törenine taraftar değildi. Gideceği yere beraberinde gazeteci bile götür- mek istemiyor, o alâyişten mümkün olduğu kadar kaçınıyordu. Nitekim İskenderun seyahatinde de öyle oldu. Gene ÇKB 59 ile gidilecekti. Uçak bir gece evvelinden Etimesgut Hava A- lanında hazırlandı. Sıkı sıkıya gözden geçirilerek sabah erkenden harekete âmâde hale getirildi. Başkan ve bera- berindekiler saat 7.45 sıralarında An- karadan ayrıldılar. Hava Alanına ge- lindiğinde günlük mesai henüz baş- . Etimesgut sessiz ve ten- birkaç vazifelinin askerce selâmları arasında havala- Gürsel nan ÇKB 59 u hiç bir şeyden habersiz biri görse, askeri hava alanından bir nakliye uçağının kalktığını ve vazi- feyle bir yere gittiğini sanırdı. Dev- let ve Hükümet General Gürseli ise Etimesğuttan hareket et- mek kadar sevindiren pek az şey vardı. Sessiz sedasız uçağa binen Başkanın yüzünden bu memnuniyet açıkça okunuyordu. Asfaltlanan yollar.. Buna karşılık İskenderunda bilhas- sa sivil idarenin telâşı pek fazlay- dı. Bozuk olan ve Generalin geçmesi muhtemel bulunan üç yol bir gün ev- AKIS 3 AĞUSTOS 1960 velinden son derece büyük' bir itina ve aceleyle asfaltlanmıştı. Hele yol- lara yapıla . taklara doğrusu diyecek yoktu, İktisadi Devlet (Teşekkülleri birbirleriyle yarı oetmekteydiler. A- dana yolu üzerine Petrol Ofis tarafın- dan kurulan ve iki tarafında kaleler bulunan tâk, bir yüzde hesabı neti- cesi yaptırılmıştı. Gerçi Başkanın A- danaya gitmesi yüzde bir ihtimaldi ama, yoğurt gölünün teşekkülü için düşünülen "ya tutarsa" hesabı galip gelmiş ve esasen hazır bulunan tâk caddeye kuruluvermişti. Takın hazır olmasının sebebi Ofis o idarecilerinin bunu sabık Başbakan Menderesin ge- İskenderunlulara hitap ediyor Bir andlaşma imzalandı lişinde kullanmış olmalarıydı. İda- reciler ne de olsa ekonomik insanlar- dı. Yapılan takı obozdurmamışlardı. Seçim yaklaşıyordu. Kim bilir kaç tane daha iktidar büyüğü şehri ziya- ret edecekti. Ama bir ihtilâl lideri için bu tâkın tekrar yola dikileceği idarecilerin . aklından bile geçmemiş- ti. Sabah saat 7 sıralarında yola ve hava alanına birikmiş olan İskende- runluları bir telâş ve bir üzüntüdür aldı. Gökte toplanan bulutlar yağmur ve fırtına haberini veriyorlardı. Ha- va dakikalar ilerledikçe bozdu. Hele birkaç damla çiseleyince bekleşenleri YURTTA OLUP BİTENLER bir hüzündür kapladı. Bu arada hava muhalefeti dolayısıyla Devlet ve hü- kümet Başkanının İskenderuna gel- mekten vazgeçtiği haberi süratle ya- yıldı. Yüzler asıldı. e Bulutlara endi- şeyle bakanların sayışı çoğaldı. Ney- se ki pek az sonra ikinci bir haber etmişti ve bir saat sonra İskenderun-, da olacaktı. Haber ( İskenderunluları sevindi- rirken idarecilerin telâşını biraz da- ha arttırdı. Zira şehirde Cumhurbaş- kanlığı forsu bulunan bayrak yoktu. Gerçi isin farkına daha evvel ovarıl- mış ve faaliyete geçilmişti ama. ta- lih bir türlü yaver gitmiyordu. Evve- lâ büyük bir bayrağın köşesine Cum- hurbaşkanlığının forsu yağlı boyay- la işlenmişti. Ancak bayrak hava a- lanındaki direğe çekildiğinde direğin kırılmasına ramak okalmıştı. Direk kocaman bayrağı bir türlü çekmiyor- du. Hafif bir rüzgâr işi altüst edebi- lir ve bunca emekler boşa gidebilirdi. Alâkalılar oObayrağı (o küçültmeyi düşündüler. İkinci bir bayrağa Cum- hurbaşkanlığı forsu işlendi. Su sefer de bayrak pek küçük kalmıştı. O ka- dar ki gören gülmekten kendini ala- mıyordu. Başkanın karşılayıcıları 15