gayet geniş ilmi araştırmalar yapıl- mıştır. Yüzyılların biriktirdiği Türk argosu d niş ve gerçekten oriji- nal argolardan biridir. Ancak bu lioğlu tarafından genişletilerek dör- düncü baskısı yaptırılan Türk Ar- gosu adlı kitap gerçekten sahasında eşi bulunmayan değerde bir eserdir. Son derece etraflı bir önsözü ihtiva eden bu kitap, türkçeye bir parça ol- sun merak duyan her aydın tarafın- dan mutlaka dikkatle gözden geçi- rilmelidir. Rahatça iddia edilebilir ki, ana di- lini çok iyi bildiğini iddia eden bir yazar dahi meselâ aptal kelimesine karşılık olarak Türk argosunda 47 değişik karşılık (o bulunduğunun far- kında değildir. Meselâ ölüm kelime- sinin 16, çalmak kelimesinin 16, kaç- mak kelimesinin de 26 ayrı karşılığı- nı bir çırpıda bulmasına imkân yok- tur. Meselâ "Eşekten düşmüş karpuza dönmek" deyiminin şaşakalmak, do- nup kalmak manâsına kullanıldığını bilmeyen ve "şoke oldum" diye ya- zan bir fıkra muharririne biraz argo bilen birisi ukalalık ediyor manâsına "üç günlük seyisliği var, kırk yıllık at pisliği eşeler" derse hiç de hak- sızlık etmiş olmaz. Meselâ "Fırın kapağı gibi adam" deyiminin çok pişkin, kolay kızmaz ve anmaz adam olduğunu bilmeyen bir aydına aptal manâsına veya "cacıklık" demek de yersiz sayılmaz. Türk argosunu odeyimleri ile ele alan ve bunu tam bir dil uzmanı ola- rak inceleyip sözlüğünü yazan Ferit Devellioğlu, Türk diline gerçekten büyük bir hizmet yapmıştır. 28 CEMİYET Ferda Kahraman Ya dâva açarsa? İstanbul sosyetesini bir hayli heye- canlandıran Ayfer Tatari - Ferda Kahraman hikayesi rollerin değiş- mesiyle nihai safhasına ulaştı. Sav- cılık Ferda Kahraman hakkında a- demi takip kararı verdiği gibi, gü- zel dulun hadise gecesi delikanlıyı evine ve yatak e rızasıyla al- dığını kararında belirt Böylece araman. de alâkalı ko- vuşturma sona erdi ama şimdi Tata- rilerin bir büyük endişesi var: Şikâ- yet ettikleri oadam ya aleyhlerinde iftira dâvası açarsa... Ankara sosyetesini geçen hafta içinde en fazla alâkadar eden ha- dise Türkiye Ev Ekonomisi Cemiyeti ev hanımlarını meşgul eden, Bale trubu- nun vereceği temsilden ziyade gala gecesinde giyecekleri elbiselerdi. Şimdi bütün hanımlar harıl harıl bu eceye hazırlanmakta ve gala gece- sinin karaborsaya odüşen biletlerini temine çalışmaktadır. Bilet bulama- ma yüzünden bazı aile reisleriyle ha- nımlarının arasının açılacağı ve Ö- nümüzdeki günlerde dedikodu yazar- larına bol sermaye çıkacağı muhak- kak gibidir. Natalia Fedorova gibi beynelmi- lel şöhrete haiz balerinlerin de bu- lunduğu trubun bu işten anlayanları ziyadesiyle memnun edeceği ve Ev ekonomisi cemiyeti (oOBaşkanı bayan Muallâ Akarcaya bu teşebbüsünden dolayı dua edecekleri şüphesizdir. Geçen hafta çiçinde, Ulus an İ Müdürün larak, elindeki ilânın gazeteye konu- lup konulmıyacağını sordu. Yazı İş- leri Müdürü her ilânın gazeteye gi- rebileceğini söyledi ve ilân memur- Pe müracaat edilmesini rica et- . Sıkılgan adam ısrar etti. Elindeki kadı Yazı İşleri Müdürüne uzattı ve bir kere okumasını istedi. Israr karşısında merakı artan Müdür kâ- ğıdı aldı. İtinayla yazılmış ilânda şöyle deniliyordu: "Çok o sevdiğimiz ve zevkle din- lediğimiz oradyo sanatkarlarından Saime Sinan ani olarak ortadan kay- boldu. İki yıldır ortalarda görülme- yen kıymetli sanatkârın nerede ol- duğunu bilenler veya renler varsa şu numaralı haber vermeleri rica olunur Yazı İşleri Müdürü tebessüm e- derek bunun ilân diye değil okuyu- cu mektubu olarak konulabileceğini ifade etti. Adam sevinçle ellerini bir- birine çarparak odayı terke hazır- landı. Dışarı çıkarken gazetenin muha- birlerinden birine rastladı ve kendi- ni tutamıyarak: -"Çok sevdiğim ve sanatkârın ortadan kaybolmasına çok üzüldüm. Kendisinin bir müd- det evvel Romaya beğendiğim mı Ea acaba diye düşünüyorum da" dedi. Geçen hafta içinde Türk - Ameri- kan Derneğinde açılan "Minya- tür ve Tezhip" Sergisi büyük bir il- giyle karşılandı. İlk defa bu sergi- siyle kendisini sanat çevresine tanı- tan Canan Apakın daha ilk adım- da başarıya yöneldiği rahatça söyle- nebilir. Modern resmi de yakından izleyen genç sanatçının o eserlerinde açıkça yenilik sanatının geleceği için bir Gina ve güven kaynağı oluyor. AKİS, 13 NİSAN 1960