YASSTIADA DURUŞMALARI Ord. Prof. ü Sulhi Dönmezer vardı. Üniversite çevrelerini iyi tanıyanlar biraz dikkatlice baksalardı aynı gru- bun içinde Üniversite Genel Sekrete- ri Sait Turanı, Üniversite Tazı İşle- ri Müdürü Nâzım Özkanı,. Zat İşle- ri Müdür Muavini Hüsamettin Ünanı ve hattâ onbir yıllık rektörlük şofö- rü Mazhar Kayarı da seçerlerdi. On kişilik bu grup Yassıadaya, on ay önce içinde yaşadıkları bir olayı an- latmağa gidiyorlardı. Yolculuk Heybeliadaya kadar grup- lar halinde konuşmalarla geçti. Hey- beliadada ise Yüce Divan Başkam Salim Başolun hâsta olduğu öğrenil- di. İlgililer O günkü durulmada Di- van üyesi Ferruh Adalının başkanlık yapacağım ifade ettiler. Aynı açıkla- ma sırasında Sıddık Sami Onar, Sul- hi Dönmezer ve Naci Şensoyun o gün şahit Olarak dinlenilmeyeceği de bil- dirildi. Böylece, duruşmalar başladı- ğı günden beri Yassıadaya gidip Ur duruşma takip etmek isteyen üç ilim adamı, rahatça bir duruşma takip et- ine fırsatına da kavuşmuş oldukları için gayriihtiyari sevindiler. Menderes her sabah olduğu gibi, perşembe sabahı da sol elinde lâci- vert yağmurluğu, sağ elinde karar- name ve kâğıt teman olduğu, halde, önüne bakarak duruşma salonuna girdi. Vefalı muhafızlarının arasında alışmış bir edayla tanıklar locasın- daki 2 numaralı sandalyasına doğru yürüdü. İşte ne olduysa o anda oldu. Menderes duruşma salonundaki "C" tribününde geri planda oturan üç ilim adamı -Onar, Dönmezer, Şensoy- başını eğdi ve iskemlesine, yığılırca- sına çöktü. Sabahtan akşama kadar başım sola veya safa oynatmaksızın, öylece kaldı. Diktatör taslağı sabık Başbakanın ne düşündüğü söylene- mezdi ama, durumu gözden kaçmı- yordu. Duruşma açılınca Başsavcı Egesel Menderesten bir onoktayı aydınlat- masını istedi. Acaba yaralanan po- lislere yapılan para yardımına para- lel olarak yaralı Üniversite öğrenci- lerine bir yardım yapılması düşünül- müş müydü? Menderes önüne baka- rak, cevap verdi "— Teessürle ifade ödöyii ki, o kri kargaşalıkta bunu düşünme- m sorularına cevap veren sanıklardan biri de oDilâver Argun olda. Argun, 18 Nisan 1960 gecesi İç- işleri bakanlığına çağınldığını söy- ledikten sonra, C.H.P. Genel Merkezi için yapılması istenenleri açıkladı. Sâdece bu "C.H.P. Plânı" düşük ik- ttrtarol kötü emellerini tesbit eden 22 tarihi bir vesikaydı. Argonun ima et- tiğine göre bu plânın da kaynağı, D. P.iktidarı yıllarında bir komiteci yuvası olan Çankayadan geliyordu. Duruşmayı o taklbedenlerin tüyleri adetâ diken diken oldu. Emniyet kuv- vetleriyle baskınlar yapan, memleke- tn en büyük siyasi partisini, Ata- türklün partisini kapatmayı düşünen siyasi çete bir defa daha lanetlendi. Sapık bir polis... Perşembe günü Oo Fenerbahçe vapu- ruyla Yassıadadan dönenler za- man zaman Bumin Yamanoğlu ve Zeki Şahinden bahsettiler. Tutuklu bulunduğu koğuşta diğer tutuklu po- lislerle kavga ettiği için saçları ke- silen Bumla Yamanoğlu ve suçluluk psikolojisi içinde olduğunu söyliyerek dilini sağa sola küstahça uzatmağa başlıyan Zeki Şahin, şahitlerin açık- ladığına göre, üniversite olaylanmn eli tabancalı kahramanlarıydılar. Bu arada şahit Nâzım Özkan, Bu- min Yamanoğlunun Ord. Prof. Sulhi Dönmezere bağırarak o söylediği bir küfrü Divan önünde tekrarlamaktan çekindi. Başsavcı Egesel o anda ye- rinde bir çıkış yaparak bu küfrü biz- zat açıkladı ve tarihi zabıtlara ay- nen geçmesini sağladı. Bumin Ya- manoğlu, kendisine "Ne yapıyor- sun?" diye soran bir Ord. Prof. e -Özür dileyerek yazıyoruz- o "Puşta bak, pusta!.." diye bağırmıştı. Doğ- rusu, sapık bir iktidarın sapık bir po- lisinden bundan başkası da beklene- mezdi. Hafta sonunda Yassıada Garnizon hastahanesinde yatan sabıkların sa- yısı ikiye yükseldi. Istanbulun düşük valisi Ethem Yetkiner "Gripal enfek- siyon" dan rahatsız olarak tedavi al- tına alınmıştı. Aynı gün 60 sanıklı Topkapı dâvası sona erdi ve karar için 27 Mart pazartesi günü saat 9.30 a kaldı. Süslenmesini bilen Ti Tİ ALT) her Eİİ AKİS, 6 MART 1961