YASSIADA DURUŞMALARI Suikastlar Yol kesiciler Bitirdiğimiz hafta, Yassıadada bir adam eski günleri, kendi gençlik senelerini, Ağır Ceza mahkemelerin- de üye veya başkan olarak bir takım adi yol kesicileri yargıladığı günleri hatırlamaktan kendini alamadı. Or- tadan biraz uzun boylu, sırtı hafifçe öne eğik, sağlam yapılı, yüzünün iki yanından beyazlaşmış favoriler inen adam 1961 Türkiyesinin adı -ve sesi- en ziyade bilinen siması, Başkan Sa- lim Başoldu. Hakikaten Salim Başol ve arkadaşları tam bir hafta müd- detle kendilerine o"komiteci" diyen, aslında bir çeteden başka şey olma- yan tatlı su kabadayılarından mari- fetlerinin hesaplarım sordular. Tesa- düf, Yassıadanın gündeminde Top- kapı suikastı, Geyikli olayları, Kay- seri olayları ve Demokrat İzmir ga- zetesinin tahribiyle (alâkalı dâvalar birbirini takip etti. (OHakimlerin ö- nündekl dosyalar ve karşısındaki sa- nıklar değiştiler ama bir adam her seferinde huzura çıkmaktan kurtula- madı: Adnan Menderes! "Menderes devri"ni bilenler ve her şeyin nasıl sünepeleşmiş, dinleyicilere sâdece istihfaf telkin e- den, hiç bir asil tarafı olmadığını or- taya koyan bu orta boylu, zayıflamış, sahte tavırlı adamı mütemadiyen sa- nık sandalyasında görmeyi hiç yadır- gamadılar. İki defasında -Topkapı ve Kayseri dâvalarında- I numaralı is- kemleyi D.P. iktidarının "habis ruh"u Celâl Bayar işgal etti. Ama o iki de- fa da, bahis konusu olan İsmet İnö- nüydü ve Celâl Bayarın İsmet İnö- nüyle bizzat meşgul bulunduğu her- kes tarafından biliniyordu. Hele Re- fik Tulganın o son derece mantıki ve kati beyanlarından sonra -Ali Fuat Cebesoyun verdiği açmazlara rağ- men- düşük Cumhurbaşkanının İnö- nü hakkında beslediği hislerin ne me- nem hisler olduğu hiç bir izaha lüzum e, 0 derecede açık şekil- de, Yassıadada ortaya çıkmıştı. Fırtınalı günler ol hafta, Yassıada yolcu- o kadar parlak geçmedi. Bu- nun sebebi duruşmalardan ziyade ha- vaydı. Bir çok gün azgın bir deniz, yolculuğu güçleştirdi. Hattâ haftanın sonlarında bir gün vapurun Ada is- kelesinde daha fazla duramayacağı anlaşıldığından Başkan Başol duruş- mayı bir kaç saat erken tatil etmek zorunda kaldı. Buna rağmen salon hemen hiç boş görünmedi. Gazeteler 20 çıkmadığından gerçi umumi efkâr duruşmaları günügününe pek takip “demedi ama -Yassıada saatinde de, maalesef tefrika usulünden vazgeçil- miş değildir ve o saati hazırlayanlar, galiba kendi seslerinden başka sesle- ri duymaya vakit bulamadıklarından bunun yayın için nasıl bir handikap olduğunun farkında görünmemekte- dirler- biraz geç de olsa Türkiyenin bu en şöhretli adasında cereyan eden- ler süratle duyuldu. açılan dosyaların birbirlerine benzemeleri, D.P. ikti- darının "hükümet etme" anlayışım en gafil gözler önüne dahi sermeye yetti, Topkapıda İnönünün tecavüz- lere mâruz bırakılması "hikmet-i hü- kümet" sayılmıştı. o Geyiklide iki C.H.P. milletvekilini Çanakkaleye çı- karmamak ve Geyikliye sokmamak da Menderes ve met-i hükümet" idi. nünü Kayseri önünde Hafta boyunca hempası için "hik- Hele İsmet İnö- durdurmak, bunda basan kazanamayınca onu Ye- şilhisara uğramaktan âdeta Ordular seferber ederek menetmek başka bir "hikmet-i hükümet" idi. Bunlarla ar- tan "hükümet prestiji ve otoritesi" İzmirde kahraman Demokrat İzmirin ateşe verilmesiyle şahikasına eriş- mişti! Dâvalar, gösterdi ki DP. ikti- darının son yılları, bir takım sokak külhanbeylerinin, devlet mekanizma- sını ellerinde bulundurmalarından is- tifadeyle kurdukları bir çete tahak- kümüdür. Dosyalar, 27 Mayıs ihtilâlinin meşruiyetinin yeni ve parlak bir de- lilini daha teşkil etti Alaka çekici şahitler Bitirdiğimiz ohafta boyunca bakılan dâvalar içinde en ziyade, bilhassa yeni olması itibariyle "Kayseri O- layları" alâka çekti. Dâvann tanın- mış tanıkları da bulunduğundan din- leyiciler, hele cuma günü hoş saatler geçirdiler. Muhalefet yıllarının müca- AKİS, 16 OCAK 1961