CEMİYET Mîvı rengin hakim bulunduğu mü- ellef döşenmiş — yatak odasının ortasında kurulu muhteşem karyo- lada yatan genç kız kendisine hay- rına, şen'i bir tecavüze uğradığını, dâvasından asla — vazgeçmeyeceğini anlatıyordu. Beyaz süeter giymiş olan genç kız hasta idi. Yüzünden ol- dukça üzgün olduğu ve acı çektiği anlaşılıyordu. Cumhuriyet caddesin- deki Ceylan apartmanının bir katın- da tertiplenen bu enteresan basın toplantısının sahibesi, Ayfer Tatari idi. Fatma Tatarinin guzellıgı dille- re destan olan kızı, birkaç gün evvel Ferda Kahraman adındaki bir şah- sın hücumuna — uğradığını söylüyor ve öldürülmek istendiğini ileri sürü- yordu. Ferda Kahraman eve nasıl girmişti ? Ayfer Tatariyi neden öl- dürmeğe teşebbüs —etmişti? İfade- sinden anlaşıldığına göre güzel ev sahibesinin de bu işe aklı ermiyordu. Bilinen bir şey vardı: Ferda Kahra- man adındaki zat sosyetede pek faz- la rağbet gören bir şahıstı. Ü iyi para getiren işleri vardı. ileri gelenlerinden pek çoğuyla da ah— bap, hattâ sıkı fıikı dosttu. Hâdise olsa olsa bir kıskançlık yüzünden ola- bilirdi! Basın mensupları ellerine sıkış- tırılan viski kadehlerinden viskileri- sosyetenin büyük i genç ve güzel kı- zının kolunda, kulağının arkasında bulunan çuruklerı gostererek bir in- di. Ayfer, intihara teşebbüs edecek yaradılışta bir kız olamazdı. Hasılı olan olmuştu. Az kaldı Ayfer elden gidiyordu. Bu yüzden dâvadan vaz- geçilmiyecek, — sonuna kadar gidile- cekti. * Geride bıraktığımız hafta içinde kıvrak dansözlerimizden biri daha D.P. ye iltihak etti. İçel Milletvekili Rüştü Çetinin kardeşi için Mersin Tüccar Kulübünde yaptığı düğüne Adanadan hususi surette getırılen İnci Birolun bu ihtişamı, bu görün- memiş kalkınmayı gözleriyle gorup, Vucuduyla hissettikten sonra D. P ye gönül bağlamamasına hakikaten imkân yoktu ve yakın arkadaşları kıvrak dansöze bu — bakımdan hak verdiler. Muhteşem düğünde B. M. M. Baş- kanı Refik Koraltan ve birçok D. P milletvekili hazır bulundu. Adanadan AKİS, 23 MART 1960 Ayfer annesiyle adliyede Anasına bak, kızını al getirtilen İnci Birol, şark dansını ya- parken D. P. milletvekilleri ve Ko- raltan o kadar coşmuşlardı ki gören- ler D. P. nin yeni bir seçim sonunda tekrar iktidarda kaldığını zannetti- ler. Birol bir ara Koraltanın önünde dansediyordu. Meclisin babacan ta- vırlı başkanı yerinden neşeyle kalk- tı. Elini cebine atarak, oradan yep- yeni bir binlik çıkardı. Önünde kı- vır kıvır kıvranan Birolun alnına ya- pıştırdı ve coşkun tezahürat içinde yerine oturdu. * Istanbulun gözde lokali Yeşilhorozda geçen hafta bir gece çok hoş bir hâdise oldu. Küçüksahne sanatkârla- rından Ayfer Feray, Gülriz Süruri, sahnemizin yeni Hamleti Engin Cez- zar ve arkadaşları otururken birden yanlarında kısa boylu, tıknazca bir adam belirdi. Masaya hızla vurunca bütün bardaklar kırıldı. o öfkeliydi, masadakilere; "Şimdi sizi toz ederim" dedi. Dört kişi kalkıp lokali terkettiler. Adam garsona bir yüz İliralık uzattı "Bu kırılan bar- daklar için" dedi Öfkeli Adamın adı Vedat Türk- kandı, öfkesinin sebebi de ayrılmak üzere olduğu eşinin sözünü tutmayıp boşanma kararı almadan bir gece kulübüne gitmesiydi. Gülriz Süruri ile Vedat Türkkan resmen ayrıldılar. Artık genç kadın Engin Cezzar ile daha rahat dolaşa- biliyor. * I):vlet operasının sahnesine Othello' nun konulmasıyla kenarda kalmış eski bir şöhret, tekrar kendisinden bahsettirmeğe başladı. Bu şöhretin adı Ayhan Aydandır. Ayhan, Othel- lo'daki Desdemona rolüne şahsiyetin- den de bir şeyler katarak o kadar rahatça yerleşivermişti ki, son dev- rin meşhur Leylâ Genceri olmasa, bazı kimseler Ayhan Aydanın, yıldı- zının yeniden parlamağa yüz tuttu- ğunu ilan edivereceklerdi. Ne var ki, -her ne hikmetse- Ayhan Aydan bir müddet daha inzivasında kalmak is- tiyor ve bu arzusunda da ısrar ediyor- du. Genç sanatçının kısa bir müddet için de olsa unutulmak sinirlerini bozmuş olacak. * nimarkanın — Ticaret Bakını Kjeisk Philippe eşiyle birlikte ge- çen hafta, Türkiyeye geldi. Ticaret Bakanlığı pazar gecesi Süreyya pav- yonunda Bakan şerefine muhteşem bir ziyafet verdi. Bu ziyafet için pav- yon sahibi İstanbula gitmiş, hazırlık- lar yapmıştı. Sofrada yok yoktu doğ- rusu. Bu altmış kişilik ziyafette bu- lunan bazı davetliler Danimarka ile ticari münasebetlerimizde — yeni bir gelişme ümit ettiler. Fakat bu ziya- ret de, muhteşem ziyafet de ticari münasebetlerle — ilgili değildi. Dani- marka Ticaret Bakanı memleketimi- ze Hayrettin Erkmen'in ziyaretini ia- de etmek için geliyorduk. * Bu haftanın başında, genç bir mil- letvekili, i i bulamadıklarına zarif zarflar bırakıyordu. D.P. nin seçim kampan- yasının en fazla kesifleştiği ve kesif kampanyanın merkezini İstanbulun teşkil ettiği günlerde, bir D. P. li mil- letvekilinin — büyük bir hassasiyetle Bakan kovalamasını türlü şekıllerde nuyordu ve Bakanlara düğün daveti- yesi dağıtmak için Ankaradan kal- kıp İstanbula gelmişti. Gedikin gü- zel kızı Ayla ile 25 Martta evleni- yordu. 27