BASIN Dâvalar Kızgın davacı Uzun boylu, gri elbiseli, çıplak kafa- lı adam oturduğu koltuktan hırsla fırladı ve gözleri kan pap dön- müş bir şekilde bağır "— Utanmıyor —— Verin o filmi bana, sizi dava ederim!" Muhatabı soluk benizli, mahcup bir delikanlıydı. Hiç sesini çıkarma- dan geriledi ve gerilerken boynunda asılı fotoğraf makinesinin flaş düğ- mesine bastı. Mağnezyum huzmesiy- le gözleri bir kere daha kamaşan gri elbiseli, uzun boylu adamın hiddeti artıyordu. Bu defa daha da ileri git- ti ve koridorları çınlatan bir sesle: Celil Cevherioğlu Örtülen yüz " size! Bir diye kın diyorum Türk hakimini rahat bırakın!" bağırdı. Sesi gittikçe çatallaşmağa başla- mıştı. Belli ki üstadın asabi tansiyonu bir hayli yükselmişti. Gerilemekte de- vam eden gencin üzerine yaptığı her hamlenin aleyhine kaydedilen bir pu- an olduğunu idrak edemiyecek ka- --r kızgındı. Kendisine bir "Türk ha- kimi" diyen adam aslında bir "Men- deres hakimi" idi Hadise, geçen haftanın ortasında Ankaradaki Adliye Celil, soyadı Ceyherioğluydu. Adliye- ye, kendisiyle hukuken hiç alakası bulunmaması gereken bir dava sebe- biyle gelmiş bulunuyordu. Kızgınlığı ise, meraklı bir foto muhabirinin res- mini çekmek istemesinden ileri geli- Bir Adam Sıkılmazsa... Bir adam: Celil Cevherioğlu! Türk milleti adına adalet dağıtmakla vazifeli. Hakim Şimdi, Refik Koraltanın ha- tıra defterinden -defter Yüksek Soruşturma Kurulunun elinde- dir- şu satırları okuyunuz: "Ce- lil Cevherioğlu çok kıymetli bir insan. Demokrat Partili.. Bu kadar faydalı bir insanı Adalet Bakanı neden sevmiyor, anla- mıyorum. Halbuki o, bütün C. H.P. lileri mahkum ediyor.." Bahsedilen Adalet Bakanı, Göktürkün kirli lamak gafletinde bulunan, bu- nu temizleyemeyeceğini o anla- dıktan sonra da kırmızı plaka- arabanım o cazibesinden kurtarıp zamanında istifa etmeyen Esat Budakoğ- lu. Esat Budakoğlu Yassıada- iresinden iktidarın istediği hü- kümler kolaylıkla geçsin diye o dairenin başına getiren Hüse- yin Avni Göktürk de Yassıada- da. Ya Celil Cevherioğlu? Bir mesleğinde oservet (kazandığı sabit, adalet dağıtımını nasıl yaptığı Koraltanın el yazısıyla sabit, mal beyanında bulun- maktan korktuğu tutumuyla sabit, dairesinin kararlarının imzadan evvel Menderes tara- fından bilindiği Seller sabit Celil Cevherioğlu olana sallaya sallaya, dolaşıyor ve I numara- lı tatbikçisi olduğu meşhur Ba- keme ilamı alabilmek için çır- pınıyor, çırpınıyor.. yordu. Haftanın günü Adliye binasının ortasındaki çarşamba koridorların- da bir hayli alâka toplıyan pandomi- min baş artisti Celil oCevherioğlu, devr-i sabıkta, Temyiz 3. Ceza Dai- resinde, basın mahkumiyetlerine mü- tedair kararları hiç vicdanı sızlama- dan -ve elhak, efendilerini memnun eder bir şekilde- tasdik etmiş bir ha- kimdi. 27 Mayıs İnkılabını müteakip, zihniyetleri omüsellem bir kaç mes- lektaşı gibi o da İnkılap Hükümeti- nin ilk Adalet Bakanı tarafından e- mekliye sevkedilmişti. Ancak, bu e- mekliye sevk hikayesi Menderesin hakimini ziyadesiyle üzmüş olmalı ki, her vesile ile suçsuzluğunu ilan için türlü kombinezonlara tevessül etmiş- ti. İşte, haftanın ortasında çarşamba günü Adliyede bulunmasının sebeb-i hikmeti de, bu kombinezonlardan bi- ri olan AKİS aleyhindeki davayı ta- kip etmek hususunda gösterdiği dik- kate değer hassasiyetti. Kurtul Altuğ Bitmeyen mücadele Mahkeme aranıyor Celil Cevherioğlu (adındaki emekli hakim -Menderesin hakimi- foto muhabirlerini paylar, bütün gazete- cilerin yalan yazdıklarını Adliye ko- ridorlarında (o haykırırken bir başka grup, 15.30 da başlaması gereken da- vaya bakacak Toplu Basın Mahke- mesini aramakla meşguldü. Bu grup AKİS mesulü Kurtul Altuğ ve gaze- tecilerden meydana gelmiş bir grup- tu. Celil Cevherioğlunun AKİS'e İnkı- laptan sonra -dikkat ediniz: İnkılap- tan sonra!- savcılık kanalıyla -dikkat ediniz: Savcılık kanalıyla- gönderdi- ği iki tekzipten birini hiç yayınla- mamak, diğerini yayınlayıp sonuna mecmuanın fikrini eklemekten sanık AKİS Yazı İşleri Müdürü Kurtul Al- AKİS, 26 EYLÜL 1960