ne sebep oldu. Hâdise, gri - yeşil göz- lü Başkama karşısında bulunan genç adamlara gülerek bakman ve: "— Bu sualin cevabını elinizdeki broşürde (o bulacaksınız" odemesiyle başladı. Babacan Orgeneral devam etti: "— Millet gazetesi de bu suali sormuş ve cevabını almıştır. Genç adamlar ellerinin altındaki kocasıyla ilgiliydi ve şöyle diyordu: "Görevlerinden affedilen 147 öğretim üyesi hakkında sayın Devlet Başka- nımızın görüşleri nelerdir? illet gazetesinin evvelden sor- muş bulunduğu sualin, basın toplan- tısında bir başka gazeteci tarafından da sorulması, bütün nazarların bir defa daha, Devlet Başkanının üzeri- ne ve sebep oldu. için, gittikçe bir - yı- lan hikâyesi halini alan meşhur ve malüm 147 ler meselesinin değişik obir şekilde ve sual olarak Devlet Başkanının ıttılaına arzedil- gpesinde fayda oumuldu. Başkan mükerrer suali 'evvelden er- diği cevapla ime istemedi. ve izahatta bulun unu Üniierile muhiti bir onur meselesi yapmamalıdır" dedi ve ellerini yanlara açarak devam etti: nutulmamalı ki bu karar, bir inilal rejimi içinde karard Suali soran, meseleyi (o anlamış olmalı ki, teşekkür ederek yerine o- turdu ve diğer suallere geçildi. Aslında, sorulan bu sual ve ve- rilen cevap, haftanın ortasındaki o alınmış bir üzerine gri çizgili can Gürselin salonun görünmesiyle (obaşladı. O saatler 10.30'u göstermekteydi. Dı- şarda baharı hatırlatan, tatlı, se- tte bir hava vardı. Güneş, başkenti parlak ışıklarıyla aydınlatmaktaydı. Lâcivert elbiseli adam ağır, fakat kuvvetli adımlarla, etrafında genç basın mensuplarının sıralandığı uzun- ca masaya yaklaştı ve elleriyle ma- sanın kenarına dayanarak, kendisine dikkat ve muhabbetle ei genç «damlan mütebessim süzdü ve : "— Merhaba! Nasılsınız?" dedi. Sonra, kendisi için masanın baş köşesine yerleştirilmiş koltuğa otur- du. Generalin, hastalığından sonra Başbakanlıkta basın omensuplarıyla yaptığı hasbıhal son derece samimi AKİS, 6 MART 1961 Gürsel konuşuyor Açık kalpli bir adam Gürsel konuşuyor Açık kalpli bir adam ve neşeli bir hava içinde başladı. Ba- bacan Orgeneralin salona girmesiyle foto muhabirleri hummalı bir faali- yete giriştiler. Flâşlar birbiri arka- sına patladı ve ihtilâlin başının me- sut pozları tespit edildi. Doğrusunu söylemek gerekirse, haftanın orta- sındaki o gün yapılan bu "basınla sohbet' toplantısı, uzun zamandan be- ri beklenmekteydi. Başkan Gürsel, foto muhabirlerinin rahat çalışmala- rı için evvelâ hiç konuşmadı ve sâde- ce özlenen tebessümünü çok sevdiği basın mensuplarına bol bol dağıttı. Tabii çilekeş basın mensuplarının keyiflerine şayan yoktu. Orgeneral Gürsel flâş parıltılarından kamaşan gözlerini Mi oğuşturarak: "— Hele bunların bir işi bitsin, biz sonra bol bol konuşuruz" dedi. Ne var ki, foto muhabirlerinin işlerinin biteceği yoktu. Nitekim ba- --- toplantısının tonuna kadar, foto muhabirleri, koltuklar üzerinde cam- bazlık numaraları yaparak Gürselin poz poz resimlerini çektiler. Fakat Başkan Gürsel ia işin sonunun gel- miyeceğini anlam olmalı ki, gri - yeşil gözlerini hafif hafif kırpıştıra- rak: "— Bunların işinin bitip tükene- ceği yok, bari biz işimizi çabuk biti- relim" ded i. Sonra önünde duran. Başbakan- lık Basın Bürosu tarafından bastırı- lıp hazırlanmış sual - cevap broşürü- ne eliyle dokunarak; YURTTA OLUP BİTENLER — ete cevaplan bura- da" dedi ve ilâve — Bu defa insaflı pek fahiş olmuş" Genç adamlara yine gülerek bak- davranışınız tı ve : "— Beni yeni suallerinizle biraz sıkıştıracaksınız galiba...." dedi. Fakat, önlerindeki sual * cevap broşürünü tetkikle meşgul bulunan ME adamlardın bir cevap gelme- Bunun üzerine, sevimli Orgeneral salvosuna devam i "— Var mı konuşacak?" Bu son tahrik, masanın etrafına dizilmiş bulunan ret iksiri yerine geçti ve hemen su- aller başladı. İlk sual, basın mensup- larının günlerdir üzerinde kafa yor- dukları Hükümette yapılan revizyon ile ilgiliydi. Başkan Gürsel, bu suali bekliyor oOolmalı ki hemen cevabım verdi ve kabineye yeni ithal edilen Bakanların isimlerini açıkladı. (Bk. YURTTA OLUP BİTENLER - Hü- kümet) Hükümete yeni ithal edilen Bakanların isimleri belli olunca, ba- beri peşinde koştukları bir mesele en selahiyetli ağız tarafından açıklanır yordu. Tabii bu arada gazetecilerin büyük bir kısmı, yeni kabinede vaki değişiklikte bir Hayri oMumcuoğlu- nun isminin müspet tarafta olmasını hayretle müşahede ettiler. Mumcu- oğlu hâlâ kabinede idi. mealen büyük bir kısmının ağzından şu say- ha yükseldi: "— Başka?.." Bu sual Gürseli pek keyiflendir- di. Ellerini yanlara açarak: "— Başka yok" cevabım verdi. Fakat bu cevap gazetecileri pek tatmin etmemişti. Bir gazeteci, kabi- nede başka revizyon olup olmayaca- -ını sordu. Babacan Orgeneralin bu suale de cevabı: "— Hayır, olmayacak" oldu. Ancak, bu "olmayacak" kelim sini etmek lüzumunu min olmalı k "— Se bepsiz yere tirmek doğru değildir" lamasına başladı. Bu arada bir gazetecinin sorduğu sual konunun bir on bile olsa kesil- mesine sebep oldu. Gazeteci: "— O halde Adliye, Sanayi ve Devlet Bakanlıkları hakkında çıkan rivayetler doğru değil" diyordu. Başkan bu suale do kısa fakat kesin cevabını verdi: ” yır!" Bakan değiş- diyerek açık- Sonra, yarım kalan izahatına de- vam etti. İnkılap Hükümeti olarak bir icra hükümeti değillerdi. Gürsel kabileleri, osecimle is, basına gele- 7