Cilt: XIX, Sayı: 319 AKİS HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI 26 EYLÜL 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Millet Komite millet huzurunda Bu hafta, Türkiyenin dört köşesinde gündelik hayatlarını yaşayan ve tek kelimeyle "halk-ı teşkil eden sâ- de, basit vatandaşlar karşılarında su- bay üniformasını şerefle taşıyan bir veya iki Milli Birlik Komitesi üyesi buldular. Memleketi 1961 sonbaharı- na kadar idare mesuliyetim sırtlamış subaylar millete "durumu anlatmak" maksadıyla yollara dökülmüşlerdi. Yassıada duruşmalarının başlamak üzere olduğu bugünlerde vatandaşla idarecilerinin karşıkarşıya (o gelmele- rinde sayısız faydalar bulunacaktı. Nitekim bulundu. Halk her yerde Ko- mite üyelerini sevgiyle, heyecanla karşıladı, anlara karşı son derece sa- mimi davrandı, kalbindekini, zihnin- dekini ortaya döktü. Buna mukabil, umumiyet itibariyle Komite üyeleri şahıslarının değil, temsilcisi oldukla- rı heyetin görüşlerini, fikirlerini anlat tılar. "Komitenin istikameti" diye bi- linen -ki, huzur ve güven veren O is- tikamettir- istikametten bazı o hafif kaymalar olmadı değil. Ama yurdun dört köşesinden, esas itibariyle aynı tonda seslerin yükselmesi millet için tatlı bir sürpriz teşkil etti. Tabii, hâ- diseyi gazetelerden takip etmek Z7o- runda kalan çok geniş kütle, Komite üyelerinin sözlerini onların yanındaki gazetecilerin Oo süzgecinden Oo geçmiş şekliyle öğrendi Bu bakımdan, isti- kamet inhirafının dahi nereden gel- diği belli değildir. Her halde üyele- rin "tek ses"le konuşmasında Komi- tenin seyahatler arefesinde aldığı bir karar esaslı rol aynamıştır. Komite, halkla temas edecek üyelerin işleye- cekleri mevzuları ve bu işlemede kul- lanacakları malzemeyi bir yardımcı kitapta toplamış yola çıkanlara bu- nu vermiştir. Bu, seyahatin yurtta uyandırdığı büyük ferahlığın birinci derecedeki sebebidir. Şimdiye kadar Komitenin, ne türlü dalgalanışlar o- lursa olsun en sonda daima basiretin yolunu seçip çıkardığım bitenler üye- lerin yurt seyahatleri vesilesiyle bu- nu bir defa daha görmüşler, münfe- rit ve şahsi fikirlerin mevziilikten ileri gitmediğini, Gitmeyeceğini, gi- demeyeceğini anlamışlardır. Şimdi, demokratik İkinci Cumhu- Albay Türkeş 38 den biri riyetimizi kurma yolunda biraz daha azimli ve tamamen müsterih gitmek çok kolaylaşmıştır. Komiteye hakim olan ruh, eğer bir isim vermek gere- kirse ve isim tamamen sembol ma- hiyetinde kullanılmak üzere, "Gürsel ruhu" dürt iyi niyetli, babacan, inkı- lâplara ve demokrasiye inanmış, gıl- lıgış bilmeyen, ince hesaplara merak duymayan, göründüğü gibi olan va- tanseverlerin ruhu! AN İnkılâp Sürpriz olmayan sürpriz Yorgun, fakat güler yüzlü adam ka- lın kaşlarının altında pırıl pırıl parlıyan gözlerini, sessiz sedasız ken- disine bakan kadına çevirdi. Yüzün- deki tebessümü biraz daha genişle- terek, karşısındakini âdeta teselliye çalıştı. Sonra, gür ve siyah kaşlarını kaldırarak şöyle dedi: "— Artık, akşam yemeklerini be- raber yiyeceğiz" Dört aydır ilk defa, eşinin hazırla- dığı sofranın başına geçerek yemeği- ni iştahla yedi. Hâdise, haftanın gece Gaziosman Paşa mahallesinin -eski adıyla 14 Mayıs mahallesinin- Kader sokağındaki 3 numaralı evin 3 numaralı üç oda bir holden müte- şekkil mütevazı dairesinde ocereyan ediyordu. Başkentte, o hatta yurtta derin akisler uyandıran bir "nöbet değişikliğinin ikinci günüydü. Gür kaşlı, yorgun yüzlü adam Milli Bir- lik Komitesi üyesi ve eski Başbakan- lık Müsteşarı Kurmay Albay Alpas- lan Türkeşti, Hakikaten, İhtilâlden bu yana evinde bir akşam yemeğini eşiyle yemek Türkeşe nasip olmamış- tı. Sabahın erken saatlerinde daire- ye giden Albay çok zaman çocukla- rının, hattâ vefakâr eşinin uyuduğu sıralarda evine dönüyor ve yorgun vücudunu yatağa atıyordu. Doğrusu istenilirse perşembe gü- nü, "İhtilâlin İkinci Adamı" duru- munda görünen ve öyle görünmek için hiç bir gayret sarfetmediği söy- lenemeyecek Albay Türkeşin Başba- kanlık Müsteşarlığı (o görevinden ay- rıldığı kulağı delik gazeteciler tara- fından duyulduğunda bir şaşkınlık ol- madı değil. Ama hâdise, daha ziyade "Beklenen bir sürpriz" Oomahiyetin- deydi. Zira Türkeşin, bazı talihsiz hareketlerden ve bazı ihtiyatsız de- meçlerden kendisini bir türlü alama- dığı göze çarpıyor, isminin arkasında, ondan habersiz veya haberli oyunlar oynandığı biliniyordu. Hele, politi- kadaki başansızlıklarını bu defa Mil- li Birlik Komitesinin kalkanı gerisin- de icra-i lübiyat ederek başarıya çe- virmek isteyen bir kısım "aydın ze- vaf'ın, ağlarını Komitenin bu haki- katen meziyetli üyesi üzerine atmış AKİS 26 EYLÜL 1960 sonlarında bir