YURTTA OLUP BİTENLER leri kopan eski V.C. şampiyonu- nun kendilerine bir sığınak, bir ba- rınak aradıkları hiç unutulmama- lıdır. o Eğer bunlar yeni siyasi teşekkülleri satın alırlarsa, onla- rı açık veya kapalı kendilerine pa- ravana yaparlarsa, bu paravananın arkasında gene iş çevirirlerse o po- litika (ohayatının süratle dejenere olması isten bile değildir. Bitirdiğimiz haftanın Oo sonun- da açıklanan karar bu yüzdendir ki memlekette hem bir ferahlık, hem de bazı endişeler doğurmuş- tur. Ferahlık, kudret sahiplerinin demokratik niyetlerinin bir yeni delilinin bu suretle ortaya (o çık- masından dolayıdır. Ama bunun yananda, politikanın itibarsızlığın- dan doğan bir çekingenliğin Türk nar su dökülmüş gibi oldu. Karşısın- da güler yüzlü iki genç, telâşsız bek- liyorlardı. Adam bir iki saniye ne ya- pacağını şaşırdı. Geriye dönmek is- tercesine bir hareket yaptı, sonra, faydasız görmüş olacak ki vazgeçti. Bir adım daha attı. Bu sırada sağ e- lini sağ yanağına yapıştırmış, yüzü- ne mustarip bir insan ifadesi vermeğe çalışmıştı, üstelik rolünü de iyi oynu- yordu. Gençler gene telâşsız sordu- lar: "— Merhaba Ekrem beyfendi! Hayrola?" Adının Ekrem e anlaşılan adam yim buruştura — Kötü" dedi. "Dişim, dişim çok ağrıyordu da, Gisşiye geldim. Oradan çıkıyorum şim Genç adamlar gülümsediler: Yeni Parti kurucuları İlk adım milletinde bulunduğu gözden kaç- maz. Şimdi, her şey politikacıların tutumlarına bağlıdır. Onlar hâdise- lerin seviyesi üstüne çıkabiliri er- se İkinci Cumhuriyet sıhhatli, can- lı ve sağlam bir rejim olarak Türk tarihinin parlak sayfalarının mutlu başlangıcını teşkil edecektir. Demokrasi Fareli köyün kavalcıları A dam, ihtiyatlı adımlarla kapıdan dışarı tıkmağa hazırlandı. Etrafı- na şöyle bir bakındı, kimse olmadı- ğına kanaat getirdikten sonra çıktı Ve dairenin kapısını kapattı. Geniş adımlarla, apartmanın antresine açı- lan yaylı kapının yolunu tuttu. Ha- fif, bir itmeyle, açılan kapıdan geçti ve geçer geçmez başından aşağı kay- 6 toplantıdan çıkıyorlar atılıyor “A7 Geçmiş olsun efendim. Çek- im 2 mi, yoksa dolgu mu yaptırı- yorsu Adam laz — Dolgu yaptınyorum" diye ce- vap verdi. rl üstelemediler. Bir ara za- yıf olan — Teni partinin kuruluş hazırlı- ğıyla meşgul müsünüz? Bu binada toplantı var da şimdi.." diye bir su- al sordu. Adam, durumu bilmiyormuş gibi hayretler ai — . Allah Allah!.. Bu bina- da m?" il sonra kapıya bir hamle yaptı. Gençler gülerek kendisine âcil şi- falar dilediler ve adamın diş ağrısı- nın birdenbire geçmesini gülerek seyrettiler. Hadise, geçen haftama sonlarında bir gün, saatlerin 11.40 gösterdiği sıralarda, Selanik caddesinin başla- rında, 16 numaralı Arda apartmanı- nın kapısında cereyan ediyordu. Dişi ağrıyan adam, eski Maliye Bakam Ekrem Alicandı! Gençler ise gazete- ciydiler ve Üçüncü Partinin kurulu- şuyla ilgili hazırlıkların ilk safhasını takip ediyorlardı. Hal böyle olunca, dişi ağrıyan eski Maliye Bakanıyla karşılaşmamak elbette ki imkânsızdı. imkânsızdı ama, ne olursa olsun A- lican üçüncü Parti meselesiyle ilgili olmadığını savunma O gayretindeydi. öyle ki, hergün muntazaman fırçala- dığı inci dizisi gibi dişlerini bu yolda çürütmüştü. Nedense bu Üçüncü Partinin göbeği, Sherlok Holmes hi- kayeleriyle galiba beraber kesilmişti. Aslında meselenin başlangıcı Ar- da apartmanındaki toplantı değildi. İş, çok evvelden başlamış ancak, İç- işleri bakanlığının siyasi faaliyetin yasak olduğunu hatırlatan bir tebli- ğiyle küllenmişti. Bakanlık, geçen hafta siyasi faaliyeti kısmen serbest bırakınca, Üçüncü Parti kurucuları işi ocak başı o sohbetinden fiiliyata dökmüşlerdi. Şehirler arası telefon- lar çalışmıştı. Bu defa İlk plânda üç adamın İsmi vardı: . Enver Adakan, İrfan Aksu ve eski Hür. P. İzmir İl Başkanı Mahmut Yalay... Yalay ve Adakan derhal başkente kapağı attı- lar ve Otel Bankanın lüks odalarına yerleştiler. İrfan Aksu esasen Anka- radaydı. Trio, çok evvelden tespit edi- len ve devamlı temas halinde bulun- dukları şahıslarla tekrar temasa ge- çip, ilk hazırlık için faaliyete girişti. Haftanın sonlarındaki o gün Otel Barıkandan çıkan Adakan ve Yalay, Selânik caddesinden 16 numaralı Ar- da Apartmanına geldiler. Apartmanın birinci katındaki, sol tarafa rastla- yan ve kamamda Neptün Anonim Or- taklığı yazılı daireye girdiler. Daire içiçe iki odadan ve sağa doğru usa- nan bir sofadan müteşekkildi. Renk umumiyetle kırmızıydı. Ortadaki ma- sa lüks sayılmazdı. Küçük sehpalar, koltukların yanlarına serpiştirilmiş- ti. Yazılmayan istida Adakan ve Yalay, Neptün Ortaklı- ğının Ankara Bürosuna yerleşti- ler. Karargâh olarak burası seçilmiş- ti. İrtibat buradan temin edilecekti. Toplantılar burada olacaktı. Adakan eline aldığı bir daktilo makinesine ke- mali itinayla beyaz bir kâğıt taktı. Partinin kurulmasıyla ilgili lala için dilekçeyi hazırlamağa koyuldu. Bu arada Alican gelmiş, kısa bir müddet kalıp, dişini tamir ettirdikten sonra evine dönmek üzere ayrılmıştı. Adakan yazıyı yazmağa hazırla- AKİS, 16 OCAK 1961