13 Nisan 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

13 Nisan 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lecek YURTTA OLUP BİTENLER. de buydu. Ama bir haftadan beri bü- "Son H ra da milletvekillerinin sohbetlerinin başlıca konusu oldu ve o gün Meclis toplantı halindeyken koridorlarda. Grupta, gazinoda konuşuldu, konu- konuşuldu. Ancak, havanın yumuşamış bulunduğu da gözden kaçmıyordu. Zira Muhalefe- te mensup milletvekilleri (o İktidarcı arkadaşlarına "Eee, bize neler ha- zırlıyorsunuz ?" diye takılıyorlar, ötekiler de "Göreceksiniz gününüzü! Neler hazırlıyoruz, neler.." tarzında Jatifeye latifeyle Mukabele ediyorlar, da ya "Boş ver, canım" diye hiddetle omuzlarını silkiyorlardı. Hiddetleri Muhalefe mensu arkadaşlarına değil, kendilerini beğenmedikleri, lü- zumsuz buldukları bir yola sevkeden büyüklerineydi. Doğrusu istenilirse (oMuhalefet Lideri İsmet İnönünün maceralı Kay- seri seyahati, gecen haftanın ortasın- da iç politikada bir dönüm noktası . Her iki tarafın kuvveti, kud- da Kayseri seyahatine kadar sadece laf işitilmişti. Demok- rat borazanlar şiddet türkülerine başladıklarında daima devlete ken- dilerinin hakim olduğu temasını işli- yorlar, hükümetin "her hareketi" kahretmek imkanına sahip bulundu- ğunu belirtiyorlardı. Buna mukabil Muhalefet oborazanları kanun dışı hiç bir zorlamaya D. P. nin gücü- nün yetmeyeceğini ilan ediyorlar, partizanların böyle bir zorlamaya alet olacak kuvvet bulamayacakları- nı bildiriyorlardı. Kayseri seyahati ve onu takip eden hâdiseler iki tara- fin iddialarındaki hakikat payını gösterdi. Doğrusu istenilirse her iki taraf karşılıklı olarak bir hava ya- ratma" peşinde koşarken D. P. bü- yüklerinin "Kayseri hâdisesi" gibi bir hâdiseye meydan vermeleri tak- tik hatalarının en büyüklerinden biri olmuş, ibreyi derhal Muhalefet isti- kametine çevirmişti. Hele Kayseriye önünün irişi ve Kayserililerin gösterdikleri azim, irade bir anda efsâne haline gelerek bütün Türki- yede akisler uyandırmış, Bursa ko- nuşmasından beri sesinin tonu değiş- miş olan İnönünün havaya konuşma- dığını, bilâkis kuvvetlerinin durumunu tamamile müdrik bir ko- mutanın emniyeti içinde olduğunu ortaya koymuştu. Bir defa o hata işlendikten son- ra. İçişleri Bakanının istifası sağla- nıp hata normal yollardan telâfi edi- değildi ya.. Hele Başbakanın istifası bahis mevzuu bile olamazdı.. D. P. bu normal usulleri çoktan bı- rakmıştı. Bunlar yapılamayınca, 6 mecburen hatalı istikamette bir kaç adım daha atıldı ve geçen haftanın ortasında toplanan P. Meclis Grubu, hükümetin düştüğü müşkül duruma hem çâre aramak, hem de mesuliyeti paylaşmak zorunda bı- akıldı Kaşığı kırılanlar- Hakikaten o gün, Meclisin önü bir otomobil mahşeri halindeydi. D. P. milletvekilleri Bedelsiz ithalât yo- lundan sağladıkları son model, şık otomobilleriyle (o Meclisin yeni park mahallini doldurmuşlar, caddeye taş- mışlardı. Saat üçe gelir ve yağmur ne Cadillac"ı yakından hür yerde durdular. olanı: "— İşte, Adnan Menderes bu.. Şu otomobilden ineni.. Seçimleri ya- pacakmış deniliyor" dedi. Daha genç görünen kasketlisi gösterilen şahsa dikkatle em kafasını salladı. Demek buymuş Menderes ha" diye söylendi, i görebilecek İki kişiden yaşlı Çiseleyen yağmur hızını biraz daha arttırmış, Ankaranın imar ren caddeleri biraz daha çamura bu- lanmıştı. Solfasol köyünden gelen iki köylü vatandaş Başbakan Mendere- sin Meclis kapısından girişini büyük Menderes - Berk - Gedik Ankaranın imar görmüş caddelerini çamura bularken B. önün- deki trafik polisi düdüğünü iki defa sertçe öttürdü. Yukarıdan gelmekte olan otomobilleri durdurarak şahane, siyah bir Cadillac'a yol verdi. Kapı- da bekleyen askerlerin selâmları ara- sında süzüle süzüle Meclisin giriş kapısının önüne gelen şahane Cadil- lac hafif bir sarsıntıyla durdu. Şoför aceleyle arabadan atladı ve kapıyı açtı. Bu sırada B.M. M. nin önünde biriken ve ekseriyeti kasketleri ha- fifçe yana kaymış köylü vatandaş- lardan müteşekkil kalabalığın için- den iki kişi önündekileri iterek şaha- Trio bir dikkatle takip ediyorlardı. Men- deres, şahane Cadillac'ın içinde yal- nızdı. Şoförün açtığı kapıdan yere ihtiyatla atladı. Meclisin giriş kapı- sının önündeki küçük su birikintile- rinden birine bastı. İnce tabanlı ayak- kabılarının hafifçe (oıslanmasına al- dırmadan kapıya doğru yürüdü. Pa- halı kumaştan yapılmış kahverengi bir elbise giymiş, gri - bordo karışı- mı şık bir kravat takmıştı. Kapıda birkaç saattir obekleşen foto muha- birleri makinelerini hazırladılar. Baş- bakan gazetecilere döndü. Birşey söyleyecekmiş gibi yutkundu. Sonra vazgeçerek sert adımlarla içeri gir- di Yüzü gülmüyordu. Her zamanki AKİS, 13 NİSAN 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: