gitti etrafına tatlı (tebessümler da- ğıtmadı. Aksine, dudakları bir nebze dahi kıpırdamadı. Kendisini selâmlı- yanlara hafif bir baş işaretiyle mu- kabelede bulundu, o kadar!. Beyfen- diyi tanıyanlar işin pek ciddi olduğu- nu anladılar. D. P. Meclis Grubu tatilden son- raki ilk toplantısını yapıyordu. He- men hemen bütün milletvekilleri An- karaya gelmişlerdi. Grubun toplantı saatından çok evvel Ankara Palasın emektar salonları D. P. İllerle dolup taşmıştı. £ Milletvekillerinin pek dü- şünceli olduğu gözden kaçmıyordu. Ankarada bulunan Bakanlar Başba- kandan evvel Gruba gelmişlerdi. İz- zet Akçal her zamanki gibi ilk ge- lenler arasındaydı. Daha sonra Men- deres kabinesinin (o kudretli İçişleri Bakanı Namık Gedik Mercedes oto- mobilinden inmişti. Siyah bir palto giymişti. (o Elbisesi herzamanki gibi koyu renkti. Dudaklarında tebessüm- le alakan olmayan belli belirsiz bir çizgi vardı. Bakanlardan en neşelisi muhakkak ki yeni Adalet Baltam ' Celal Yardımcıydı. Şapkasını çıkara- selâmlıyanlara gül- resmini rahatça çekebilmeleri için poz vermiş ve ağır adımlarla kapıdan içeri girmişti. Grubun toplantısı tam beş buçuk saat sürdü. Esrarengiz tebliğ O gece geç vakit, bu beş buçuk sa- atlik toplantının neticesini neş- redilen Grup tebliğinden okuyanlar pek bir şey anlayamadılar. Grup, â- deti veçhile Muhalefetten ve Basın- dan şikâyet ediyordu. Kullanılan ta- birler bile, hep bilinen, alışılmış -ve artık aldırış dahi edilmeyen- tâbir- lerdi: Muhalefetin gizli ve yıkıcı fa- aliyeti, silâhlı ve tertipli (o ayaklan- malar, yalan neşriyat yapan Basın, hücre çalışmaları, v.s. O kadar ki Grup tebliğinde, D.P. nin hep aynı yerde sayıkladığı dahi açıkça ilân ediliyordu: Grup, hâdiseleri bundan iki sene önce yayınladığı bir tebliğin ışığı altında incelemişti. Yeni tebliğ- de bir değişiklik vardı: "Muhalefet faaliyetlerinin mahiyet ve istikameti ile bu faaliyete muvazi bütün hare- ketlerin hakikatlerini ortaya çıkar- mak maksadıyla" D.P. Meclis Tahki- katı açılmasını istiyecekti: Tahkikatı! Bu, evvelâ Büyük Mec- liste bir müzakere açılacak demekti, İki tarafın sözcüleri kürsüye çıka- caklar ve torbalarındakini boşalta- caklardı. Böylece, meselâ Kayseri hâdiselerinin bütün mahiyeti açıkla- nacak, hangi oselâhiyetle yol kesil- diği bildirilecek, İncesuda Kayseri valisinin C. H. P. milletvekillerine AKİS, 13 NİSAN 7960 İsmet İnönü Çelik bahsettiği "Hükümet kararı" ile aynı gün Başbakan Yardımcısının An- karada Ferit Melene söylediği "Va- linin inisyatifi" arasındaki tena- kuz izah olunacaktı. Doğrusu isteni- Muhalefe- sadece İktidara mensup milletvekillerinden mi mü- teşekkil olacaktı? O zaman bu, bir partinin hakkında tahkikata giriş- mesi manasına gelecekti. Yoksa, ko- misyona Muhalefete mensup millet- vekilleri de mi alınacaktı? Ama, bunlar kendi hareketlerini mi tah- kik edeceklerdi ? Böyle şey olur muy- ME sanık ile kadı bora berce hüküm vereceklerdi. İki ihti- malin ikisi de hukuk kaidelerine pek uygun düşmüyordu. Meclis Tahki- katı değil de "D. P. Meclis Grubu Tahkikatı" denilseydi gene teşebbüs bir mana ifade edecekti. Ama Meclis Tahkikatı! oTebliğden bir matta çı- karmaya hakikaten imkan yoktu. YURTTA OLUP BİTENLER Taşlıktaki evinde gibi sağlam Allahtan ki ertesi oakşam meş- hur Burhan Belge herkesin imdadı- na,yetişti ve pek dokunaklı şekilde hazırlanmış bir Radyo Gazetesi ile bütün meraklıları tatmin etti. An- cak ondan sonradır ki Grup tebliği- nin hakiki maksadı ortaya çıktı. Seçimlerin tehiri O akşam Radyo Gazetesini o bekli- yenler, kendilerini hafif müzikle yirmi, yirmibeş dakika oyalamak mecburiyetinde kaldılar. güzel şarkılar çalıyordu. "çalışma" uzun sürmüştü. dokuza yaklaştığı sırada Radyo Ga- zetesi okunmaya başladı. Esas iti- bariyle onda da fazla bir değişiklik yoktu. Belki edebi doz yüksek tutul- muştu. Devrik cümlelerle fikirlere kuvvet vermek istenmişti. (o Spiker, -yahut Sahibinin Sesi-, bir gün evvel neşredilen Grup tebliğinin manasını anlatıyordu! Herkesle beraber D. P. dikleri bildirilen hususların mahiye- tini kavramak fırsatın» obuldular. 7