ri Zeki Şahin bir ciple geldi. Ufak gruplar, sessizce yürüyorlardı. ahinin emri Üzerine daha İl Mer- kezindeki toplantı başlamadan terti- bat alan eli coplu, beli gaz bombalı polisler o sırada tramvay caddesine dağılmaları için başladılar Zeki Şahin ayrıca Sultan- met Meydanında, Tapu Dairesinin yanında bulunan bır CMS arabasına öğrencilerin Üüzerine yürümesi için emir verdi. 200 kışıhk munferıd grup- Tar halinde bulunan öğrenciler bu iki üç yönden gelen hücumlar karşısında şaşırmışlardı. PHazır Kuvvet Ekibi de gene Zeki Şahinin verdiği emir ü- zerine oradan kaçamıyan öğrencile- ri rastgele yakalayarak otomobillere doldurmaya — başlamışlardı. - Büyük bir kısmı dağılan öğrencilerden an- cak 31 ini yakalayan Hazır Kuvvet Ekibi bunları hemen yakında, Aya- sofya Camii karşısında bulunan A- lemdar Polis Merkezine getirdiler. 31 öğrenci de şaşkınlık içindeydi ve suçlarının ne olduğunu bir türlü an- lıyamıyorlardı. Karakolda öğrenci- lerin hepsi nezarethaneye atıldılar. Yakalandıkları zaman haksızlığa ta- hammül edemeyip biraz direnen 3 kişi hakkında polise mukavemetten, diğer 29 kişi hakkında ise Gösteri ve Toplantı Yürüyüşleri Kanununa mu- halefetten dolayı zabıt tutulmaya başlandı. İşte o zaman karakolda bir kargaşalık başladı. — Polisler hangi Öğrencinin ne surette Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu ihlâl ettiğini bilemiyorlardı. Sadece yolda yuruye bu öğrencileri Zeki Şahinin emri üzerine alelacele toplamışlardı Bu sebeple hangi polisin hangi öğ- renciyi tuttuğu bile belli değildi. Bun- lar olurken Zeki Şahin devamlı ola- rak Alemdar Karakoluna telefon edi- yor ve Başkomiser Hakkıdan bilgi istiyordu. Emniyet Müdürü de Zeki Şahin ile irtibat kurmuştu. Öğrenciler, muamelelerı kısa za- parlanan bu gençler savcı tarafından serbest bırakılıyordu. Ama, D.P. nin ne kadar tutuşmuş oldugu böylece meydana çıktı ve herkesi güldürdü. Son fasıl Arıcak D.P. deki yangın, aynı gün İnönüyü evinde ziyaret edenleri -Rektör, profesörler, C.H.P. iktidarı— nın son enel Kurmay Başkan emekli generaller, işçi temsılcılerı gençliğin kalbine yerleşmiş şahsıyet— ler..- büsbütün arttı. Bir gün sonra D.P. hatipleri "Bunlar ne diye İnö- nüyü ziyaret ediyorlar?" diye kong- relerde feryat ediyorlardı. -Sanki on- lar da "iki hesap memuru'ndan kor- AKİS, 23 MART 1960 YURTTA OLUP BİTENLER İsmet İnönü gecekondu sakinleriyle Kulağına kar suyu kaçırdı kacaklardı!- Hele Muhalefet lideri- nin gecekondu mahallelerine gidip ora halkının hakiki hislerinin teza- hürüne yol açması vaad veya tehdit ile herkesi yola getireceklerini sa- nanlara işin aslında yaya kalmış bu- lunduklarını anlattı. Ondan sonra da, D.P. deki şaşkınlık arttı da, arttı. D. P. "Dayanılmaz adam!" Bu haftanın hemen başındaki gün, İstanbulda bir Demokrat, Allahın kendilerini artık sevmediğinden endi- şelı bır halde başını salladı ve: , dedi, haydi bir felake- ti anladık ama iki felâket birden de verilmez ki." Bır an durdu, sonra içini çekerek ilâve etti: "— Hem de, tam seçim arifesin- de.. Beyfendi, kararını vermiş gibiy- di!" İsmet İnönünün sadece dört gün- lük bir ziyaretle İstanbulu hallaç pa- muğu gibi atmasını ve bin emekle yaratılan bir havayı iğneyle balon deler gibi dâgıtıvermesini — felâketle- rin birincisi, Hırdavatçılar Çarşısın- da ayağına basılan Başbakanın ote- linden çıkamaz hale gelmesini felâ- ketlerin ikincisi sayan Demokrata arkadaşları "Hep, — Maraşta kesilen opal devenin uğursuzluğu" diye ta- Ama, milletvekili olmadığı için seçimlerin yenilenmesini dört gözle bekleyen Demokratın gamını gideremediler. Hakikaten, eride — bıraktığımız haftanın başında İstanbullu Demok- ratlar ne kadar şen, nasıl keyifliydi- ler.. Birbirlerine nerede rastlasalar aynı şeyi söylüyorlardı: "Eh.. İstan- bul işini de Başbakanımız sayesinde hallettik. Bu adama can dayanmıyor, canım.." İstanbullu Demokratlar bun- ları" söyledikten sonra dayanamayan canlarının hızıyla ellerını bırbırıne çarpıyor ve ilâve ediyorlardı: "“— Artık seçime rahat rahat gi- dilir. İstanbulun yapacağı farkı C. H. P. imkânı yok kapatamaz Haftanın başında bu mut! azın- lık, Başbakanları sayesinde İstanbul işini hallettiklerine Demokrat Partinin dayanılmaz Başbakanının İstanbulu üçüncü defa -ikinci defa imarla fethetmiştir- fethettiğine yü- rekten inanıyorlardı. Aslında durum da inanılmıyacak gibi değildi. Hele Hiltonun, Park Otelin ve bazı büyük gazinoların garsonlarının işe adama- kıllı aklı yatmıştı. Nasıl yatmasındı verilen — ziyafetlerde, kokteyllerde yemeklerde vaziyeti a- 7