YURTTA OLUP BİTENLER nin ısrarı üzerine- Tahtakılıçsız, Ar- nasız, Ardıçoglusuz ve Enver Köksüz başladı. Dervişin fikri Genel İdâre Kurulunun üzerinde du- racağı iki önemli Mesele vardı. Birincisi -az da olsa- partiye yeni gir- mek isteyen D.P. lilerden hangileri- nin alınıp hangilerinin alınmayacağı ve bu ayırımı kimin yapacağıydı. Sa- zı Genel İdare Kurulu üyeleri bunun müteşebbisi heyetler tarafından ya- pılması taraflısıydı. Gerekçe Olarak da yolun pratik oluşunu ileri Sürü- yorlardı. Bazıları ise ayrımın Büyük Kongre tarafından yapılmasını iste- mekteydiler. İkinci meseleye gelince. C.K.M.P. istihbaratına göre, yeni partilere pek fazla itibâr yoktu. Bil- hassa alt tabakaü, oyu elinde bekli- yordu. Gene aynı Dn kaynak- larına göre bunlar C.H.P den başka bir teşekküle iğ verecekler, hem de bnnu ne pahasına olursa ol sun yapacaklardı? işte bu alesta bek- leyen oyları çantaya atmak işini er» ganize etmek gerekiyordu. Bunların dışında, tabii kongreler işi vardı. , Meseleler bu olunca, C.K.M.P. Genel İdare Kurulunun siyâsi faaliyete veri- len izinden istifadeyle yaptığı toplan- tının bir hayli uzun süreceği anlaşıl- dı ve gazeteciler politikacıları dert- leriyle başbaşa bıraktılar. YT. P. Dolmuşa bir, ikili! Geçen haftanın sonundaki cuma gü- nü, beyaz pelür kâğıdı üzerine muntazam aralıklarla (yazılmış ve kopya çıkarıldığı belli olan bir bildiriyi ellerine alanlar, gözleri- ni hayretle açtılar ve dilleriyle "cık cık" yaparak, başlarını iki yana sal- ladılar. Bildirinin altında Y.T.P. ala yuvar- Siyasi faaliyete idarecileri | bir gövde gösterisi lüzumunu hissetmiş- çesine beyaz kâğıda bazı rakamlar serpiştirmişlerdi, Bildiri şimdiye ka- dar Y.T.P. teşkilâtında görev alan- ların, ihtisas vs meslek (gruplarına göre tasnifini belirtiyordu Bakanlar seviyesinden başlıyan (o tasnifte mu- hakkak ki en ilgi çeken rakam 114 eski D.P. li milletvekilinin Y.T.P. saf- larına katıldığını bildiren okısımdı. YT.P. böylece, A.P. ile aralarındaki D.P. li avı yarışında bir hayli ileri gittiğini ve rakibine tur bindirdiğini göstermek istiyordu! Aslında, geride bıraktığınız bir kaç hafta içindeki olaylar Y.T.P.nin bu yarışmada pek işine yaramıştı. A.P. aleyhinde girişilen tahkikat, tevkifler ve başının tutumu eski Hür. 14 Ekrem Alican Umduğunu değil, bulduğunu P. temsilcilerinia ekmeğine yağ sür- müştü. Ancak durum, bitirdiğimiz hafta A.P. üzerine konan ambargo kalkınca tekrar değişti. Üstelik, iki parti arasında meyda- na gelen buzlar çözülüyor gibi gö- rünüyorduysa da, aslında son derece kalınlaşmıştı. İdareciler birbirlerine demediklerini bırakmıyorlar ve pek tabii ki bu sözler en seri vasıtalarla kulağa gelmekte SE On YT. P. bir teşkilât mı kurdu ? A.P. ida- siler derhal pertavsızı ellerine alıp üzün altında buzağı aramağa ko- yuluyoklird. A.P. bir ilde teşkilâtı- nı mı tamamladı? Y.T.P. İdarecileri dürbünle karşısındakilerin gözündeki çöpü keşfetmeğe koyuluyorlardı. Y. T.P. liderlerinin, Enver Adakanla an- laşamadıklarına göre A.P. liderleriy- le -yahut her hangi bir liderle- an- laşmaları bahis konusu değildi. Ama bunun arkasında her iki parti da D.P. li avına bütün güçleriyle devam adı- yorlardı. A.P. ve Y.T.P. nin birleşmesi işi- nin hikâyesi uzundu. Her iki taraf ta diğerinden teklif beklemişti. Bidayet- te Gümüşpalanın kaybına Y.T.P.li- ler pek üzülmüşlerdi. Paşa. kendile- rince büyük kazanç olacaktı. Ama o- layların seyri, Y.T.P. idarecilerini "her işte bir hayır vardır" lafını sık sık tekrâflıyacak kadar ilen bir ka- derci yapmıştı. YT.P. siyasi faaliyete -gene ken- dilerince- büyük bir hızla giriyordu. Gençlik ocakları kurulmuş, hattâ fanteziden de vazgeçilmiş, kadın kol- larının teşkili tamamlanmıştı. Doğ- rusu, Y.T.P. Gençlik Ocaklar» kuru- luşu pek sağlam bir temele dayanı- yordu! Kuruluş sırasında geçen bir hâdise bunu pek güzel anlattı ve ko- mediyi başından bert takip edenleri bol bol güldürdü. Y.T.P. Genel Merkebinde yapılan bir basın toplantısında, Gençlik o- caklarının kurulduğu basına açıkla- nıyordu. Bir gazeteci Y.T.P. Gençlik Ocakları Başkanı Sadık Tannverdi- ye, bir sual sordu. Sual şuydu: — Peki, Bay Tanrıverdi, Y.T.P ile A.P. nin programları arasında ne fark ni Bunu bana söyliyebilir MİSİNİZ mm suâl karşısında biraz şaşırdı. Öyle ya, ne fark vardı? Gazetecinin yüzüne melül melül baktı: "— Bilmem, A.P. ninkini okuma- dım" dedi. Gazeteci bıyık altından güldü. Ba- şını iki yana salladıktan sonra: "— Şimdi Y.T.P. ne neden intisap ettiğiniz anlaşılıyor" dedi ve Önünde- ki kâğıda bir iki not karaladı. Olay başkent kulisinde haftanın nüktesi olarak anlatıldı. Gülündü ve geçildi. Ama ne olursa Olsun Y.T.P. idare- cileri sürek avında behemehal takip- lerine tur bindirmek azmindeydiler. Nitekim yeni partinin pek şatafatlı Genel Sekreteri, geride bıraktığımız hafta içinde bunun çâresini buldu. Doping, C.H.P. ye şiddetle hücumdu ve böylece D.P. lilerin sempatisini bu yoldan kazanmaktı! Üniversite Kurt masalının sonu Baz bereli, kısa saçlı, nurani yü- zünden akademisyen olduğu an- laşılan kadın. Başbakanlığın merdi- venlerinde görüldüğü zaman saatler 16.13ü göstermekte ve bu liralarda Başbakanlıkta geçen görüşmeyle sa- dece "ilgililer" değil, denilebilir ki bütün Türkiye ilgilenmekteydi. Be- yaz bereli. Vakur tavırlı hanımın ar- kasında ağır adımlarla ilerliyenlere AKİS, 3 NİSAN 1961