İKTİSADİ VE MALİ SAHADA. sin am fikrinin asıl önemli ve kıy- metli olan tarafı, bütün tarım sektö- rünün, uygulanmadaki pratik zorluk- lar karşısında, götürü bir şekilde de olsa vergilemeye katılmasını sağla- mağıydı. Bina Vergisi ise, hâlâ çok düşüktü. Memleketimizde özel lüks inşaatı teşvik eden unsurlardan biri de buydu. İdeal olanı vergi matrahı- nın yükseltilmesiydi. Fakat, bu iş ka- dastro ve tapulama bakımından hay- li zaman alacağı için, bir ilk tedbir olarak nisbetlerin arttırılması yoluna gidilecekti. Yapılması gereken bir di- ger ıslahat da Bina Vergisinde yeni inşaat için konmuş olan 10 yıllık mu- afiyeti kaldırmak olmalıydı. Bu mu- afiyet hakikatte mesken, inşaatını teşvik için konmuştu. Fakat bunun ucuz ve küçük mesken insaatmı de- gil, memleket standardlarının çok üs- tünde israfil -lüks ev, oapartman ve han insaatnıı teşvik ettiği görülüyor- du. Ucuz mesken inşa etmek, -hattâ liberaller liberali Prof. Erhard'ın bile kabul ettiği gibi- hiçbir vakit özel te- şebbüsün harcı olmamıştı. Bu işi an- cak Devlet yapabilirdi. Alicanın vergi konusunda verdiği haberlerden biri de Gider Vergisinde- ki aksaklıkların düzeltilmesi konu- sundaydı. maliyet- Gider Vergisinde, leri sun'i olarak arttıran ve bazı lü- zumsuz formalitelere sebep olan hü- kümlerin mevcut olduğu öteden beri kabul ediliyordu. Bu aksaklıkların giderilmesi, sanayimizin daha normal şartlar altında ema İn cak ve böylelikle hem tehlikin menfaatleri daha iyi ank hem de dış memleketlerle rekabet şartla- rımızda, hayli cüz'i de olsa, bir düzel- me sağlanmış olacaktı Diğer ıslahat Fakat vergi konusunda yapılması gereken reform elbette bu kadar- la kalmamalıydı. Bir kere Gelir Ver- gisinde ıslah edilecek başka konular da vardı. Mal beyanı yoluyla hakiki servet t rakümünün ölçülmesi imkâ- nıma Gelir Vergisi Kanununda tanın- mamış olması o sayesinde, sanayi ve ticaret sektörleri büyük ölçüde vergi kaçırmağa muvaffak olmuşlardı. Bu durumu ortadan kaldırmak gereki- Gelir Vergisi sistemi- prensibini gerçekleş- tirerek emek mukabili olan gelirler için daha düşük ve emek mukabili olmayan gelirler (için de daha yüksek nisbetler kabul etmek ge- rekiyordu. Bundan başka, belli bir gelir diliminden sonra, yatı- rıma tahsis olunmayan gelirlerin ta- mamının vergi olarak tahsil oluna» cağı kaidesi de, birçok memleketler- de olduğu gibi, bizde de kabul edilme- liydi. Ayrıca, Veraset ve İntikal Vergi- sinin de ıslahı zarureti yardı. İçtimai adaleti gerçekleştirme ek ve her va- tandaşın hayatta mertebe eşit imkân ve fırsatlarla karşılaşma- sı prensibi iskametinde yol almak için bu, kesin bir mecburiyetti. Bu vergi, hâlâ ii. kayıtlarmdaki kıymetlere göre veriliyordu. yeni kıymetlere göre almak zaruri idi. öteyandan, Veraset ve İntikal Vergisinin tatbikatında da, emek karşılığı o kazanılmış Oo servetin -me- min küç küçük tasarruf sahipleri- ük esnafın, küçu.c çiftçinin senileri gibi- daha az nisbetlerde ergiye tâbi tutulması, yüksek gelrr tabakalanımın ve hassa sanayi ve ticaret alanlarındaki kârlarla mey- dana gelmiş servetlerin daha yüksek nisbetlerle sağla- vergilendirilmesini mak gerekiyordu Fakat bütün bu zaruri ıslahatın, kalkınmamız için lüzumlu tasa rruf> ları tek başlarına sağlayabileceği söylenemezdi. Devlet yatırımlar için daha büyük kaynaklara muhtaçtı. Plânlama yolunda sarfedilen gayret- ler de işte bunun için yapılıyordu. 28 AKİS, 10 AĞUSTOS 1960.