10 Ağustos 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

10 Ağustos 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tİ YA Karaca Sanat ve politika "Batı memleketlerinde revü ve kaba- relerin en casip tarafı olan siyasi hiciv ve nükteyi bizde sahneye çıka- ran, bu- sayede geniş bir. seyirci top-, lulugunu kendisine çeken bir Muam- mer Karaca vardı, Böylelikle, Naşit- ten sonra öldüğüne e Tu- luatı, yeni ve daha göz okşayıcı bir şekilde, dirilttirine, halin geliştirdi- ğine inananlar bile olmuştu. 1946 - 50 devresinin samimi, 1950 - 57 devresinin zoraki tolerans hava- sından faydalanan Karaca, ,uzun yıl- lar, halk arasında sözü edilip de ön- celeri yazılmıyan, sonraları da yazı- lamayan politika tenkidlerini, dedi- kodularını, nüfuz ticaretini ve ikti- dar imtiyazlılarının kurdukları hege- monyayı işleyerek seyircilerini bol bol güldürdü, hattâ güldürmekle kal- madı, bir ara cesur bir muhalefet kürsüsü kadar kendisini sevdirdi de. Fakat, Muammer Karacanın ti- yatroda açtığı bu tarz, geriye dönü- lüp dikkatle tetkik edilirse, onun ön- celeri . iktidarını, i cereyanları lehine dile dolamakla kendini göster- diği, 1950 den sonra, seçimleri kaybe- derek düşmüş olan aynı iktidarın, o zamanlar hoşa gitmiyen eski ve ye- ni tutumunu alaya almak ve dolayı- sıyla yeni D.P. iktidarını "tutmak" suretiyle geliştiği, 1954 den sonra ar- tık caki İktidarın hicvedilecek tara- fı kalmadığı, daha doğrusu yenisi es- kisine rahmet okutmıya başladığı za- man da, palazlanan iktidar büyükle- rinin etrafını saran ve çıkarından başka birsey düşünmeyen, o zıpçıktı politikacı esnafının aşın ve gülünç halleriyle beslendiği (o hatırlanır. Bu devrede Muammer Karacanın itina gösterdiği tek şey D.P. iktidarının | numaralı adamına toz kondurma- maktı. Onun bazı jestlerini, hattâ ko- nuşma tarzını taklidettigi görüldüy- se de bunlar hep onu sevimli göster- mek içindi. Etraf alaya alınabilir, hicvedilebilirdi, ama "baş"a dokun- mamak lâzımdı. Çünkü balığın nere- den kokmıya başladığı malümdu. Bu tarz bir politika hicvi "başın da hoşuna gitmiyor değildi. Zira iş- ler ters gitmiye başladığından beri, etrafa yayılmasından notlandığı bir rivayeti, "Etnan beyiyi, ama etrafı kötü" rivayetini kuvvetlendirmiş olu- luyordu.- “Etnan bey duymasın!" temsilleri -hatta "Sabık Bakan"-, bu bakımdan, politika sathı mailinden kaymıya başlamış olan sabık başba- kanın ekmeğine yağ sürmüştü. Mu- AKİS, 10 AĞUSTOS 1960 TR O ammer Karaca bu hizmetinin mükâ- fatını görmekte (ogecikmedi! Deylet Tiyatrosuna adımını atmamış olan sabık başbakan Karaca Tiyatrosunu va temsillerini şereflendirmiş, tesirli bir propaganda unsuru olduğunu der- hal kavradığı Karaca ile sarmaş do- laş resimler çektirmişti. Bu yakınlık elbette meyvasiz kalamazdı vs tabii kalmadı da Madalyonun tersi 1 957 den sonra işler güçleşmeğe aş ladı. D.P.'iktidarının tutu ve durumu "baştaki ne toz Ködürm: dan etrafı kötülemekle hoş gösterile- bilecek halden çıkmıştı. Değil "etraf" a, bucak başkanlarına ait en küçük telmihler bile hayli- yıpranmış olan iktidarı saracak kadar tehlikeli "gö- rülüyordu; Ama Muammer Karaca- ya seyirci, oluk gibi akmasına alıştı- ğı gişesine de hasılat lâzımdı. Onun için zekâsını kullandı. 1958 de, va- kası yabancı bir diyarda geçen ve nü- fuzlarım kötüye kullanan birkaç ve- kili sahneye çıkaran bir komediyi "Mahud Heykel" adıyla © oynamıya kalktı. Karacanın hesabı yanlış de- gildi: "Mâhud Heykel" adı, dikkati Saki devre, eski iktidara ve onun li- derine çekecek, - dolayısıyla oyunun vakası da o devre maledilebileöekti. Ne çâre ki evdeki pazar | rl madı. Temsili seyrederi baz leri gelenleri sahnede kendilerini va arkadaşlarım tanımakta güçlük çek- mediler v« telaşlandılar. 57 seçimleri, binbir güçlükle daha yeni kazanıl- mışken, böyle kötü örnekler teşhir etmenin, muhalefetin ekmeğine yağ sürmenin mânası var mıydı T Bu Mu- ammer Karaca artık tehlikeli olmı- ya başlamıştı. Aslında para kazan- maktan başka bir düşündüğü yoktu. "Beyefendi"yi tutuyor görünüp en yakın ülkü arkadaşlarım rezil edi- yor, D.P. nin prestijini sıfıra indiri- ZOR DÜNYA (Şiirler) Yazan: Ali amm Fi; Kitabın bütün edliri Hürriyet Şehidimiz Teğmen ALİ il e ın varisler İsparta Noterliğinin 26.6.1960 Tarih ve 3035 sayılı senediyle , terkedilmiştir. İsteme yeri: Karanfil Sokak 9/A Feryal Koll. Şti. C.H.P. Genel Merkezi karsısı (Tediyeli gönderilir.) Karacada "Bulunmaz Damat" Uydur uydur oyna! yordu. Artık buna daha fazla göz yumulamazdı... Nitekim yumulmadı da, "Mâhüd Heykel" piyesi derhal afişten indiril- di ve yerini can kurtaran "Cibali Kar rakolu" aldı. Karacanın güvendiği iktidardan yediği ilk darbe bu oldu. Artık ne oynıyacağmı pek bilemiyor- du. Senelerdir sürüp giden ve günlük, politikanın icaplarına göre ayarla- nan nükte ve hicivleri, bir ara, kom- şu memleketlerdeki hâdiselere aktar- mak istedi, "Şeyhin Encamı" bu te- şebbüsün başarısız bir denemesi oldu- Irak hâdiselerini okarikatürleştirme- ge özenen bu yavan komedi ne seyir- ciyi güldürdü, ne de kuşkuları arttık- ça artan D.P. iktidarım memnun et- ti, İflâs ve sanata dönüş Politika ile beslenmiş, varlağını ona bir tiyatro tarzı iflâs i. Tuluata yer veren topluluklarına tatbik muaf tutulmuş olan Karaca tiyatro- suna da tatbik edilmeğe başlanmış, D.P, iktidarı için zararlı olabilecek her çeşit nükte ve telmihlerden ka- çınması ondan da istenmiş, kontrol- lara bile başlanmıştı. Bir İtalyan pi- yesi, "Masif İskemle", memur sınıfı- nın acıklı durumunu canlandıran ta- rafı arıyla bu iflası biraz geciktirmiş oldu. Muammer Karaca bu durum kar- sısında kurtuluşu, sanat için sanat yapmıya dönmekte buldu. İflâsı bir çeşit tasfiye önleyecekti. Tiyatrosu- nu Muhsin Ertuğrulun kurduğu yeni 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: