DÜNYADA OLUP BİTENLER Başbakanın tevkif edildiği artık şüp- he götürmez bir hal aldı. Gerçekten, gelenler, Bakongo aşiretine omensup askerlerdi ve Lumumbayı o Lecopold Kışlasına hapsetmeğe o götürüyorlar- dı. Bakongolular Lumumbanın evine girince, birinci oOBaşbakan onlardan, bir tevkif müzekkeresini haiz olup olmadıklarım, sormuştu, Onlar da, yine Bakongolu olan Leopoldville Başsavcısının verdiği bir müzekkere- yi ibraz etmişlerdi. Bunun üzerine Lumumba"kan dökülmesine mani ol- mak için" -herhâlde kendi kanı ola- cak- mukavemetten vazgeçmişti, Ka- rışıklık devam ediyordu. o Bakongolu Emniyet Müdürü Muzungu, Bayan Lumumba ile çocuklarını (o Belçikalı Genel Volilerin oturduğu şimdiki res- mi Başbakanlık Sarayından çıkartıp Radyoevinin yanındaki villâya geti- rirken, Lumumba kabinesinde Baş- bakan Yardımcısı olan Gizenga da, Güvenlik Konseyine bir protesto telgrafı gönderiyordu. Başbakanlık Sarayında ise her şey karmakarışık- tı. Lumumbanın mesai arkadaşları kâğıtlarını acele acele toplayıp çık- mağa hazırlanıyorlardı. Gerçekten, Lumumbanın tevkifi- nin Üstünden üç saat geçmişti ki bi- rinci Başbakanın partisi olan Kongo Milli Hareketinde neredeyse tek bir üye kalmamak üzereydi. Fakat, Al- ladan saat tam 18,30'da askeri jip- lerin canavar düdükleri, Leopoldvil- le'in kaderine razı olmuş halkını ye- niden sokaklara uğratıverdi: Lumum- ba serbest bırakılmıştı! oElinde bir oparlör, dört jipten ve üç GMC'den ibaret bir kafilenin başında, sokak- ları dolaşıyor ve bar bar bağırıyor- du: "İşte burdayım! İşte burdayım! Zafer! Merak etmeyin ! Bütün Ordu benimle beraber! Bütün Ordu benim- -e beraber!" Halktan yer yer birkaç ses çıktı: "Yaşa Kasawubu!" Fakat, bunlar hemen susmakta gecikmedi- ler. Yanılmışlardı! Lumumba gerçek- ten serbestti. Gerçekten, tevkifinden 2.5 saat sonra, kendisi gibi bir Bate- tela olan Tümgeneral Lundula, Le- opold Kışlasına gelmiş ve Lumumba- yı hapishaneye götüreceği bahane- siyle Bakongoların elinden, kurtar- mıştı. Lumumbanın kafilesi de, üç saat önce tıpkı Bolikangonun kafile- si gibi geldi, Radyoevinin önünde çat- tı. Fakat, Ganalı askerlere laf anlat- mağa imkan yoktu. Birleşmiş Millet- ler Kuvvetleri Kongoda kimin meşru idareyi temsil ettiğini artık ayırt e- demez hale gelmişlerdi. Bu sebepten dolayı hiçbir Kongolunun Leopoldvil- le Radyosuna girmesine asla imkan verilmeyecekti. Ve Kongo Radyosu artık pasodobleleri bırakmış en mo- dern "çaçaça"lardan ibaret bir prog- ramı yayınlamağa başlamıştı. İşin Ciddiyeti Kongoda "Yanlışlıklar Komedyası"- nın dikâlâsı oynanırken Güvenlik Konseyi de Lake-Success'de toplan- mış Genel Sekreter Mr. "H"ın Kongo hakkındaki raporunu dinliyordu. Mr. "H" raporunda, Lumumbanın Kon- goda kendisine (oOmuhalif o aşiretlere karşı katliam tertiplemekle, o Birleş- miş Milletler Teşkilâtı oüyelerinin bağlı oldukları oJenooit aleyhindeki andlaşmayı ihlâl ettiğini, Kasai Eya- letinin merkezi Luluabourg'u zapte- den Kongo birliklerinin orada oturan Lulua aşiretleriyle birleşerek, nehrin öbür yarısında ikamet eden Baluba- ların köküne kibrit suyu o ektiklerini bu durumda Kongoda hakiki bir hü- kümetin mevcut olmadığını, bu se- beple Kongoyu Birleşmiş Milletlerin bir süre için bir nevi vesayeti altına almak o gerektiğini, Cumhurbaşkanı Kasawubu'nun OLumumbayı Başba- kanlıktan azletmesinin tamamen A- nayasaya uygun olduğunu bildiriyor- du. oHammarskjöld'ün bu raporu, Konseyde büyük bir fırtına kopardı. Sovyet Başdelegesi (oOKuznetsov, Ge- nel Sekreterin Kongonun iç i karıştığını ileri sürüyordu. İşin as- lına bakılırsa, oKasawubu'nun Lu- mumbayı azledişini tamamen Ana- yasaya uygun diye ilân etmekle Mr. "H" büyük bir hata işlemişti. Haki- katte, Kasawubu'nun bunu yapabil- mesi için Bakanların ekseriyetinin rı- zasını alması şarttı. Halbuki, o za- man Kasawubu sâdece iki Bakanın muvafakatini alabilmiş, kabinenin bü- yük ekseriyeti Lumumbayı o destek- lemişti. 30 AKİS, 19 EYLÜL 1960