Demir - Çelik anlaşması imza, töreni Şampanyalar Dış finansmana gelince, bunu da Zor- lu Dışişleri Bakanı kendine has ma- haretiyle yoluna koyacak ve ikinci Demir - Çelik tesislerinin açılması- nı, sağlayacaktı. Zorlu Bakan bu hu- susta gerekli temaslarda bulunmuştu. Sözlerine bakılırsa, herşey tamam- dı. Yeter ki vi finansman tamamlan- sın. D.P. milyonerleri şükran er ii parmaklarıyla öde- sinlerdi. İş Bankasının şahane salonu or- tasına yerleştirilmiş yeşil çuha ma- sanın etrafındakiler bu mutlu günü kutlamışlar ve he- men arkasından, V.C. ne giren zengin iş adamlarının listeleri zamanın D.P borazanı -borazan olmayan gazete pek azdı- gazetelerde yayınlanmıştı. İşte kısa saçlı, şen şakrak Ameri- kalının nüktelerle süsleyip yaptığı ve İkinci Demir - Çelik İşletmesinin ku- rulmasıyla ilgili okonuşmanın başı buradan geliyordu. Arada sâdece kü- çük bir fark vardı: Yüzde onlar! Töreni Bay Yüzde On Yassıadada gazetelerden okuduğunda muhak- kak ki pek fazla üzülmüş, pek fazla kederlenmiş olacaktı. Hani iş iyi işti ve pek öyle fazla zahmetli de değildi. Hele Bay Yüzde On gibi kurt bir ko- misyoncu için bunlar çocuk oyuncağı sayılırdı. şey hazırlanmıştı. Kendisine sâdece yüzdeyi almak ka- lıyordu. Ne sars ömrü vefa etmemiş, pembe rüyaların kahramanı D şişle- ri Bakam kendisini oYassıadada bu- luvermişti. İşin şekli Anlaşma eskisinden şekil itibariyle pek farklı değildi. Gene yatırımın büyük bir kısmını dış krediler teşkil ediyor, bâzı yabancı şirketlerin isti- AKİS, 16 OCAK 1961 patladı rakiyle bu para sağlanıyordu. İç finansman bu V.C. gönül- lüsü milyonerler tarafından yapılmı- yordu. İki Devlet teşekkülü 17'şer milyon lirayla , iştirak ediyorlardı. Bunlar Karabük Demir - Çelik işlet- meleriyle, Sümerbanktı. Her iki mü- essese kurulacak yeni tesise eşit şe- kilde ve oldukça büyük paralarla ka- tılıyorlardı. Geri kalan kısım için bu defa milyoner avına çıkılmamıştı. 11 milyon dolara baliğ olan bu miktar, 500 liralık hisse senetlerinin satışın- dan elde edilecekti. Dış finansman muhtelif şirketler tarafından karşıla- nacaktı. Tesise iştirak eden şirketler lardı. Chase İnternational Investment şirketi 5 milyon dolarla katılıyordu. Böylece ikinci Demir -Çelik tesisle- rinin sermayesi 59 milyon dolara ba- liğ oluyordu. Tesislerin inşası Haziran ayında başlıyacak, oüçbuçuk yıl sonra bite- cekti. Bunun için gerekli paranın tak- simi yapılmıştı. 129 milyon dolarlık yardım Beynelmilel Kalkınma İkraz Fonundan temin edilmekteydi. Bu büyük tesislerin ancak yarısını ikmal edebilecek bir miktardı. Diğer yarısı daha sonraya bırakılıyordu. Sanayi bakanlığında son günler- de üzerinde durulan tek mesele buy- du. Bütçenin ana hatları belli olun- caya kadar yatırımların büyük bir kısmını durdurmuş olan bakanlık bü- nirse meselenin ilk adımı yüz akıyla atılmış sayılırdı. İşin bundan sonrası eldeki unu, şekeri, yağı karıştırıp helva yapmağa kalıyordu. Bu da ya- İKTİSADİ VE MALİ SAHADA pılmıyacak şey değildi. Birrapor... Maliye bakanlığının geniş ve hava- dar salonlarında şampanyalar patlatılıp, yapılacak helva ateşe ko- nurken başkentin pek çok yerinde koltuklarına gömülmüş, ekserisi pü- ro içen kalın enseli adamlar derin de- rin düşünüyorlardı. Adamların canla- rının sıkıldığını anlamak isin öyle pek fazla dikkat etmeğe ihtiyaç yok- tu. Alınlarındaki çizgiler herşeyi a- çıkça ortaya koyuyordu. Kalın enseli adamların hemen hepsi büyük müte- ahhitlerdi. 27 Mayıstan bu yana alı- nan kasarlar, büyük müteahhitleri derin düşüncelere garketmisti. Yatı- rımlar oldu bittiye getirilip, kapa- tılan dolarcıklara paydos denilmişti. Memleketin şurasında burasında atı- lan temellerin ardı kesilmişti. Orta- da, her önüne gelen yere mala sallı- yan meraklı bir Başbakan da yoktu. Ece, hal böyle olunca, elbette ki ka- im enseli adamlar hayatlarında ilk defa düşünmek ihtiyacım hissede- i. Başlanılan işler bitirilecek iniydi? Atılan yığınla temel -lüzum- lu, lüzumsuz- öyle bekliyordu. Artık nurlu istikbal teraneleri olmadığına göre bu işlerin elbette bir düzene so-