YURTTA OLUP BİTENLER nunda ve bu haftanın başında Fuat Köprülünün konuşmaları dinleyenler onun D.P. yi de kat'i şe- kilde bırakmış olduğunu farketmek- te gecikmeliler. Nitekim Köprülü "Biz o bıraktığımızı tam bırakırız" dediğinde Pehlivan oPalasın odasını dolduran 1946 Demokratları parti- lerinin kurucusuna evvelâ mütebes- sim baktılar, ö gerek düşünmeye koyuldular. dan bu yana ondört sene ne kadar çabuk geçmiş, fakat bu ondört sene- de ne büyük değişiklikler olmuştu. Mamafih, 1946 Demokratları Köprü- lünün ağzından çıkanlarda fark bul- madılar. Köprülü ondört sene evvel nasıl okonuşmussa, şimdi de öyle konuşuyor, aynı fikirlerin savunma- bu f kirlerin savunmasıyla vakit ge- çirmemişti. Meselâ 1954 seçimlerini takip eden yaz içinde radyo konuş- maları yaparken, Muhalefet hakkın- da Başbakan Menderesin bugün de kullandığı üslübu kullanmaktan çe- kinmemişti. "İspatçılar" ise, Başba- kanlığın bir odasında karşılaştıkları Fuat Köprülünün 1946 ruhunu oda- ya girmeden vestiyerde mi o bırak- mış olduğunu kendi kendilerine sor- muşlardı. Şimdi kendisine refakat eden Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, yahut Fethi Çelikbaş gibi D.P. Ge- nel İdare Kurulunun sabık üyeleri ise partiden atılırlarken 2 numaralı Kurucunun bir hareket yaptığını, sa- Fahri Belen Muhalefet Cephesinde Milli F. Lüttü Karaosmanoğlu Herşey hürriyet için vunmalarınıüzerine aldığını hiç ha- tırlamıyorlardı. Ama bu OoKöprülü- nün bir muayyen devre kendisini bir çarka kaptırmış bulunduğunun işa- retleriydi. Nitekim, geç de kalmış olsa sonda kendisini çarktan kurtar- mıştı ve şimdi üzerine bir vazifenin düştüğünü müdrik, dolaşıyordu. Ma- dem ki işlerin bu hale gelmesinde kendisinin de bir rolü vardı ve ma- dem ki işlerin ne hale geldiğini görü- yordu çarıkları tekrar ayağına çek- mesi, kendisine itimat ederek D.P. nin peşine takılmış -fakat yakasını kurtaramamış- vatandaşları ouyar- ması lâzım geliyordu. Köprülünün seyahatinin maksadı buydu. Halkçıların arasında Geçen haftanın sonunda (başlayan seyahat hem iyi, hem faydalı geç- ti. Köprülü merhaleler omerhaleleri takip ettikçe açılıyor, daha güzel, daha tesirli konuşmaya başlıyordu. Bunun sebebi, unutulmamış olduğu- nu anlamasıydı. Üç senedir faal po- litikanın dışındaydı. Faal politika- ya yeniden girmek niyetinde de de- gildi. Ama işte, gittiği yerlerde bü- ük alâka uyandırıyor, sadece 1946 Demokratlarının değil, artık kendi- leri gibi konuştuğunu gören Halkçı- saygısıyla (o karşılaşıyordu. simalar içinde aşinalar oktu. Köprülü yurdu durmaksızın taradığı 1946 - 50 devresini ohatırla- maktan kendisini alamadı. Am mokrasimiz için bir altın devre oldu- gunu açıkca söylemekten çekinmedi. Evet, mücadele etmişlerdi. Ama kud- ret sahipleri rakiplerinin mücadelesi - ni kösteklemeğe tenezzül etmemişler- di. Hele antidemokratik kanunlar di- ye bilinen kanunların tatbikatı bu- günküne nisbetle bambaşka olmuştu. Köprülü "Halbuki şimdi, Anayasaya bile aykırı keyfi bir tatbikat var" dedi. Köprülü ve arkadaşları daha Ada- naya gelirken Toroslarda otomobil- ler, jipler, ve kamyonlarla sunu istikbale çıkmıştı. yaklaştığında daha da kalabalıklaş- tı. Fakat polis hiç bir müdahalede bulunmadı. Bu sırada büyük bil kütleC. H.P. il merkezinin önüne toplanmıştı. Köprülü ve arkadaşları geldiğinde Adanalılar eski (oDemok- ratlara canlı tezahürat yaptılar. O kadar ki eski Kurucu C. H. P. il mer- kezinin balkonuna çıkıp yağmur al- tında kendisini alkışlayanları selâm- lamak zorunda kaldı Köprülü, D.P. yi 1957 seçimlerinin arifesinde terkettiğinden beri İlk si- yasi basın toplantısını hemen o ak- şam Pehlivan Palasın mütevazı sa- lonunda tertipledi ve gayesini açık- Nüvit Yetkin İş başa düştü AKİS, 18 NİSAN 1960