muş olan Milli Birlik Komitesi, inti- kal devresinden sonra Türkiyede si- yasi hayatın nasıl gelişeceğini düşün- memiş değildi, iktidar, "seçimlerde kazanan parti"ye devredilecekti. A- ma, onun karşısında kim bulunacak- t1? İrticai kuvwetler D.P. den sıyrı- lınca nereye bağlanacaklardı? C.K M.P. hangi reyleri sinesinde toplaya- caktı? Yeni Parlâmentoda bir parti hâkimiyeti kurulursa işlerin tekrar bozulmayacağı ususunda nasıl bir garanti ileri sürülebilirdi? Müraka beyi, tenkidi kim yapacaktı? Bü- tün bu meseleler üzerine Milli Birlik Komitesi Üyelerinin eğildikleri kendi leriyle temas edenler tarafından der- hal anlaşıldı. Doğrusu istenilirse bun- dan tabii hir şey de olamazdı. Milli Birlik Komitesi üyeleri bu topraklar üzerinde yaşayacaklarına göre elbet- te ki istikbal mevzuunda söz sahibiy- diler, üstelik bu istikbalin mimarlığı vazifesini (oüzerlerine (aldıklarından daha da titiz davranmak lüzumunu hissediyorlardı. Konuşmalar, Milli Birlik Komitesinin Türkiyede yeni partilerin kurulmasına taraftar bu- lunduğu ve siyasi fikirlerin o kanal- lar içinde istikamet almasını istedi- ği tarzında yorumlandı. Bu gerçek bâzı başka yorumlara yol açtı. Mili Birlik Komitesi üyeleri, va- zifeleri hitama erdiğinde ne yapacak- lardı ? Samimi arzuları hele ilk gün- lerde, orduya dönmekti. Fakat zaman ilerleyip te bâzı hususlar berraklık kazandığında bunun kolay olmadığı, hattâ bir bakıma imkânsız bulundu- gu ortaya çıktı. Ne söylerlerse söy- lesinler, kader bu 38 kişiyi getirip politikanın tâ içine, hem de idare çar- kının başına oturtmuştu. Evet, üni- formalarını muhafaza ediyorlardı. Hâlâ askerdiler ve Türk Silâhlı Kuv- vetlerinin temsilcili olarak vazife gö- rüyorlardı. Ama bu, bir takım ger çekleri değiştirmiyordu. Normal reji- me geçildiğinde, memleket idaresinde mesuliyet almış 38 subayın kıtaları başına dönmeleri tarifsiz (güçlükler taşıyacaktı. O yüzdendir ki obunla- rın bir siyasi teşekkül içinde politika hayatına devam edebilecekleri fikri muhtemel bir fikir telâkki edildi ve bir kısmı profesyonel, bir kısmı ama tör bâzı politikacılar Milli Birlikçile rin müstakbel partilerini kurma ya- rışına katıldılar. Aslına bakılırsa sor İnkılâp Partisi ohareketinin şampi yonluğunu yapanlar da bu şık üzerine oynuyorlardı. Zamanı geldiğinde Ko mite üyeleri üniformalarından sıyrı- lacaklar ve milletin karşısına çıka rak oy isteyeceklerdi! bir şıkka oynayanların en ciddi te- şebbüsü, elbette ki bu İnkılâp Parti- si teşebbüsü değildi. Ortaya çıkan ve çok büyük sermayeye sahip görünen AKİS, 19 EYLÜL 1960 YURTTA OLUP BİTENLER "Öncü"nün başlığı Haydan gelen bir gazete yeni partinin çekirdeğini teşkil etsin diye kurulmuş intibaını süratle verdi. Gazete, öncü idi. Ga- zeteyle, yeni idarenen en alâka uyan- dırıcı simalarından Albay Türkeşin açık bağ tesisi teşebbüsü, bunda mu- vaffak olunamayınca gazetenin bir nevi "Komite sözcüsü" edası takın- ması, nihayet öncünün başyazarlığı- na getirilmiş bulunan talihsiz ve ba- şarısız OHür. P. yürütücüsü Aydın Yalçının bir partinin fikri hazırlığını yapmakta oldukları yolundaki açık- laması gözlerin bu sefer o istikamete çevrilmesine yol açtı. Dolaşan isimler Ancak, Başkentte süratle beliren bir nokta bâzı Komite Üyeleri is- tikbale ait plân sahibi de olsalar Ko- mitenin, mânevi şahsiyet olarak ve bir bütün halinde asla siyasi parti haline, inkılâp etmeyeceği noktası ol- du. Kurulacak bir partiye, işleri bit- tiğinde bâzı Komite üyeleri herkes gibi girebilirlerdi. Bunlar, kurulacak bir partiye değü, zaten mevcut bir partiye de girebilirlerdi. Yahut İkin- ci Meclise tabii âza olarak politika- da kalabilirlerdi. Her halde her han- gi bir partinin Milli Birlik Komitesi ismini istismar edip, "Milli Birlik Ko- mitesinin partisi" havasını takınarak siyaset meydanında arzı endam et- nesi kaabil olmayacaktı Haftanın sonunda, Gürselin basın toplantısmda Başkana sorulan sual- -erdenbir çoğu yeni parti meselesiyle ilgiliydi. Başkan bunlara verdiği ce- -aplarda Milli Birlik Komitesinin ilerde, ordudan ayrılan emekli su- bayların 27 Mayıs ruhunu devam et- tirmek için bir siyasi parti kurdukla- rı takdirde bu partiye teveccühünün mümkün olup olmadığı yolundaki suali "Şimdilik böyle bir düşünce yoktur" tarzında cevaplandırdı. As- huya gider lında, Komitenin değil ama bâzı çev relerin böyle Dir düşüncesi vardı Milli Birlik Komitesi seçimlerde, se çimlere kadar başaracağı isleri bu plâtform diye kullanarak bir siyasi parti hüviyeti içinde millet karşısına çıkmalıydı! Millet Milli Birlik Komi tesinden memnunsa bunu belli edebil meli ve cevap müsbetse, milli irade gereğince, demokratik bir sistem ge reğince İnkılâp hükümeti, mesele bir İnkılâp partisi hükümeti olarak devam edebilmeliydi 27 Mayısta, ik- tidarın seçimi kazanacak partiye devredileceği söylenmişti. Bu parti pek âlâ, Milli Birliğin teveccüh ede ceği bir parti de olabilirdi. Böyle bir parti, iktidarı kazanmasa da milli muhalefet partisi olabilir, bir sonra ki seçimlerde C.H.P. yi altederek de mokrasi oyununun, kaidelerine uygun ekilde memleketin mukadderatın tekrar el koyabilirdi. Ancak, bu fa kirlerin talihsizliği tek başlarısı yaptıkları denemelerde hüsrana uğ ramış bir takım başarısız politika ların şimdi arabalarını o yıldıza bağ lamak yolunu tutmuş olmalarıydı Bunlar, Menderesin barutlaştığı de virlerde ortadan kaybolmuşlar. Men deresle aralarına oAtlantikler ka rak Türkiyede herkesin kelle koltuk ta dolaştığı günlerde nazik beden rini naylonlar içinde korumuşlar, in kılâbın ertesi günü siyasi hayat -ve memlekette- yeniden biterek gü zel okumaya koyulmuşlardı. Fikri iflâsı için bundan iyi yol güç bulu nabilirdi. Zaten hu yüzdendir ki iyimser Türkeşçilerde bile (Komi a böyle bir şıkkı kabulle eceği ümidi pek ama pek hafifti. w Ankarada,ÂÂydın Yalçın tarafın dan bir siyasi partinin fikri çalışma larının devam ettiği yolunda Öncü yapılan açıklama üzerine bu fikride