RADYO Reklâmcılık Meseleler Dünya radyolarının hepsi kuvvetli bir gelir kaynağından istifade e- derek yayın yapmak zorundadırlar. Eğer bir radyo istasyonu yeter dere- cede maddi imkânlara sahip değilse ve gerek idari işlerde çalıştırdığı me- murlarına, gerekse sanatkârlarına yeter derece ücret veremiyorsa O radyo istasyonunun programları hiç- bir zaman dinleyiciyi tatmin edemez. Zaten bizim radyolarımızın program larındaki cılızlığın sebeplerinden bis imkânsızlıkta yoları tatmin edici yayın yapa- bilmek için çeşitli gelir yollarına başvurmaktadırlar. (o Bunların o ba- şında reklâmcılık vardır. Amerikada olduğu gibi radyo veya televizyon istasyonları yalnız reklâmdan sağla- dıkları gelirle beslenirler, hattâ rek- lâmcıları ilgilendirmeyen Oo kültürel programların masraflarını bile diğer reklâm programlarından aldıkları satı ile çalışan radyolar bulunmakta- 'dır. Yine Amerikada olduğu gibi/ bel- li sayıda radyo istasyonları yalnız bağışlarla (o harikulade (programlar yayınlamak fırsatına sahiptirler. Bu şekilde çalışan radyo istasyonları ü- niversitelerin malıdır ve yayınlarında de mevcut radyo cihazları için belli miktarda ücret ödenir. Türkiye rad- la beraber, dünya radyolarına bol ge- lir getiren oreklâmcılığın radyoları- mızın programları arasında yer al- dığı ve bu sebepten de ortaya bir ta- kım meselelerin çıktığı dinleyicileri-. mizin kulağından kaçmamıştır. Bugün Amerikada bile radyo reklâmcılığının aleyhinde olanların sayısı oldukça yüksektir. Birçok tanınmış iş adam- ları, hükümet ve eğitim alanında isim yapmış kimseler radyo dalgalarından ederek reklâm yapılmasını , hattâ bayağı bulmaktadırlar. Amerikadaki durum ne olursa olsun, radyo ve televizyon oreklâmcılığının sâdece ve sâdece maddelerin, hizmet- lerin ve fikirlerin dağıtımı için dinle- yiciyi aydınlatmak Oomaksadiyle baş vurulan bir yol olduğuna şüphe yok- tur. Türkiye radyolarındaki reklâm- cılığın bu anlama uymaktan çok u- zak olduğunu ise herkes bilir. Bunun- la beraber reklâmcılığın memleketimi zin ekonomisinde oldukça önemli bir 36 rol oynadığını ve İlerde de daha bü- yük Dir rol oynayacağını kimse inkar edem Bizde “eklâmcılık Türkiye radyolarındaki reklâmcılı- ğın bütün bu noktaları hiçe saydığı muhakkaktır. Üstelik bugün radyola- rımızda yapılan reklâmların her ba- kımdan geri ve kalitesiz olduğunu da bilmeyen yoktur. Buna rağmen rad- yo reklâmcılığımız henüz sosyal bir dâva haline gelmemiştir. Fakat bu tehlike mevcuttur. Bunun sosyal bir dâva haline gelmemesi için ne yapmalıdır? Bir defa reklâmdan alman gelirin hiç olmazsa bir kısmı- nın radyolarımızın en tabii ihtiyaçla- rı için sarfedilmesi icabeder. İkinci mesele de 27/1/1951 gün ve 3/12402 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile tas- dik edilen radyo ilân ve reklâm tari- fesinin baştanbaşa değiştirilmesi yo- luna gitmektir. Radyoculuk ve rek- lâmcılık prensiplerine aykırı ve bir- birinden kötü ve tatbik edilmesi de bir o kadar zor olan maddelerin yer verildiği bu ilân ve reklâm tarifesi- nin genişleştirilmesi radyo idarecileri gibi reklâmcıların da rahat bir nefes almalarına sebep olacaktır. Reklâmcılıkla mühim bir ların devlet oradyolarından aldıkları ücretlerin kifayetsiz oluşudur. Radyo idarecilerinin reklâm programlarını hazırlamaları İnkılâptan önce bilhas- sa İstanbul Radyosunda çeşitli söy- lentilere yol açmış ve şahsi menfaat- tır. Sözün kısası, reklâmcılıktan u- zak kalamayacak olan radyolarımız- da bu işin düzenlenmesi radyoculuğu- muzu ilgilendiren diğer meselelere de tesir edecek ve bu meselelerin de kendi çaplarında belli şekillere gir- melerine yardım edecektir. AKİS, 3 AĞUSTOS 1960