altında çalışmaları oODevlet tarafın- dan temin olunmalıydı. İşte, bir İkti- sadi Tedbirler Kanununa ihtiyaç bu gibi sebepler için mevcuttu. Hububat durumu Baydurun açıklamalarının en yenisi ve önemlisi, hiç şüphesiz, hubu- bat rekoltesi hakkında oldu. Baydur, hububat rekoltesinin beklendiği ka- dar iyi çıkmadığını açıkça ifade et- mekten çekinmedi. DP. li bir Bakan hiç şüphesiz böyle konuşmaz ve tür- lü yalan rakamlar icat ederdi. Bay- dur, çiftçilerimizin hatta kötü propa- gandalar yüzünden Toprak Ofisine az hububat teslim ettiklerini açıklamak- tan da kaçınmadı. Aslında bu pek o kadar anormal bir şey değildi. Mem- lekette zaruri bir askeri ihtilal yapıl- mıştı. Bu ihtilal ile birlikte bir ruhi istikrarsızlığın gelmesi, beklenmesi gereken gayet normal bir vakıaydı. Bu ruhi istikrarsızlık yavaş oyavaş azalacaktı. Bu istikrarsızlığın varlı- ğını İnkılap Hükümetinin açıkça ka- bullenmesi bile, onu yok etmek için başvurulacak en yerinde o çarelerden biriydi. Müşterek Pazar Ticaret Bakanı Müşterek Pazar ko- nusunda da geniş izahat veriyordu. girmemizle ilgili biri, gümrük tarifemizin yenileştirilmesi ve bu a- rada arttırılması idi. Bu suretle, Müşterek Pazara girdikten bir müd- det sonra yapmak zorunda kalacağı- mız tarife indirmelerinin, ekonomi- mizi büyük bir menfi tesir altında bırakmaması sağlanmış olacaktı. Ta- bii, bunun böyle olup olmadığım an- lamak, evvela bu tarifenin bilinme- sine, sonra da Müşterek Pazara giriş şartlarımıza göre kabil olabilecekti. Ticaret Bakanının, Müşterek Pa- zar Komisyonuyla ( başlıyacak olan yeni çalışmalar ile ilgili olarak verdi- gi malumat, eski iktidar devrinde bu konuda yapılan hazırlıklarda hayli değişiklikler yapıldığım Oo gösteriyor- du. Yeni tekliflerimize göre, Müşte- rek Pazara, girdikten sonra ilk üç yıl, herhangi bir mükellefiyete tabi olmı- yacaktık. Buna karşılık, girişimizden itibaren, Müşterek Pazar bölgesinde diğer memleketlerin istifade ettikleri bütün kolaylıklardan istifade edecek- tik. Bu üç yıl içinde bilhassa tarım ve turizm alanlarına geniş yatırımlar yapılacak ve böylelikle ilerici intibak devresine girmemiz mümkün kılına- caktı. Ancak, bu yatırımların yapıla- bilmesi için, Müşterek Pazar Devlet- lerinin bize geniş ölçüde yardım et- meleri gerekecekti. Bununla beraber, Bakan, isteyeceğimiz (o yıllık yardım miktarı boklunda bilgi vermemiştir. Bu ilk üç yıl geçtikten sonra, muhte- lif ithal maddeleri obakımından bir ayırma yapılacaktır. Bazı ithal mad- delerinin gümrük resimlerindeki in- dirimler -diğer Müşterek Pazar Dev- letlerinin Roma oAndlaşmasında ilk kabul etmiş oldukları gibi- 10-12 yıl içinde tamamlanacak, bir diğer kısım ithal malları için ise indirimle- rin tedrici tamamlanması 20 yıl sü- recektir. Ticaret Bakanı liberasyon, sübvansiyon, özel sermayenin plas- man mahallinin tesbiti, zirai mahsul- ler gibi konularda ne gibi vecibe ve avantajlarımız olacağını oaçıklama- mıştır. Ticaret Bakanının açıkladığı güm- rük tarifesi indirimlerine dair teklif- ler, hiç şüphesiz, bundan önceki tek- liflerimize nisbetle bizim için daha uygundur. Fakat, asla yeter derecede uygun değildir. Halen tarımda çalı- şan nüfusumuzun 6 9O'ının gizli iş- AKİS, 26 EYLÜL 1960 IKTİSADİ VE MALI SAHADA siz durumunda olduğunu (söylemek mümkündür. Bu gizli işsizlerin yarı sının dahi, demokratik bir rejim için- de, tarım dışı sektörlere ve ezcümle sanayie nakledilmesi herhalde yarım asır sürecektir. Türkiye, gizli işsizle- ri tarımdan çekmek ve her yıl 9 3,2 nisbetinde artan ve ilerki yıllarda da- ha da hızlı artacak olan nüfus fazla- mıza sanayide ve herhalde tarım dı- şı sektörlerde iş bulmak zorundadır. Bütün bunlar için vcut mizden başka, ilerde, ulas sa- nayimizin de himayesini düşünmek kesin bir zarurettir. Zengin bir böl- geyle iktisadi entegrasyon hareketine giren fakir bir bölgenin sermaye ba- kımından büsbütün fakirleştiği, Myr- dal'in büyük eserlerinden sonra, an- cak birkaç liberalizm mutaassıbı ik- tisatçı tarafından reddedilmekteyken. Müşterek Pazar içindeki yabancı özel sermaye akımına bol bağlayıp bu ser- maye sayesinde kalkınacağımızı san- mak çok büyük ve büyük olduğu ka- dar tehlikeli bir hayal olacaktır. Öte yandan, Müşterek Pazara gir- mekle Batı Avrupa oDevletlerinden sağlayacağımız yardımın da çok bü- yük olacağını sanmamak gerekir. Bu kaynaktan sağlanabilecek munzam yardım asla yılda 100 milyon doları aşmıyacaktır. Bu kadarcık bir yar- dım fazlası için de, iç tasarrufu çok daha geniş ölçüde arttırabilecek plan lama politikası vasıtalarından Müş- terek Pazara girmek uğrunda vaz- geçmemiz çok yanlış bir hareket ola- caktır. Anlaşılamayan şey, Müşterek Pa- zara bu şartlarla girmeğe kalkışma- mızla, Milli Birlik Komitesinin sosya- lizan ve plancı politikasının birbirle- riyle nasıl bağdaştırılabileceğidir. Bu bakımdan, 10 Eylül 1960 günü açık- lanan Komite Direktiflerinde ve Ko- mitenin Memleket Meseleleri Hakkın - daki Temel Görüşlerine dair vesikada Müşterek Pazar konusunda tek bir işarete dahi rastlanmamış olması ü- zücüdür. Milli Birlik Komitesinin bu konuda yapması gereken şey, memle- ketin asırlık iktisadi, sosyal ve hatta diplomatik istikbalini tayin edecek o- lan böyle bir teşebbüse girişmeden önce, yetkili Bakan ve memurların, Üniversite mensuplarının, Ticaret ve Sanayi Odaları ile Esnaf Dernekleri, işçi sendikaları ve siyasi opartilerin gönderecekleri yetkili temsilcilerin ve tanınmış büyük Batılı iktisatçıla- rın da iştirakiyle açık tartışmak bir kongre tertiplemek olacaktır. Bu kongre yapılmadan önce de, Türk Ekonomi Kurulunun son toplantısın- da Müşterek Pazara girişimiz konu- sunda verilmiş olan raporların bir ki- tap halinde yayınlanması büyük fay- dalarsağlıyacaktır. 23