da gelinleri tepesine çıkmışlar da, iyi güzel ama, denizi görecek kadar yük- sek değil demişler" dedi. Yanında yürüyen arkadaşı apart- mana biraz gıpta, biraz da üzülerek baktı. Başını manalı manalı salladı. Cevap verdi: " ' oOBunları kimlerin o parasıyla yaptırdılar ağa?. Dediklerine bakı- lırsa Celâl Bayarla,, Koraltan Bos- saya a imiş. Ben de yaptırırım, elbet Hâdise Adananın kızgın güneşi- nin İstasyon caddesini kavurduğu ge- çen haftanın sonunda, pazar günü cereyan ediyordu. İki genç Osmani- ye kazasından gelmişlerdi. Adanada geziyorlardı. İki genç tuhaf bir tesadüf inkı- kâptan bu yana Adanalıların büyük bir kısmının düşündüklerini birbirine söylüyorlardı. Hakikaten Türkiyenin en zengin iş adamlarından biri sayı- lan Hacı Ömer Sapancanın sekiz kat- lı apartmanı Adanada dağ gibi yük- selmekte ve gelen geçenin dikkatini çekmektepdi. Bir kere apartmanın yapılış hikâyesi son derece entere- sandı. Yığınla malzeme yiyen bu kü- çük dağ çimentonun, demirin en kıt zamanında yapılmıştı. Hacı Ömer o zamanlar hiç sıkıntı çekmemiş ye bütün ihtiyaçlarını tahsisten kolay- lıkla temin edebilmişti. Malzeme yet- tiği gibi, artmıştı da. Artan malze- meyle bir dost sohbetinde Hacı Ö- merin dediği gibi "bir kulübecik ya- pılıvermiş" ve kulübe biraz irice ol- duğundan iki katlı köşk haline geti- rilmişti. Hacı ömerin zengin, hattâ çok zengin olduğu biliniyordu. Sakıt İk- tidar devrinde Bossa adı altında ku- rulan mensucat fabrikası Adanadaki diğer iş adamlarım rekabet edemez hale getirmişti. Bundan ziyadesiyle zarar görenlerden biri de eski D.P. İl Başkanı Mahmut Karabucaktı. Politikada da işi kadar dürüst olan Karabucak mütevazi fabrikasıyla bu dev yapılı tesisin karşısına çıkamı- yordu. Hacı ömerin kurduğu Bossa müessesesi şimdiye kadar hiç bir mü- essesenin mazhar olamadığı kâba e- ler milyonları bulan kâr elde etmişti. Değirmenin suyunun nerelerden gel- diği belliydi Devrin büyükleri, hele hele en büyükleri Bossa ile ahbaptı- lar. Elbette ki bu müessese kâr ede- cek, elbette ki serbest rekabet im- kânı bırakmayacaktı. Hem de kimin devrinde? Liberal ekonominin savu- nucusu D.P. devrinde.. İşte bütün bunlardan dolayıdır ki Adanada Hacı Ömer aleyhine bir ce- reyan başladı. Hele hazineye bağış yapılması geleneği alıp yürüdüğü sı- ralarda Hacı Ömerden ses seda çık- mayınca eski D.P. liler dahi feryadı bastılar. O Hacı Ömer ki D.P. ye 1957 seçimlerinde iki milyon lirayı bir ka- lemde bağışlamıştı. O Hacı Ömer ki, D.P. ye nakdi yardım olarak şimdiye kadar elinden geleni vermişti. Nasıl olur da şimdi böyle bir işden imtina ederdi? Bununla beraber Hacı Ö- merin de şık bir teklifi yok değildi. Maddi 'sıkıntı içinde bulunduğundan, daha doğrusu elinde nakit para olma- dığından, hazineye Bossanın doku- Mersin imar ediliyor Yandı AKİS, 3 AĞUSTOS 1960 Mersin YURTTA OLUP BİTENLER Hacı Ömerin apartmanı Temelinde kimin teri var ? duğu kaput bezlerinden verebilecek- ti! Hacı Ömerin bu çıkışı tutmadı. Adanada memnuniyetsizlik gün geç- tikçe artıyordu., Neyse ki Hürriyet Tahvilleri yetişti. Şimdi, Adananın, hattâ Türkiyenin en zengin birkaç iş adamı arasında olan Hacı Ömer Sa- panca yarım milyon liralık Hürriyeti Tahvili almağa karar vermiş ve bunu büyük bir itinayla Adanalılara du- yurmağa başlamıştır. Milyonerin a» damları, ağalarının yakında yarim milyonluk Hürriyet Tahvili alacağını, bağıra bağıra her yerde söylüyorlar- dı. Gecikenler memleketi.. Her şeye rağmen Adanalı aydınlar bazı şeylerin oolacağından emin- dirler. Zira Milli İnkılâp hareketi sı- rasında Adanada bazı gecikmeler vu- ku bulmuştur. Meselâ Sakıt İktida- rın | numaralı valisi Turhan Kapan- lı ancak saat 17 sıralarında tevkif e- dilmiştir. O zamana kadar makamın- da oturan Kapanlı neredeyse (o Milli Birlik Komitesi adına emirler ver- meğe bağlıyacaktı. Gene İnkılâptan çok az evvel Konyaya Menderesin e- linl öpmeğe giderken yoldan çev'iri- len sakıt iktidarın I numaralı Beledi- ye Başkanı Ali Sepici, oKapanlıyla aynı saatlerde tevkif o edilebilmiştir; Gerçi Sepici Kapanlı kadar itidalini kadar fenalık geçirenlerin sayısı da bir hayli fazla olmuştur. Hele bu haftanın ortasında, Ada- 23