büyük flimde oynayıp oynamıyacağı bu günlerde kesin olarak anlaşılacak ve suyun altında devam eden çekiş- me su yüzüne çıkacaktır. Filmler "Tepedeki Oda" Son yıllarda İngiliz sinemasında ye- ni bir çıkış için kapıları , zorlayan "Kızgın Kuşak" gençleri, ilk zaferle- rini Tack Clayton'ın kişiliğinde ve filmi "Room At the Top - Tepedeki Oda"yla kazandılar. Bu zorlama Ve zafer, Cavalcanti'nin "bizim filmle- rimiz şimdi kontratlarla yapılıyor, bu ülkede film yapmalı artık bir artis- tik serüven olmaktan çıkmıştır. He- le gençlere kendilerini gösterme fır- dediği. geleneksel, ketmiş bir sinemaya karşı başkaldır- manın sonucuydu. Fransız "Teni Dalga" denemeciy- le ortam, genç kuşaklarca çoktan ya- ratılmış yeni bir sinema özlemi, 1959 İngilteresinde "Tepedeki Oda" ve "Look Back in Anger - Öfke" ile ken- disine bir yol açıverdi. Bu zorlamay- la endüstri geleneklerinden bütün bü- tüne dönmüş değildir ama, sımsıkı' kapalı kapılar artık aralanmıştır. Rejisör Jack Clayton daha Önce armağan alan tek bir kısa film "The Bospoke Overcoat - Ismarlama Pal- to"yu çevirmişti. "Tepedeki Oda" o- nun ilk uzun metrajlı filmidir. Birin- ci kısa metrajlı filmine karşı çıktığı ikinci uzun metrajlı filmiyle büyük bir rejisör olup olmadığını koymuş değildir. Yalnız, bütün film boyunca güzeli Ve sağlamı verme ça- basındaki kişiliğini göstermiştir. Clayton'ın insanları Konunun alındığı John Braine'in ro- manı, meselâ Theodore Dreiser'in "An American Tragedy - Bir Ameri- kan Fâciası"nda anlattığına çok ya- landır. Her iki roman ve film kahra- manının "yeryüzünde en iyi ve sıkın- tısızca yaşamak için güneşte bir yer" dedikleri yüksek kata çıkmayı kuran meteliksiz işçinin serüveni birdir. Dreiser'den Eisenstein'in ilgi duyup senaryosunu yazdığı, George Ste- vens'n "A Place in the Sun - İnsanlık Suçu"yla gerçekleştirdiği konuda ko- yu bir materyalizm yorumunda yanlı- şa düşüş ve mutluluğu kendi adına a- ramalar sonu doğan büyük yeniliş gösterilmektedir. Clayton da işe ikinci Dünya Sa- vaşındaki bir esir kampından dönen bir genç adamla -Laurence Harvey- girişiyor. Joe Lampton, yakalanma- sından bırakılmasına kadar kamptan kaçmaya teşebbüs etmemiştir. Sava- şı kendi savaşı saymamıştır. Sonun- da tatlı canından başka kaybedeceği hiç birşeyi yoktur. Niçin onu da baş- kaları adına bile bile ateşe atayım, diye düşünmektedir. O, bencil ve yal- nızdır. Savat sonrası dönüşünde Ku- zey İngilterenin bir endüstri şehri o- lan Warnley'e yerleşiyor. İçindeki bunaltıcı kat çelişmezlikleri Lamp- ton'ı sık sık sert çatışmalara sürük- leyecektir. Clayton'ın kusursuz bir başarıyla sürdürdüğü (o bölümler bu bölümlerdir. Gözünü yukarlarda bir yere- dikmiş genç Lampton, AB sonra bir endüstricinin yeni yetişme kızıyla - Heather Sears-, Ömrü boyunca dost- luğa ve gerçek aşka susamış yaşlıca ve evli bir kadın -Simone Signoret- arasında kalakalıyor. Güzel kızın ge- tireceği rahatlık ve zenginlik bir yan- AKİS, 16 OCAK 1961 SİNEMA da, yüreğinin bütün doluluğuyla as- kım sunan parasız ve yaşlıca kadın bir yandadır. Toplumsal öz a "Tepedeki Oda", bir top- msal özün yanısıra -genç ile ev- li kadın arasındaki aşk bölümüyle- ferdi bir serüvenin de filmi olmakta- dır. Clayton, ustalardan Visconti'nin "Senso - Günahkâr Gönüller"inden, Mann'in "Rose Tattoo - Düğme Gül" ünden çok daha başarılı bir seks dra- mım verebilmektedir. Amacına vara- bilmek yolunda olmazı olur yapan Lampton, sonunda kendi kişiliğiyle başbaşa kalınca büyük tehlikeyi gö- rüyor, engellemeye o kalkışıyor ama bu gayreti boşunadır. Gerçekler, de- gişmez sonucu hazırlamıştır. "Tepedeki Oda", toplumsal biz sarsıntıyı, yerine "oturmamışlığı ve daha çok karşılıklı güvensizliği anla- tıyor. Kadrodaki oyuncular, Clayton' m bu isteğine uygun bir oyunla reji* sörü desteklemektedirler. 1 — NISBİ TEMSİL NEDİR? Reşit Ülker - Nizamettin ve N. Neftçi - T. Erdem 4rT.L. 2 — 1957 İSTANBUL SEÇİ- MİNDEN VESİKALAR Reşit Ülker - İmadeddin Akkök - Tarhan Erdem 10 T.L. 3 — VAZİFE (Siyasi Müşa- vir) Siyasi vesikalar der- gisi Nefir Ciltli. 20 TL. - ödemeli gönderilir - Ki- tabçılarda ve Bu Kitab- çılık Ld. Şt. Cağaloğlu - İstanbul 33