ten 5. madde öğretim üyelerinin el- lerini kollarını bağlıyacak kadar sert ve insafsızdı. e Maddede, emekliye sevkedilen öğretim üyelerinin bir da- şifa oluyor ve mesele hemen hemen hallediliyordu. Üç M. B. K. mensubu, konuşma- nın sonunda kurmaylara has bir so- gukkanlılıkla, meselenin halli (o yolu- na gidilebileceğini, ancak buna bir formül bulunması gerektiğim söyle- diler. Komitenin fikri bu merkezdey- di. Formül nasıl bir formül olacak- tı ve kim tarafından bulnacaktı? M. B. K. bu işi 147 lerin yapması taraf- lısıydı. Teklif getirilir, onun üzerinde düşünülürdü. 147 öğretim üyesine ge- lince şimdiye kadar M. B. K. ni tat- min edici bir hal çâresi bulamadık- larından, işin doğrudan doğruya kur- maylar tarafından haledilmesi yolu- nu tercih - ediyorlardı. Sonradan, her iki taraf ta birşeyler e ye rı karşılaştırmayı uygun gö Saatlerin 16.25 i önleri & o ) gün yeni Meclis binasından ayrılan 147 lerin temsilcileri değişik hisler için- deydiler. Doğrusu istenilirse Başkan Gürseli, dâvalarına karşı daha yakın ve sıcak bulmuşlardı. Devlet Başkam, hâdisenin cemiyette daima cek bir yara teşkil edeceğini ociddi olarak anlamışa benziyordu. Buna mukabil temsilcilerin temsilcileri M. B. K. adına kendileriyle konuşanları daha çekingen ve bâzı hesapları ya- par vaziyette gördüler. Evet, bir ha- tadır olmuştu. Ama, bunu düzeltme- nin sırası mıydı T Elbette bir takım kimselerin mağduriyetine mahal ver- memek doğruydu. Ancak bu, Komi- tenin bir tasarrufuydu ve doğrusu is- e karar ittifakla alınmıştı. , böyle bir tasfiyenin tamamile lüzumsuz olduğu da iddia edilmiyor- du ki.. Üniversite bizzat yapması ge- reken ameliyeyi yapmayınca, harekete geçmiş ve parmağı kesi- vermişti. Prensibi doğru olan ve tat- bikatında aksaklık bulunan bir hare- ket şimdi M. B. K. nin yüzdeyüz ha- tası şeklinde aksettirilirse bu defa da -Komiteye karşı haksızlık edile- cekti. Komite üyeleri 147'lere dahil pek çok kimsenin Üniversiteden u- zaklaştırılmasının tamamile yerinde olduğu Oo kanaatindeydiler. 147'lerin temsilcileri durumun böyle oolmadı- gım Komite üyelerine anlatmaya ça- lıştılar, onlardan bir formül buluna- cağı cevabını da aldılar. Ama doğ- rusu, Meclisten ayrıldıkları (o sırada Başbakanlıktan ayrılırken duydukları iyimserliği pek duymuyorlardı. Tatlı yiyelim.. gece her iki taraf da hemen hemen aynı şeyleri düşündüler. M. B. K. 16 üyeleri Çankaya Köşkünde Gürselle yedikleri yemekten bu meseleyi -müsbet veya menfi-bir sonuca bağlamak lüzumunu tiler. Yemek vakti yaklaşırken Köşk- ten edilen telefonlar, Başbakanın, Ko- Niçin, yarabbi niçin ? A vkarada bir gazete kapalı bulunuyor. Öncü! Kapatma kararının hukuki cephesi hakkında söylenecek bir söz yoktur. Ankara Örfi İdare mıntakasıdır ve Örfi İdare Komutanlıklarına gazete kapatma yetkisi tanınmıştır. Hatta gazetenin kapatılmasına sebep olan hâdise bakımından da (Bk. AKİS, Sayı 352 - Basın) bir İtiraz sesi yükselt- mek zordur. Son derece münasebetsiz bir başlık, kudret sahiplerini en ziyade hassas oldukları Ur konuda tarifsiz müşkül içkide bırakmıştır. Ama buna rağmen, geride bıraktığımız devre gözönünde bulunduru- lursa, bir gazetenin kapalı tutulması bugünkü idare için bir talih sa- yılabilir mi? Basında ceza dağıtmanın bir "en fena" yola varsa bu, şüphesiz, gazete kapatmaktır. Zira bu, ferdi bir suç dolayısıyla toplu ceza ver- mekle birdir. Öncüden memnun olmamanın bin sebebi bulunabilir. Ama bu bin sebebin hiç biri, öncüyü kapalı tutmanın mahzurundan ve zara- rından büyük olamaz. Öncüyü çıkaran genç "çalışan grup"un sırf tec- rübesizliklerinden, fazla ateşin bazen başlarına vurmasından dolayı yaptıkları aşırılıkları tasvip etmemek kabildir. Bunlar, başsız gazete olamayacağı prensibini teyit etmektedirler. Onun başyazı sütununda fikir diye satılan, cevherler hakkında bu mecmuanın düşünceleri de hiç kimsenin meçhulü değildir. Ancak o aşırılıklar törpülenebilir. O cev- herlere gelince, aman yazılmakta devam edilsin ki gerçekler meydana çıksın Yayınlanan hiç bir gazete yayınlanması yasak edilen bir gazete kadar insana hüzün, topluma zarar veremez. Bu gerçek bir defa kabul edilirse, tutulacak sola tesbit daha da kolaylaşır. Ortada başka bir suç varsa, ceza aleni ve ferdi olmalıdır. İşsiz kalan Öncücüler Yemekte hakikaten mesele ele alın- dı. 147 öğretim üyesi hakkında ya- pılan yanlışlık (o düzeltilmeliydi. Dü- zeltilmeliydi ama, nasıl düzeltilme- liydi? Bir tarafta dağ gibi bir kitle -EMİNSU'cular- bekliyordu. 147 öğ- Başkan sonra hisset- mitedeki silâh arkadaşlarını obekle- diğini haber verdi. M. B. K. üyeleri, Gürselin olağanüstü sayılmıyan, dâ- vetine icabet ettiler. Ancak 147'ler meselesinin sofraya getirileceğini, da- vete giderken ' pek iyi biliyorlardı. retim üyesinin vazifelerine iadesi bu kitleyi harekete geçirebilir ve yep- yeni bir gaile ortaya çıkabilirdi. Ger- çi her. İki kanun arasında fark vardı. İki emekliye sevk muamelesinin bi- rincisiyle ikincisi tamamen ayrı şey- AKİS, 3 NİSAN 1961