GEN ÇLİ K Birleşme Hâlâ o hikâye bütün bir hafta boyunca ha- raretini kaybetmeden devam eden olaylardan biri de öğrenci teşekkül- lerinin birleşmesi meselesi oldu. Bir yandan Milli Türk Talebe Birliği -M.T.T.B.-, bir yandan Türkiye Milli Talebe Federasyonu -T.M.T.F.-, bir yandan da Milli Birlik Komitesinin bu işle görevlendirilen üyeleri, konu- yet muhtelif'di. Prensip olarak bir- leşmenin aleyhinde obulunan yoktu. Bütün mesele, birleşmenin nasıl ola- cağı veya olması gerektiğiydi. Basın- da, birleşmeğe karşı direnen teşekkül diye gösterilen M.T.T.B. de aslında aykırı düşünmüyordu. Ne var ki, Birlik Başkanı Yaşar Özdemirin, son zamanlarda bazı yersiz çıkışları, he- le basın mensuplarına karşı sert tu- tumu, 27 Mayıs öncesindeki yiğitçe karşı durmaları ve mücadeleleri ile kazandığı itibarını ve sempatisini kaybetmesine sebep olmuştu. Bu yüz- den M.T.T.B. nin çeşitli meseleler karşısındaki (odavranışları ya gereği gibi değerlendirilmiyor, ya da yanlış ve eksik aksettiriliyordu. Artık bir yılan hikâyesine dönen bu işin en kısa zamanda halli gerek- tiği açık bir gerçekti. Bunu başara- bilmek de, pek giç bir iş değildi. Kü- çük hesaplar, şahsi kaprisler, mana- sız çıkış ve direnmeler, sonuçsuz kuv- vet gösterileri, İşi bir"sen- ben" da- AKİS, 19 EYLÜL 1960. vası hâline sokmazsa ortada hâlledil- kılmak gerekiyordu, Birleşmeden el- de edilecek sonuçlar gözönünde tu- tulmalıydı. Her iki taraf ta iyi niyet- le birleşme işini ele almalıydı. Sağduyunun sesi haftanın sonuna doğru bir gün, öğrenci derneklerinin birleş- mesi konusunda beklenilen sağduyu- nun sesi Ankarada duyuldu. Bu ses, M.T.T.B. nin 2. Başkanı Beşir Ha- midinin sesiydi. Bir AKİS muhabi- riyle görüşen Beşir Hamidi birleşme konusuna ışık tutan, tarafların du- rumlarını isabetle tespit eden, çıkar yolu küçük hesaplardan (sıyrılarak gösteren bir konuşma yaptı Beşir Hamidiye göre birleşmenin faydası üzerinde tartışmanın gerek- sizliği ortadaydı. Türkiyede, bütün öğrencileri temsil eden tek bir teşek- kül olmalıydı. Bu teşekkül hem içer- de, hem dışarda Türk gençliğini yet- kiyle temsil etmeli, yüksek öğrenim gençliğinin dertleriyle uğraşmak, hâl çâreleri bulmalıydı. Bu görüşün iti- raz edilecek bir tarafı yoktu. Asıl mesele, birleşmenin şartlarını tespit etmekti. M.T.T.B. eşit şartlar içinde bu konunun ele alınıp görüşülmesine daima taraftardı. Esasen bir birleş- meden ziyade, yeni bir ilim altında, yeni bir hüviyetle, yeni bir teşekkü- lün kurulması gerekiyordu. Türk gençliğini temsil edebilecek bu yeni teşekkül için yalnız Birlik ile Federasyonun lâğvedilmesi de kâ- fi değildi. Türkiyede başlıca üç bü- Beşir Hamidi Aklı selim yük öğrenci ve gençlik derneği vardı. Biri M.T.T.B. idi, biri T.M.T.F. biri de Türkiye Milli Gençlik Teşkilâtıy- dı. Nedense bu üçüncü teşekkül, bir- leşme konusunun tartışılmasında hiç anılmıyordu. Halbuki, yeni kurula- cak derneğin içine Türkiye Milli Gençlik Teşkilâtının da katılması ge- rekiyordu. M.T.T.B. nin birleşme konusunda- ki temel görüşleri şunlardı: Önce, mevcut teşekküllerin işba- şında bulunan idarecileri kendi kon- grelerine hesaplarını vermeli, ibra e- dilmeliydiler. Bunun için de, süratle kongrelere gidilmeli, idare heyetleri yaptıkları faaliyet ve harcamaların hesabını vermeliydiler. M.T.T.B. bu konuda hazırdı. Düşük iktidar devrinde iktidara, yerinden yurdundan edilme pahasına başeğmeyen, mücadele azminden hiç bir şey kaybetmeyen M.T.T.B. 44 yıllık bir geçmişin verdiği güven duy- gusuyla bu süre içinde yerleşen ça- lışma geleneği ve prensiplerine sıkı sıkıya sâdık bulunuyordu. Bu gelene- ge ve prensiplere Birlik bugün de ya- rın da uyacaktı. T.M. . nun durumu ise biraz özellik gösteriyordu. Federasyon, dü- şük iktidarın türlü oyunlarıyla "ikti- dara baglı" bir teşekkül haline geti- rilmişti. 1958 yılı Temmuzunda Ba- lıkesirde iktidar zoruyla ve tamamen gayrimeşru olarak o yaptırılan kon- greyle işbaşına getirilen Yönetim Ku- rulunun başkam Sadık Güldoğan ha- len nezaret altındaydı. o Federasyon iki yıldır, kanuni gereklere aykırı o larak kongresini yapmamıştı. Düşük 23