26 Eylül 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

26 Eylül 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER lis binasının önü meraklı vatandaş- larla değil ama çalışkan muhabir- lerle doluydu 8.30 da ilk olarak Hayrettin Perk göründü. Yorgunluğuna rağmen gü- len yüzü, enerjik hukukçunun bu “insan öğüten" makinayla müca- delede galip çıkacağını anlatıyordu. Koltuğunun altında kalın bir dosya taşımaktaydı. Otomobilden inen Baş- kan dönerkapıya ağır adımlarla yü- rüdü. Kendilerine bir, şeyler söylene- ceğini tahmin eden gazeteciler der- hal seğirttiler. Ancak kapının yanı- Başkan asansöre . Gazeteciler, murat- larına ermek için sabırlı birer derviş olmayı esasen buraya gelirken ka- bullendiklerinden, derhal iş bölümü yaptılar ve beklemeğe koyuldular. Perki, 6-7 Eylül olaylarını tahkik eden tâli kurulun üyeleri takip etti. Bu, 7 Numaralı Kurulun mensupları hayli uğraşmışlardı. İşlerin karışıklı- ğı ve tahkikat derinleştikçe karşıları- na çıkan, hâdiseler, bu hâdiselerle il- gili isimler hepsini yormuştu. İşin çabuk bitmesini istercesine aceleci adımlarla dönerkapıdan birer ikişer içeri girdiler. Arkadan diğer kurul üyeleri sökün etti. Dönerkapı son o- larak 12 Numaralı kurulun üyeleri etrafında döndü Yüksek Soruşturma Kurulu bek- lenen toplantısına başladı. Tarihi toplantının resmini tespit için Baş- kanın izin verdiği söylendiğinde ka- pıda bekleyen dervişlerden bir kısmı -foto muhabirleri- muratlarına erdi- ler. Koşarak yukarı çıkmağa yelte- nenler dahi oldu. Ama yağız para- şütçüler makinalı tabancanın ucuyla gazetecileri asansörü gösterdiler ve onları birer ikişer yukarıya sevket- tiler. Resimler çekilip herşey bittik- ten sonra kapı uzun masanın etra- fına toplanmış 43 kişinin üzerine ka- pandı. Saat 9 da kapanan kapı tam 512 dakika sonra açıldı. Çıkanların yüzünde huzurlu insanların ifadesi vardı. 6-7 Eylül hâdiseleri hakkın- daki karar ancak 512 dakikada veri- lebilmişti. Bunun sebebi basitti. Hadiseler den bu yana uzun yıllar seçmiş, ma- zinin tozu bir çok noktayı örtmüştü. Senaryo, artisler ve bir kaç baş reji- sör ortadaydı. Ancak teferruat unu- ği , Halbuki bir tinde fazla bilgiye lüzum vardı. komisyon bu mevzuda 127 kişinin alakasını tesbit etmişti. Bunlardan kaçı hakkında lüzum-u muhakeme, kaçı hakkında men'i muhakeme ka- tarı alınacaktı? Uzun tetkiklerden sonra 76 kişi suçlu görüldü. Bunla- rın içinde kodamanlar ve çurçurlar vardı. İsimleri bilinenlerin (başında 14 Bayar, Menderes, Gedik, Zorlu, Ala- eddin Eriş, Kemal Hadımlı, Oktay Engin -Atatürkün Selânikteki evine bomba koyduğu iddiasıyla o zaman Yunan makamlarınca tevkif edilen ve yurda girdikten sonra kendisine D.P. büyükleri tarafından bir ev he- diye edilen delikanlı-, Selanik Baş- konsolosu M. Ali Balin, kavas Hasan Uçar ve M. Ali Tekinalp ile meşhur Fahrettin Kerim Gökay vardı. Za- vallı F. K. G. nin işleri zaten bir sü- redir hiç iyi gitmiyordu. Bu, "her devrin adamı" artık oyunu bitmiş bir kuklacı vaziyetindeydi ve hüviyeti olduğu gibi ortaya çıkmıştı. Yüksek Soruşturma Kurulu, Mecliste bir pa- tavatsız lâfı dolayısıyla adı karışan Prof. Köprülü hakkında ise beklenil- diği gibi men'i muhakeme kararı ver- di. yaz mermerleri üzerine bıraktı. Mü- racaatta bekleyen sarışın paraşütçü subay, dönerkapının kanatlarından önüne atılan iki hanımdan birini der- hal tanıdı. Balık etinde olanı, para- şütçü subaya sokularak adını söyle- di. Gelenler, sabık Başbakanın pek çok yakını sayılan opera sanatkârı Ayhan Aydanla bir arkadaşıydı. Ay- dan, gazetecilerin gözünden kaçtığı- na âdeta üzülmüştü. Zira kendisinin fotoğrafa olan düşkünlüğü yakınla- rı tarafından iyi bilinirdi. Aydan ve arkadaşı, genç paraşüt subayının karşısına oturdular. Sanatkâr 2 Nu- maralı Soruşturma Kurulu tarafın- dan çağrılmıştı, ifadesi alınacaktı. Subay, haber vermek için lüzumlu muameleyi yaparken iki hanım sere serpe kurulup sohbete daldılar. Bi- raz sonra Aydan yukarı çıkarıldı. Ar- Yassıada iskelesi hazırlanıyor Yolculuk var Sanıklar, tertipledikleri hâdiseler bilinen felâkete yol açınca mağdur- lara 60 milyon lira tazminat ödemiş- lerdi. Ancak, evinin pastırma parası- nı tahsisatı mestureden ödeten Men- deres ve arkadaşları elbette ki bunu ceplerinden değil, devlet kasasından vermişlerdi. Şimdi, suçları kesinleş- tiği takdirde milyonları hazineye iade edeceklerdi. Göz banyosu 20 Eylül toplantısından 512 dakika sonra bu haberlerle kulaklarına zi- yafet çeken genç muhabirler, öğleden sonra gözlerini şenlendirdiler. (Saat 14:30 olmuştu ve toplantı devam edi- yordu ki, D blokunun dönerkapısı son derece zarif bir el tarafından itildi. Kapı, zarif elin osadmesine uyarak nazlı nazlı döndü ve kanatları arasına aldığı iki güzel hanımı salonun be- kadaşı olan sarışın hanım ise, genç subayın masası karşısında bacak ba- cak üzerine atarak bir iskemleye gö- müldü. Arkadaşının 45 dakika süren sorgusu esnasında sarışın hanım Ssa- dece birkaç kere bacak değiştirdi ve etrafın dikkatini çekip oçekmediğini araştırdı. Nihayet Ayhan Aydan gö- ründü. Böylece hem paraşütçü suba- yın, hem de kendisiyle meşgul olun- madığı için pek fazla sıkılan sarışın hanımın azabı sona erdi. Aydan hiç telaşlı görünmüyordu. Etrafındakiler değerli opera sanatkarının bu halisi alışkanlığına verdiler. o Arkadaşının koluna girdi ve kapıda bekleşenlerin arasından salına salına çıkıp gitti. Aynı anda, dönerkapıdan tıknaz, saçsız başı terlemiş ve telaşlı bir a- dam intibaını rahatça uyandıran bir başkası girmekteydi. Bu, CHP nin AKİS, 26 EYLÜL 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: