B n tam kırksekiz yıl (o evvel Ispartanın şimdiki Gazi Kemal Paşa mahallesinde bir öğretmen çocuğu o- larak doğan Fehmi Yavuz onbeş da- kika sonra Cemal Paşayı telefonla arıyor ve mutabakatını bildiriyordu. Yeni Eğitim Bakanının yeni Devlet Başkanıyla karşılanışı ancak 29 Ma- yıs günü kabil oldu. iki adam birbir- lerinden hoşlandılar. Ispartanın ça- lışkan çocuğu yeni idarenin en güç vazifelerinden birini sırtladığını müd- rik olarak vazifeye başladı. Fehmi Yavuz 1912 yılında Ispar- tada doğmuştu. Evleri İmam Hasan Çeşmesi yanındaydı. o Babası büyük bir kısmı köylerde olmak üzere 35 yıl öğretmenlik yapan Mehmet Ali bey- di, Mehmet Ali bey 1956 yılında öldü. İstanbul Muallim Mektebinden me- zundu. O da Ispartalıydı. Memleket çocuklarının vam için köyünde kentinde ömrünün 35 yılını severek, fedakârlık ve ei geçirmişti. Aile, orta halli bir aileydi. Fehmi Ya- vuzun annesi de Ispartalıydı. Çocuk- larına, kocasına bağlı bir ev kadınıy- dı. Bugün hayattadır. Fehmi Yavuz ilk ve ortaokulu Ispartada okudu. 1928 yılında ortaokulu bitirdi. 1931 yılına kadar oMuğlanın Turgut ve Kavaklıdere köylerinde öğretmenlik yaptı. Hayatında bütün arzusu oku- mak, tahsiline devam edebilmek im- kânım sağlamaktı. Tek gayesi de Mülkiye öğretimi yapmaktı. Başka bir arzusu yoktu. Üç yıllık köy öğ- retmenliğinden sonra İstanbul Per- tevniyal Lisesine kaydoldu. Burasını 1934 yılında bitirdi. Sonra da, küçük- lüğünden beri büyük arzusu olan Mülkiye Mektebine kaydoldu. 1933 yılında lise tahsiline devam ederken Almanyada Nazilerin (işbaşına gel- mesi onu üzmüştü. Ya harp çıkar da Mülkiye tahsili yapamazsa?. 1937 yı- lında Ü şubesinden nakledilen Mülkiye Mektebinin ilk mezunları a- rasındaydı. Fehmi Yavuz için Mül- kiyeyi bitirmek de kâfi değildi. Bu arada Almanyada Jena'da li- san kurslarına devam etti. Berimde, Leipzeig'deki "Balkanlar İktisadi A- raştırma OoEnstitüsü" nde okudu. Frankfurt / Main'deki üniversitede doktoraya başladı. Savaşın çıkışı dok- torasını tamamlamasına engel oldu. 1939 - 1941 yılları arasında yedek su- bay olarak askerlik görevini o yaptı. 1941 Ekiminde evlendi. Eşi de Ispar- talıydı. (o Terhisinden sonra (Maliye Bakanlığında memur olarak İşe baş- ladı. 1941 sonunda Mülkiye Mektebinde açılan asistanlık imtiha- nına girdi ve kazandı. Ama o zaman- ki Maliye Bakanı Fuad Ağralı muva- AKİS 3 AGUSTOS 1960 fakat vermediği için bu o vazifesine başlaması gecikti. Sonunda istifa di- lekçesini sundu. Bu suretle bir yıl kaybetmiş oluyordu. 1942 yılı sonun- da vermek zorunda kaldığı istifadan sonra muvafakat alabildi. Fehmi Ya- vuz arzuladığı ilim hayatına başla- mış oluyordu. Mülkiye Mektebinde iktisat - Maliye asistanı olarak çalış- mağa başladı. O sıralarda meşhur Ernst Reuter de Mülkiyede Şehirci- lik dersini okutuyordu. Bu kürsünün asistanı, doçenti yoktu. Fehmi Yavu- za şehircilik ile ilgili bir tercüme işi verilmişti. Bu suretle oReuter'le 'iş- birliği yapmak imkânını elde etti. Bu çalışmalar genç asistan Fehmi Ya- vuzda şehircilik konusuna karşı ya- kın bir ilgi uyandırdı. Bu kürsüde ik- tisat, maliye, sosyoloji gibi meseleler ele almıyordu. Dersler caddelerin ge- nişletilmesi, o meydanların indirilip bindirilmesiyle ilgili değildi. Tama- en sosyal ve iktisadi (o meselelerle meşguldü ve üstelik omemleketimiz- de boş kalmış, e çalışıl- mamış bir alandı. Mülkiyenin o za- manki müdürü Ali Fuad Başgil mü- racaat ederek Reuter'in asistanı ol- du. Reuter -Batı Berimin eski Bele- diye Başkanıdır- gitmeden önce, 1946 yılında, doçentliğe yükseldi. Bu ara- da Çalışma Bakanlığı İş ve İşçi Bul- ma Kurumu Umum Müdür Muavini oldu. Ayrıca İşçi Sigortaları Kurumu Umum Müdür Vekilliğine de tâyin edildi ve 1947 yılı sonuna kadar bu vazifeleri gördü. Buralardan iyi pa- ra alıyordu. Ne var ki Fehmi Yavu- zun gözü parada değil, İlimdeydi. Pa- ra iyiydi, mevki yerindeydi, imkân- lar güzeldi ama Fehmi Yavuz için bunlar o kadar ilgi çekici şeyler de- gildi. 1947 yılı sonunda bir çok kişi- nin ağzının suyunu akıtan bu mevki- leri ve maddi imkânları bırakarak bir doçent maaşına rıza gösterip kürsü- süne, ilmine ve öğrencilerine döndü. 1953 yılında profesör oldu. Sonra İn- giltereye gitti. 1955 yılına kadar ora- da kaldı ve incelemeler yaptı. 1958 yılı Aralık ayında (o Siyasal Bilgiler Fakültesinin (oDekanlığına ( seçildi. EGİTİM Bundan sonraki işi ise Milli Eğitim Bakanlığıdır. Güç bir İş Yavuz işe başlar başlamaz kolları sıvadı. Bugün hazırlıkları yapıl- makta olan Halk Eğitim Teşkilâtı, Türk Kültür Ocaklarının çalışma e- saslan bu alanda bilgiye, ilme ve ih- tisasa dayanan bir çalışma devresine girilmek üzere olduğunu göstermek- tedir. Küçük ve derhal okul yapılma- sı mümkün olmayan köyler için şim- dilik "Gezici Okullar" yoluna gitmek ve bu arada "Bölge Okulları"nı ger- çekleştirmek düşünülen çâreler ara- sındadır Fehmi Yavuzun biri onsekiz yaşın- da bu yıl Ankara Kolejini o bitiren Darvas Yavuz, biri ondört yaşında ortaokulu bitiren Sevinç Yavuz ol- mak üzere iki çocuğu vardır. Son de- rece sakin bir hayat yaşar. Eğlence yerlerinde hemen hemen hiç görül- mez. Fakültesi, öğrencileri, r» ilmi çalışmaları ve ailesi arasında mütevazi, süsten ve ve bağlandığı yaşamadır. İçkiyle a- rası hemen hemen yok gibidir. Bu- güne kadar, bazı mecburiyetler altın- da, içtiği rakının sayısı yirmi kadehi geçmez. Sıcaktan bunalanların serin- lemek için bira içmelerini bile biraz yadırgar. "Güzelim ayran dururken bira içilir mi?" diye düşünür. Bugü- ne kadar frak, smokin giymemiştir. Yaptırmamıştır da. Bundan sonra da yaptırmağa, giymeğe niyetli de- ğildir. Bu fakir milletin bunca der- di ve meselesi dururken kıyafet ve protokol omeseleleriyle ouğraşmanın boşuna vakit harcamak olacağı ka- naatindedir. Şimdi sabahın erken sa- atlerinden gecenin geç (o vakitlerine kadar bir yandan öğretmenlerin derdlerini dinlemekte, bir yandan da çığ gibi büyüyen eğitim meselelerine hâl çâresi aramaktadır. Devrim hü- kümetinin işi bitince, en büyük arzu- su hemen kürsüsüne dönmek, ilmi alışmalarına ve öğrencilerine oka- vuşmaktır. SÜMER BA N K Şubeleri Satacakları Hürriyet İstikrazı Tahvillerinin Hiçbir ücret almadan muhafazasını kabul eder, Sümerbank bu konuda da emrinize amadedir. 29