DÜNYADA OLUP BİTENLER Irak Dengeye doğru > yazında Irakın durumu üze- rine eğilenler, bu ülkenin kısa za- man içinde Orta Doğudaki ilk Sov- yet peyki olmasından endişe ediyor- lardı. Gerçekten, bu sıralarda, Nuri Sait saltanatım yıkan Kasımın açık- tan açığa tuttuğu Komünist Partisi, orduyla birlikte, Irakta en önemli si- yasi kuvvet olarak görünüyordu. Partinin üyeleri ve taraftarları idare mekanizmasının en önemli yerlerine getirilmişlerdi. Milli Eğitim, İktisat, Basın - Yayın, Mahalli İdareler, Pet- rol ve Sağlık bakanlıkları koltukla- rında tanınmış solcular oturuyordu. Hatta Kasımın yaveri ve akıl hocası Yüzbaşı Vasfi Tahir bile çok aşırı bir solcu olmakla tanınmıştı. 275 bini aşkın üyesi olan Irak İşçi Sendika- sına gelince, onun yalnız idarecileri değil, üyelerinin yüzde altmıştan faz- lası Kasımın sözünden çok, Mosko- vanın direktiflerine (okulak kabartı- yordu. O zamandan bu yana geçen ikiyıl içinde, Irak komünistlerinin yıldızı parlayacağına, sönmüşe benzemek- tedir. Bugün artık Irak kabinesinde yalnız iki tane solcu bakan vardır. Komünist gazetelerin 1959 yazında alabildiğine yükselen tirajları bugün on binin üstüne çıkamamaktadır; Ta- rafsız müşahitlere güre, o sırada ya- pılacak bir seçimde oyların yüzde kırkını toplayabilecek durumda olan komünistler, bugün en fazla yüzde yirmiyle yetinmek zorunda kalacak- lardır. Nihayet, geçen hafta içinde Bağdattan gelen haberlere bakılırsa, önce idare mekanizması içinden, son- ra da kabineden ayıklanan solcular, büyük gürültüler ve karışıklıklar pa- hasına'da olsa, şimdi işçi sendikala- rı içinden de atılmaktadırlar.. Gerçekten, geride bıraktığımız haf- ta içinde, uzun bir müddettir nisbi bir sükün içinde bulunan Başdat ye- niden karışmıştır. Haftanın ilk gün- lerinde petrol vergisine yapılan zam- mı bahane eden isçiler kütle halinde gösterilere girişmişler, bunun üzerine Bagdatta sokağa çıkma yasağı ko- nulmuştur. Bağdat asker! valisi, ay- rıca, ikinci bir emre kadar vilâyet sınırları içinde silâh taşımanın ve her türlü toplantının yasak edildiği- ni bildirmiştir. Devlet bina ve vasıtalarına saldı- rarak hasara uğratan ve ateşe veren nümayişçilerle emniyet kuvvetleri a- rasında yer yer çarpışmalar olmuş- tur. Söylendiğine göre, ölenler ve ya- ralananlar vardır. Bağdat askeri va- lisi, işin sorumunu hiç çekinmeden AKİS, 3 NİSAN 1961 Abdülnâşır Karıştırıcı komünistlere yüklemiştir. General Ahmet Salih el-Abdiye göre, nüma- yişçileri, resmi müesseseler ye bil- hassa işçi teşekküllerinden uzaklaş- tırılan solcularla faaliyetleri tahdit edilen Komünist Partisi mensupları, Irak Başbakanı Kasıma karşı bir misilleme olmak üzere tertiplemiş- lerdir. rdir. Sona eren balayı, EPvodan iki yıl önce Irakta en önem- li siyasi kuvvet olarak beliren komünistler, nasıl olup da bugün iş- gal ettikleri her yerden uzaklaştırıl- mışlar, birden ikinci plâna atılmış- lardır? Irak işleriyle yakından ilgi- lenenler için bu sorunun cevabım ver- mek güç değildir. Gerçekten, Irakın durumu üzerine biraz dikkatle eği- linince, bu ülkede işlerin 1959 yazın- dan çok farklı olduğu kolayca görü- lecektir. Bundan iki yıl önce Irakta Gene- ral Kasımı korkutan önemli bir züm- re vardı: Nâsırcılar. Kasım, Irak ida- resinin Nasırın eline geçmesini önle- mek için, iki yıldır kendisini kayıt- sız şartsız destekleyen komünistlere dayanmak, bunların aşırı sağcılara karşı giriştikleri kütün kıyam hare- ketlerine göz yummak zorunda kal- mıştı. Halbuki bugün, Iraktaki Nasır taraftarlarının sayısı hissedilir şe- kilde azalmış, Irakın Birleşik Arap Cumhuriyetiyle o birleşmesi tehlikesi ortadan kalkmıştır. Aradan geçen iki yıl içinde Irak- taki Nâsırcıların sayısının azalma- sına sebep nedir? Bu sorunun cevabı, birden fazladır. Bir kere, Nasırın Irakı da kendi hakimiyeti altına al- mak isterken gösterdiği fazla acele- cilik ve beceriksizlik, bu arada aşırı sağcılar tarafından Kasıma yapılan suikast ve Kerkük ve Musul olayla- rının sağcılar arasında bile uyandır- dığı hoşnutsuzluk, Nasır taraftarla- rının Mısırlı lidere olan güvenlerini oldukça sarsmıştır. İkinci olarak, s1- nır komşusu Suriyenin Musırla bir- leştikten sonra içine düştüğü siyasi ve iktisadi hoşnutsuzluk, Iraklı sağ- cıların gözünden kaçmamıştır. Irak- lıların büyük bir kısmı, şimdi, Mısır- la birleştikleri takdirde siyasi hürri- yetleri kadar iktisadi zenginliklerini de kaybetmekten korkmaktadırlar. Gerçekten, Irak zengin petrol kay- naklarıyla Mısır ve Suriyeden çok zengindir ve bu. ülkelerle birleşirse zenginliğini onlarla paylaşmak 70- runda kalacaktır. Nihayet, aradan geçen iki yıl içinde, Kasım aşırı sağ- cı liderleri temizlemede (büyük bir başarı göstermiştir. Raşid Ali Ceylâ- ni, yüzbaşı Arif, Cabir Ömer ve Sa- dık Şinşal gibi ileri gelen Nasır ta- raftarları bugün ya hapiste, ya sür- günde, ya da Kahirede Nasırın hi- mayesi altında bulunmaktadırlar. Aşırı sağcıların tehlikesinden kur- tulduktan sonra, Kasım şimdi aşırı solcularla mücadeleye başlamıştır. Bu mücadelede, Irak Başbakanının elindeki en güvenilir kuvvet, ordu- dur. Kasım iş başından uzaklaştırdı- ğı solcuların yerine birer birer gü- vendiği subayları yerleştirmektedir. Bağdat askeri valisi General Ahmet Salih el - Abdi bunlardan biridir. Ay- nı şekilde, İçişleri Bakanı General Ahmet Muhammed Yahya da Kası- mın güvendiği bir subaydır. Bundan başka, aşırı sağ ve soldan yavaş ya- vaş uzaklaşan halk da bazı orta par- tiler etrafında* yeniden teşkilatlan- maya başlamıştır. Bu partilerin en önemlisi, Milli Demokratik Partidir. Irakta yavaş yavaş bir dengeye doğru gidilmekle beraber düzene doğru da gidildiği sanılmamalıdır. Aşırı sağ ve sol tehlikesinin ortadan kalktığı düşünülse bile, çözüm bek- leyen bir sürü sosyal ve iktisadi me- sele durmaktadır. Kasımı bekleyen esas güçlük de budur. Yemen İmam ve cemaati Geride bıraktığımız günler içinde, Orta Dokudaki ufak Orta Çağ ül- 2