ladı. Vaktiyle hürriyet uğruna D;P. de mücadele etmişti. O tarihte nasıl düşünüyorsa bugün aynı şekilde dü- şünüyordu. Fakat ondört sene içinde D.P. tanınmaz hale gelmişti. Şimdi, hürriyetin ve demokratik fikirlerin temsilcisi de, savunucusu da C. : idi. O halde Köprülünün C.H.P. li- lerle elele çalışmasında şaşılacak ne vardı? Köprülü artık hiçbir şey is- temiyordu. Bu yüzdendir ki, bir si- yasi teşekküle girmek, yeniden faal vazife almak hatırının kösesinden geçmiyordu. Mücadele etmek için milletvekili olmayı da şart (o saymı- yordu. Omuzlarında bir vazife vardı. Bugün işbaşında bulunanları o mev- kiye getirmek 'için dört yıl canını dişine takarak uğraşmıştı. Ama, an- lıyordu ki o zevatı hiç tanımamıştı. Onların hakiki maksatlarını, rini, hedeflerini görmemişti. aynı emeği onları işbaşından laştırmak için sarfetmeğe (o kendisini mecbur addediyordu. Bu, bir namus taraftarı göründükleri halde sonra- dan büyük bir meharetle D.P. nin içine girmiş, başına geçmiş muhte- rem zevat şimdi C.H.P. ye karşı şid- detli hücumlarda bulunmakta, onla- rı hürriyet düşmanlığı ile suçlandır- maya yeltenmektedirler" Köprülü bunları anlatırken sık sık dalıyor, derin derin nefes alıyordu. Üzerinden büyük bir yükü atmakta olduğu her halinden hissediliyordu. Tekrar hayata kavuşmuş gibi bir edası vardı. DP. nin eski kurucusu Adanada Hürriyet ocağının kongre- sinde, Tarsusta Tekke'ocağı kongre- sinde, Mersinde Camii Şerif (o ocağı kongresinde konuştu ve hararetle al- kışlandı. Konuşmalarının sıklet mer- kezini 1946 - 50 mücadelesi teşkil e- diyordu. C.H.P. liler kendileriyle o tarihte bu kadar yaman şekilde mü- cadele etmiş meşhur Köprülünün bu babacan tavırlı, babayani adam ol- duğunu görünce sempatilerini daha kuvvetli şekilde belirttiler. o Mersin- deki kongrede halk "Hürriyet Köp- rüsü" diye bağırınca Köprülü saa- detten dört köşe hale geldi. Bir defa daha halkın arasına girmişti ve iyi ğım söylediği testiyi kendi dikip keyfe dalmıştı. ancak C.H.P. nin giderebileceği or- tadaydı. Köprülü, işte onu temine çalışıyordu. Eski kurucu ve arkadaşları güne- yi bir baştan ötekine dolaştılar. Halk, fikirlerine tercüman olan yaşlı politikacıyı her yerde coşkun şekilde karşıladı. Her yerden davetler ge- liyor, her il Köprülüyü ve C.H.P. li AKİS, 13 NİSAN 1960 ADEMHAN HÜR! Ademhan Erzincan Hiltonda İnsanların pirzola olmadığını ve kendilerine vuruldukça oyuma- şamadığını, o bilâkis obazılarınn azminin, iradesinin kuvvetlendi- ğini dünya aleme gösteren cefa- kâr basın mensuplarından Yusuf Ziya Ademhan geçen haftanın sonlarında tekrar hürriyetine ka vuştu. "Hayır diyebilen insan- ların başında gelen Ademhan iki yazısında suç görüldüğü için tanı 16 ay S gün de ötesinde kalmış- tır. Akisin eski lardan biri "Baş- bakan Adnan Menderesi okü- çült düşürmek" tir. Menderes - Kılıçlıoğlu - E- rim tarafından müştereken açı- lan dâvada man kere son iki za- ten o şikâyetine sebep görmemiş, ama Mendere- sin küçük düşü- rüldüğü hükmü- ne varmıştır. Ta lihin garip cil- vesi: Asli Adem- han, Kılıçoğlu grafı çekmiştir. Yusuf Ziya OAdemhan cezası- nı Kemaliyede çekmiş, son bir kaç gün için Sıvasa nakledilerek ora- dan tahliye ım dolmuştur. hürriyetten mahrum insanların ıstırabını an- layabilmek için, hürriyetin yoklu- gunu bizzat hissetmek gerekir. Ademhan metanetinden hiç bir. kurtulamamıştır. AKİS in es- ki yazı işleri müdürü hangi ruh haleti i için- de bulunduğu- nu şu cümleyle anlatmıştır. "Demir gibi gir- dim çelik gibi çıkıyorum". Ha- kikaten genç halde serbest hayata avdet' etmiştir. Arka- cak, böylece AKİS kiymetli pi elemanına kavuşmuş Oola- geçmiş olsun tel Ademhan hürriyete kavuşurken caktır.