- YURTTA Havadis"i tel'in eden dövizler En kıymetli edebiyat caklar, böylece omeşhur Ord. Prof. hakkında imza toplayan devrimci gençlerin teşebbüsünün tesirini azal- acaklardı. Tertibin perde arkasında D.P. Gençlik Kollarının öncüleri var- dı. Kadri Mısırlıoğlu yüksek baştı. Eyüp Yardımcı, Varol Taşkıran, Erol Ergüneş plânın mimarlarıydı. Ertuğ- rul Aktan. Necati Çakıroğlu -Mende- resi, Üniversiteyi ziyaretinde sırtla- yan delikanlı-, Nazım Durmuşoğlu, Mehmet Bağış kafileye bizzat katıla- caklardı. Kantinde toplanıldıktan sonra, iki grup halinde karşı yakaya geçilecek' ve Hocanın Feneryolundaki evi önünde birleşilecekti. Hoca vazi- yetten haberdardı, kendisine talebe- lerin geleceğini bildirmişti. Her hal- de orada bir kaç söz de döktürecek- ti. Ancak Başgilciler (o Feneryoluna vardıklarında (karşılarında (Hocayı değil, tertibi daha evvel öğrenerek hazırlık yapmış emniyet kuvvetlerini buldular. İki grubu dolduran 87 ki- şinin hepsi yakalandı. Ancak üçü kaçmağa teşebbüs etti, fakat onlar hit Erdoğan kendisine has üslubuyla gençlere hitaben iki saatlik bir ko- Konuşma bir- nasihat mahiyeti taşıyordu. Fakat son derece sertti ve Albay Erdoğan her teşebbü- sü merhametsizce ezmek niyetlerini saklamadı. Böyle aydın gençlerin bir takım örümcek kafalılara âlet olma? ayıp değil miydi? Hem bu gençler cereyan eden hâdiselerden, girişilen tertiplerden haberdar mıydılar? Yoo. AKİS, 3 AĞUSTOS 1960 O halde? İlk tahkikat gençlerden bazıları nın hakikaten kandırılmış oldukları- nı ve hoca ziyaretine götürüldükleri- ni ortaya koydu. Diğerleri ise daha ziyade iğfal edilmişler, şeytana uy- muşlardı. Akşam vakti yedi teşvikçi hariç, gösteri meraklısı gençler tah- liye edildiler. Kendilerine iyi bakıl- mış, karınları dönerli pilâv ve hoşaf- la doyurulmuştu. Albay Erdoğan a- zimli ve kararlıydı ama halefi gibi sadist değildi. Dövizler OLUP BİTENLER Suyun altı Emniyet Müdürü bir takım tertip- lere girişildiğini bildirirken hak- sız-değildi. Hakikaten Başgilin, Pe- yami Safanın ve Havadis ile Yeni Sa- bahın etrafında bazı manevralar dö- nüyordu. Nitekim 8 Temmuz günü İz- mirdeki Eşrefpaşa postahanesine ve- rilen onüç adet 6 Temmuz tarihli Ye- ni Sabah gazetesi dikkati çekti. Ga- zeteler Milli Birlik Komitesinin bir üyesine gönderiliyordu. o Üzerlerine birer kuruşluk pul yapıştırılmış, Ye- ni Sabah manşetinin yanma üçüncü sayfaya bakılması o ikazı yazılmıştı. Katlanmış gazetenin birinci sayfası- na mavi karbon kağıdıyla çoğaltıl- mış, parşömenden birer mektup iliş- tirilmişti. Mektupta Başgilin yazısın- dan, ilham alınması, dinsizliğin bıra- kılması, Halkçı kâfirlere uyulmama- sı ve Hocanı nın irşatlarından faydala- nılması tavsiye olunuyordu. Milli Birlik Komitesi üyesi bu ga- zetelerden iki tanesini tahkikata gi- rişilmesi için İzmir Valiliğine gönder- di. İzmir Valisi bunu Emniyet Mü- dürlüğüne havale etti. Başlayan tah- kikat bir fesat yuvasının mevcudiye- tini ortaya koydu Bu sırada basındaki devrimci ya- zarlara da ağız dolusu küfürlerle do- lu mektuplar geliyor, tehditler yağ- dırılıyordu. Ama bütün ri su al- tında oynanan oyunun su yüzüne çı- karılması ve bir tiskeyle tarümar €- dilivermesinin infialin, hiddeti i i yetle çöp sepetlerine sevkediverdiler. "Havadis"e bırakılıyor Gençliğin. ihtarı...