DÜNYADA OLUP BİTENLER Cezayir Söz milliyetçilerin Geçen haftanın son günlerinde Fran- sada ve Cezayirde, De Gaulle'ün iki aydır hazırladığı bir referandum yapıldı. Prensiz Devlet Başkanı, iki aydır bütün Cezayir meselesinin Çö- zümünü bu referanduma o bağlıyor, yaptığı gezilerde, konuşmalarda Fran sızlarla Cezayirlilerden, soracağı so- diye a larla Cezayirlilerin "evet" demeleri ni istediği osoru şuydu: (o Cezayirde Fransaya bağlı, fakat kendine has özellikleri olan ayrı bir Cezayir Hü- kümetinin kurulmasına taraftar mı- sınız? Referanduma giden günlerde eğer bütün siyasi liderler De Gaulle gibi düşünselerdi, Fransız halkı "evet"le "hayır" arasında bir seçim yapmak- ta güçlük çekmiyecekti. Halbuki De Gaulle'ün Cezayir konusundaki niye- tinin öğrenilmesiyle her kafadan ay- rı ses çıkması bir oldu, Fransızlar kime kulak vereceklerini şaşırdılar. Ordudan ayrılmış emekli generaller- den, politik itibarlarını yitirdikten sonra bütün ümitlerini Cezayir konu- sunda takındıkları ouzlaşmaz tavıra bağlamış eski şöhretlere kadar bütün sağcılar, Fransızlardan, De Gaulle'ün sorusunu "hayır" diye (ocevaplandır- malarını istiyorlar, ayrı bir Cezayir Hükümetinin kurulmasının Cezayirin Fransanın elinden çıkması demek o- lacağını söylüyorlardı. o Düşünceleri başka olmakla beraber, soruya verile- cek cevap üzerinde aşırı sol da aşırı sağla birleşmişti. Asın solcu siyasi liderler Cezayir meselesinin çözümü için Fransaya bağlı, fakat kendine has özellikleri olan ayrı bir Cezayir Hükümetinin kurulmasını kâfi gör- TÜRK BASIN TARİHİ ÖZEL SAYISI Kitap Belleten dergisinin ikinci sayısı çıktı. Bu sayıda basın ta- rihimizin problemleri incelen- mektedir. Geçen bir ayda ya- yınlanan kitaplar ve makaleler üzerine bilgi edinmek İstiyor- sanız muhakkak bir Kitap Bel- leten alınız. Kitap Belleten'de en yetkili imzaların bilimsel ve aydınlatıcı yazılarını bulacak- sınız. İsteme adresi: P.K. 23, Beyazıt — İSTANBUL, 28 yolun Cezayire vermek olduğu- müyorlar, tek Çıkar derhal bağımsızlık nu iddia ediyorlardı. Sağla solun ara- sındaki partilerin banları üyelerini istediği oyu kullanmakta serbest bıra kıyor, bazıları da demelerini öğütlüyordu. Meselâ Sosyalist Parti- si, De Gaulle'ün durumunun sarsıl- İNSAN YIĞINAKLARI Dünyanın en kalabalık on şeh- rinin hangileri olduğu bir me- rak konusudur. Bunların zaman zaman sırada yer değiştirmesi ise, meraka arttıran bir diğer husustur. Nitekim, son yapılan istatistikler (oTokyoyu Londra- nın ve New York'un başına ge- çirmiştir, listede Yeni Meksi- konun veya Sao Polonun -Bre- zilya- bulunmalı şüphesiz pak çok kimseyi şaşırtacaktır. ünyanın en o kalabalık on şehri ve bunların nüfusları aşa- gıdadır: I — Tokyo (9.102.929) 2 — Londra (8.222.340) 5 — New York (7.781.984) 4 — Şanghay (6.204417) 6 — Moskova (5.082.000) 6 — Yeni Meksiko (4.924.500) 7 — Pekin (4.140.000) 8 — Buenos Ayres (3.703.400) 9 — Sao Polo (8.680.000) 10 — Şikago (8.330.404) Görülüyor ki Paris veya Berlin artık listeye dahil değil- dir. Yukardaki resim, yeni şam- piyon Tokyoya aittir. masının herkesten çok ordunun ve sağa partnerin aşırı unsurlarının işi- ne yaramasından korkarak, üyelerin- den müsbet oy kullanmalarını iste- mişti. De Gaulle'ün sorusu karşısında Cezayirin durumuna gelince, Cezayire kendi geleceğini kararlaştırma hak- kının tanınmasına şiddetle karsı ko- yan Cezayir Fransızlar! "hayır ode- meyi iyice akıllarına (koymuşlardı. Müslüman halk ise Milli oKurtuluş Cephesi tarafından referandumu boy- kot etmeye davet edilmişti. Silâhların gölgesinde Diğer Fransız ordusu işe karışıp yer- li halkı silâh zoruyla sandık ba- şına götürmemiş olsaydı, müslüman- ların Milli Kurtuluş Cephesinin çağ- rısına uyarak evde oturacaklar na- şüphe yoktu. Nitekim büyük şehirler- deki müalümanlar geçen kaftanın son günlerinde yapılan referandumda oy kullanmamayı tercih ettiler, buna karşılık ellerine hür Cezayir bayrağı- nı alarak sokaklarda gösteriler yap- tılar. Tabii paraşütçüler bu fırsattan faydalanmayı ihmal etmediler, işle- yen silâhlar yirmisekiz yerliyi daha hürriyet şehidi yaptı. Fakat kasaba ve köylerdeki yerliler Fransız silâh- larına karşı koyamadılar, sandık başlama gitmekten okaçınamadılar. Sandıklardan çıkan aylar, ister iste- mez, "evet" oluyordu. Diğer yandan Cezayirli Fransızların bir kısmı da oylarını De Gaulle'ün istediği gibi kullanmışlardı. Fransadaki oylamanın sonucuna gelince, aşırı liderlerin bütün gürül- tülerine rağmen Fransız halkı De Ga- AKİS, 16 OCAK 1961