sonra samsun seyahati iktidarın hangi oyolda bulunduğunu ogös- termek bakımından da fayda vere- cekti. Samsunluların İnönüyü Kay- serililer kadar coşkun şekilde karşı- lıyacaklarından hiç kimsenin şüphe- si yoktu. Bilinmeyen, iktidarın Kay- serideki hatasını Samsunda tekrar- layıp Oo tekrarlamayacağıydı. Gene yollar kesilmek istenecek, askeri kuvvetlerin (o kullanılmasına çalışıla- cak, halkın hislerinin ifadesine mani olunacak mıydı? C. H. P. Genel Başkanı perşem- be günü Ankaradan ayrılırken ol- dukça şiddetli bir nezleden mustarip- ti, İncesuda, rüzgâr altında ve yağ- mur çiselerken kendisini üşütmüş ol- duğu anlaşılıyordu. Başkente döndü- günde bir kaç gün dinlenmiş, fakat nezleyi geçirememişti. Buna rağmen, uçağa binerek İstanbula gitti. Vapu- ru cuma sabahı onda Kkalkacaktı. Perşembe gecesi İstanbulda İnönü- nün ateşi biraz yükseldi. Genel Baş- kan erken saatte odasına çekildi. Se- yahatini tehir etmeyi düşünmüyordu. Gece kendisine D. P. Grubunun ya- yınladığı tebliğ hakkında omalümat verildi. İnönü, tebliği fazla ciddiye almadı. Daha ziyade, Samsunda söy- liyeceği nutkun esaslarını kafasında hazırlamakla meşguldü. Fakat ertesi sabah, Muhalefet li- deri tam manasıyla rahatsız uyandı. Ateşi 38 dereceyi bulmuştu. Bu hal- de yola çıkmasına imkân yoktu. Park Otelde kalan Dr. Kemali Beya- zıta vaziyet bildirildi ve hem Anka- rayla teması, hem de İnönünün se- yahatinin tehiri karşısında tedbir al- ması istenildi. Bunu takiben Dr. Ci- hat Abaoğlu oTaşlığa çağırıldı. Dr. Abaoğlu ohastanın ateşini tekrar kontrol etti, kendisini muayeneden geçirdi. Ateş hâlâ yüksekti. İnönü gripal bir rahatsızlık geçiriyordu. Endişeyi mucip bir hal yoktu ama Cc. . Genel Başkanının odasın- dan dışarı çıkması bahis mevzuu o- lamazdı. Gribin bir tek esaslı tedavi çaresi vardı: İstirahat ve dikkat. Ye- ni bir üşütme, hiç yoktan en yol açabilirdi. İnönü, tıp ilminin em- rine ister istemez boyun eğdi. " Ama aklı işindeydi. Ankaradaki arkadaş- larıyla görüştü. oOOnlardan hâdiseler hakkında malümat aldı, kendi görüş- lerini kısaca bildirdi. Bu sırada C. H. P. Merkez İdare Kurulu ile Grup idare kurulu müşterek toplantı ha- lindeydi ve D. P. Grubunun tebliğini inceliyordu. İnönünün seyahatini te- hir mecburiyetinde kalması bazı ted- birleri gerektirdi. Genel Başkanın ye- rine Genel Sekreter balm çıka- caktı. Samsun, Amasya, Corumda büyük hazırlık yapılmıştı ve halk AKİS, 13 NİSAN 1960 Baha Akşit Bitmemiş o senfoni Muhalefet lideri ile arkadaşlarım he- yecanla bekliyordu. Nitekim ertesi gün, sabahın yedisinde çıktı ve geçtiği her yerde şekilde karşılanarak Samsuna geldi. Bir gün evvel Tevfik İleriye alâka gös termemiş bulunan şehir C.H.P. Genel Sekreterinin oşahsında (oMuhalefete Hüsnükabulün en parlak örneğini verdi. Halk yollara dökülmüştü. Ci- var İllerden heyetler gelmişti. İnö- nünün gelmem bulunmasına rağ- men Samsun muhteşem, dört başı mamur bir kongre yaptı. Manzara şuydu: Ayrı bölgelerde bulundukları halde, Kayseride D. P. nin durumu artık neyse Samsunda da tıpatıp ay- nıydı. Cuma günü İnönü evinde istira- hat etti. Günde iki defa sigmamisin alıyordu. Ayrıca, bir öksürük şuru- bu verilmişti. Fakat o akşam ateşi gene yükseldiğinden Dr. Cihat Aba- oğlu sigmamisinin üçe çıkarılmasını uygun buldu. Nitekim, cumartesi Muhalefet lideri daha canlı, daha dermanlıydı. O akşam, Anka- radaki aile doktoru Dr. Bekir Ber- kol' geldi. Gece de Dr. Tevfik oSağ- lam Paşayı ziyaret etti. Bütün dok- torların teşhisi birdi: (İnönü gripal bir anjin geçiriyordu, fakat hastalık iyilik istikametini tutmuştu. Buna rağmen C. H. P. Genel Başkanının bir kaç gün istirahati şarttı. İnönü cumartesi akşamı Samsun kongresi- ne mesajını hazırladı. Mesaj, yıldı- rım telgrafla Samsun 11 Başkanlığı- na gönderildi. Ertesi sabah kongrede okunduğunda yer yerinden oynadı. İnönü iktidarın çırpınışlarını can çe- kişmeye benzetiyor, hadiseleri vatan- daştan osaklamanın o imkansızlığını belirtiyor, doğru yolu gösteriyordu: Milletin şahlanmış iradesine boyun eğmek! Muhalefet lideri vehimleri dağıtmak için gayret sarfından da geri kalmamıştı. Korkacak hiç bir şey yoktu. Millet iradesine boyun eğme yolu tutulduğunda her şeyin ne kadar kolay olduğu anlaşılacak, herkesle beraber bugünkü iktidarın başları da rahat edeceklerdi. Mesaj, bütün yurtta son derece iyi karşılan- dı. Milletin alâkası istenilirse haberi İnönünün ra- bütün yurtta bomba tesiri yapmıştı. Hele iktidar organlarının, Ok gün bu rahatsızlı- ğı büyülterek ve sanki ağır bir vazi- yet varmış gibi bildirmeleri heyeca- nı arttırmıştı. Ankarada cuma gü- nü öğleden sonra çıkan böyle iki ga- zete İnönünün ağır hasta olduğunu yazınca herkesi merak aldı. Tele- fonlar omütemadiyen işliyor, halk İnönünün sıhhati hakkında haber so- ruyordu. Hiç bir şey, Muhalefet li- derinin halkın sevgilisi (ohaline gel- miş bulunduğunu ve bütün milletin onun sıhhati üzerine titrediğini bun- dan daha açık seklide gösteremezdi İstanbul gazetelerinin fotoğrafçıları bu vaziyet karşısında Taşlığa üşüş- tüler. Millet, Mutlaka Paşanın res- mini ertesi günkü gazetelerde gör- meliydi. Bu sırada İnönü yataktan kalkınış, bir koltukta gazeteleri oku- yordu. Gazeteciler arzuladıkları res- mi çektiler. En ziyade telâşm hüküm sürdüğü Ankarada Ulus, resmi ko- caman neşredince İktidar çevreleri ağız değiştirmek (ozorunda kaldılar. Hastalık, tıbbi değil siyasiydi! Za- ferin Akşam Postası bir gün evvel İnönünün hastalığını müjdelemiş ve bu iş için mayi renkle papuç kadar harfler (kullanmış bulunduğu halde Zaferin Sabah Postası bam- başka mahiyette bir haber yayınla- dı. Zaferin yazdığına göre " leri birbirine bağlayan bazı ler Halk Partisi Genel Başkanının yeni bir siyasi hastalıkla malül bu- lunduğu kanaatini ileri (o sürüvorlar- dı". Gazete yazışını şöyle bitiriyor- du: "Belirtildiğine göre C.H.P Ge- nel Başkanı kendisini bu maceralı yolculuğa ozorlayanlara ancak son dakikada galebe çalmış ve bu suretle zevahiri kurtarmak için Genel Baş- kanın hastalandığı haberi meydana çıkarılmıştır.". o Anlaşılan (o İktidar çevreleri bir propagandalarının tut- madığını görünce bir başka yolu de- nemek zorunda kalmışlardı. Ama bu neşriyat (karşısında en ziyade eğle nen İnönünün kendisi oldu