İkinci Cumhuriyetin arefesinde kuru- lan yeni kabinenin Milli Eğitini Baka- nı Turhan Feyzioğlu idi. Temsilciler Meclisi toplantısından çıkıyordu. Feyzioğlu meıdivenleri inerken ar- kadaşıyla kısaca vedalaştı ve az ileri- sinde, merdivenlerin hemen altında bekliyen kırmıza (oplâkalı (otomobile doğru ilerledi. Hadise, geçen hafta çarşamba gü- nü yeni Meclis binasının omuhteşem merdivenlerinde (oOcereyan (o ediyordu. İkinci Cumhuriyetin arefesinde bulu- nan Türkiye Hükümetinin ilk Milli Eğitim Bakanı, otomobiline doğru yü- rürken tanıdık simalara rastlayınca durdu ve onları mütebessim bir yüzle ve son derece samimi bir şekilde se- lâmladı. Tanıdık simalar, gazeteciler- di. Elini genç adamlara uzatan Feyzi- oğlu: "— Merhaba arkadaşlar» dedi ve sonra elini en genç gazetecinin omu- zuna koyarak devam etti : — Ne var ne yok? Bizde iş çok.» sonra, gazetecilerin sual sor- malarına lüzum KA ilâve etti: —« Doğrusu, güç v mesuliyetli bir vazife. Fakat Zevkli. tarafları da var.» Genç gazeteciler, politik hayatını yakinen takip ettikleri (o Feyzioğlunun sözlerini dikkatle dinlediler. Bir (o ga- zeteci: «— Haklısınız» dedi. «Cidden mü- him bir vazife aldınız. Fakat biz sizi daha mühim vazifelerin başında (o gö- TeCEğİZ.» Feyzioğlu, genç muhabirin temen- nilerine gülerek teşekkür etti ve: «— Ne olursa olsun, dualarınızı üzerimden eksik etmeviniz »dedi. Genç adamlara veda ederek oto- mobiline bindi. Hafta ortasında basın mensupla- --yla Milli m Bakam O Feyzioğlu arasında cereyan eden muhavere, haf- tanın olan "doğru bir kehanet manzarası arzetmeğe başladı. Zira O sıralarda, İhtilâlin fikri ve siyasi cephesini idare eden kimseler b sele üzerinde duruyor ve Kurucu Mec- lisin faaliyete (geçtiği günlerde bir boşluğu doldurmağa çalışıyorlardı. B salonunda kabine (üyelerine koltuklardan a boşluktu. İhti- lalin öncüleri, bir akan Yardım- reyan eden bir arama oldu Başkan Gürsel adına bu arama fa- aliyetini üzerlerine alanlar üç kişiydi- ler. Üç yıldızlı bir General ile bir A- bay ve bir Bakandan müteşekkil obu- heyet meseleyi dikkatle inceledi. İlk adaylar Üzerinde durulan ilk adaylar, yeni kabine içinde temayüz etmiş iki Bakan oldu. Bunlar. Feyzioğlu ile Sar- perdi. Ne var ki saçın enin bir rüknü olan Sarper mühim him olduğu karda | süç yaziyi, dala AKİS, 16 OCAK 1961 Turhan Feyzioğlu Persona grata serbest bir arkadaşının (omuzlarına yüklemek niyetinde bulduğu gerekçe- er reddedince, tek aday Feyzioğlu kaldı. Fakat «Madanoğlu - Koksal - Sarper üçlüsü tek adayla (oyetinmek niyetinde değildi. Bunun için Temsilci ler. Meclisi içinde bulunan tarafsız a- daylar üzerinde durdular. Netice pek memnuniyet verici olmadı. Zira Başba- kan Yardımcısı bir nevi Hükümet söz- üsü durumunda olacağından, politik hayatta ehliyeti müsellem birisi olma- sı matluba muvafıktı. u sebepten, bir defa daha kabine içindeki Adayla- ra dönmek lüzumu hasıl oldu. Sarpe- re bir defa daha ısrarda gerek Ma- danoğlu, gerekse Köksal fayda oUum- ular. Ne var ki Sarper Dışişleri ba- kanlığı gibi önemli bir vazifede kal- mağa kararlıyı Bu yüzden, rakipsiz aday Feyzioğluna dönüldü. Üçler, işleri bu şekilde sessiz se- dasız yoluna koyarken, Kabine içinde pek dikkati çekmeyen bir faaliyet vardı. Bakanlar hemen hemen bir de- fa bir araya gelebildiler ve bu top- lantıda sâdece Basının «patron - işçi» ihtilâfı bahis konusu edildi. , Cihat kimsenin kabine Yardımcısı arandığından haberi tu. Halbuki büyük bir ihtimalle kabine- deki boşluk bugünlerde doldurulacak ve Başbakan Yardımcılığı (o koltuğuna herhalde Turhan Feyzioğlu oturacaktı. Feyzioğlundan boşalan yere ise Avni Başmanın getirileceği kuvvetti rivayet- terden kabul edildi. yok- YURTTA OLUP BİTENLER Yerleşme faaliyeti Kabine içinde bu yardımcı arama faaliyeti tedrici şekilde (o devam ederken, yeni Bakanlar yerlerine ısın- mağa gayret sarf ediyorlardı. Tabii bu daha ziyade, (kabineye revizyondan sonra ithal edilen altı Bakan zı Bakanlar, koltuğa oturdukları gün- lerde ortaya çıkan bâzı önemli mese- leler üzerine de eğilmek zorunda kal- dılar. Tabii bunların irinde en talih- sizi Basın - Yayın ve Turizm Bakam Cihat Baban oldu. Babanın, bakanlı- ğında yaptığı ilk iş, birden ortaya çı- kan «patron - işçi» ihtilâfının üzeri- ne eğilmek oldu. Kabine kendisinden izahat bekliyordu. Bu yüzden o gaze- teci Bakan bir Hayli ter döktü. Bir başka yeni Bakan ise, Çalışma Baka- nı Ahmet Tahtakılıçtı. O da arkada- sı kadar, belki ondan daha fazla ü- züntülü günler geçirdi. Evvelâ, raldığı bakanlık bir keineke deydi. Her şeyden önce, bakanlığın bünyesinde bir TERA girişilmek za- rureti mevcuttu. Sonra, mensup Ol- duğu parti ile -C.KMP.- arasında çı- kan anlaşmazlık, yeni Bakanın canı- nı pek sıkıyordu. Ama Tahtakılıç se- nelerdir beklediği kırmızı plakalı ara- bayı o kadar seviyordu ki ona binin- ce bunları unutuyordu. Yeni Bakanların en talihlisi gene Orhan Mersinli oldu. Mersinli iş ba- şına geçer geçmez ilk olarak, zaten pek iyi bildiği ulaştırma dâvalarına el altı ve uzun senelerin ihmaline uğra- mış bu dev müessesenin kalkınması için bir plânın hazırlanmasına giri- şildi. Haftanın sonunda kabine içinde bir iç revizyon haberi kulaklara fısıl- danınca, bu yerleşme faaliyeti o ister istemez, yerini (okabinedeki (revizyon haberlerine terketti. Ne var ki buna, revizyondan ziyade bir «yeni (o tâyin» erinde olacaktı. Başbakan Yardımcılığına getirilmesi Oo mukarrer Feyzioğluyu ise, gazeteciler evinde ve makamında bulam adılar. Feyzioğlu Yassıadada şahitlik yapmak üzere İs- tanbula gitmiş bulunuyordu. İşte, haf- tanın son günlerinde bütün gözlerin Milli Eğitim Bakanı Turhan Feyzioğ- lu üzerine dikilmesinin sebebi hik- meti buydu. yakından üste- Tabii siyasi hâdiseleri ve günü gününe takip edenler, lik Yar m pek do fazla malül anlar (o Feyzioğunun, CHP. nin e in almasının gün me- selesi olmadığı o anlaşılınca okendisini bu partisinin çarklarından nasıl sıyır- dığını (o tebessümle hatırladı. O za- man müstakbel Başbakan Yardımcısı «Ben kürsümden, Menderes devrinin bir kurbanı olarak ayrılmıştım. Tek yeniden dönmemi sağlıyacak şartların memlekette yara- tılmasından ibaret bulunduğunu ve bu şartlar yaratılınca talebelerimin arasına avdet edeceğimi (o söylemiştim. 9