarafından seçilmesi teziydi. İki sis- temin şâlikleri hemen hemen aynı ol- dular. Dar bölge bahsinde -belki de bir başka benzerlikleri ekzantriklik- leri olduğundan- Cemil Sait Barlas şampiyonların en olarak göründü. Rejimi tamamile de- jenere edecek öteki teklifin şampi- yonluğunu ise bir takım tertipler pe- şinde olan Kasım Gülek üzerine al- dı. Fakat sarı binadaki toplantılar- da bu iki görüşten ikisinin de C.H.P. nin, desteğine asla şahip olamayaca- ğı anlaşıldı. C.H.P. nisbi temsili sa- vunmakta devam (edecek ve İkinci Cumhuriyete hazır elbise gibi alın- mış bir belirli nisbi temsil değil, bir çok batı memleketinde yapıldığı gibi memleketin şartlarına en fazla uyan bir nisbi temsil esasını giydirecekti. Ekseriyet sisteminden bu kadar çe- ken memleket elbette ki bir de dar bölgenin daha da tahrip edici tesir- lerine maruz bırakılmayacak Parti Meclisi rti Meclisinin o bitirdiğimin haf- tanın sonundaki toplantısı, işte böyle iki dramatik geçenin sabahın- da yapıldı. İnönü, siyasi faaliyetlerin başlama günü ilân edilip edilmez Partinin bu, Kurultaydan sonrakien yüksek organını toplantıya davet et- mişti. O sabah, Karanfil Sokaktaki Şenel Merkezin önünde hareketli ve bere- ketli dakikalar geçirildi, Başkentin açıkgöz başın mensupları saat.'9'u bir kaç dakika geçe Karanfil Sokak- taki binanın kapısı Önünde nöbete geçtiler. O gün takvimler 1 Nisam gösteriyordu ve kademeli bir siyasi faaliyete başlanmış (o bulunuluyordu. Bunun içindir ki başkentin gözde semti Yenişehirin en mutena yerinde bulunan C.H.P. Genel Merkezi, can- lılık alâmeti gösteren ilk siyasi bi- na oldu. Haftanın sonundaki o güneşli ba- har sabahı, saatin 9.30 a geldiği sı- rada Parti Meclisi üyeleri sökün, et- meğe başladılar. İlk gelen, Ferit Me- len oldu. Melen, ılık havaya rağmen henüz kalın paltosunu çıkarmamıştı. Ağır ağır ve sallanarak merdivenle- ri çıkmağa başladığında basın men- supları önünü kestiler, Melen birden şaşırdı. Zira. ilk gelen olmak fırsa- tım kaçırmıştı. Gülerek muhabirlere bakt rhaba! Hayrola, gene er- kencisiniz?” diyerek; (okapıdan içeri girdi ve hemen üst kata, çıkmağa baş- ladı. Meleni C.H.P. nin yakışıldı Genel Sekreteri Aksal takip etti. Aksal ko- 7