güçleşmiştir. Muhalefet nerede bir in ceye kadar dövmüş ve bu yüzden hiç kimse takibata uğramamıştır. Canı- nı guçlukle kurtarmağa muvaffak o- amele, serserilerin - dayak devam ederken orada bulunan iki polisin arkalarını döndüklerini ve en ufak bir müdahalede bulunmadık- larını söylemiştir. Muhalefet Partisi- nin hiçbir yerde hiçbir sinemayı, ti- mokratlar açık hava toplantılarını ağaçsız ve sarp tepe zirvelerinde yap mak zorunda kalmışlardır. Çangın Suwonda bir tepede yaptığı toplantı- ya ahali gidemesin diye tepenin et- rafı polis tarafından abluka edilmiş ve toplantıya ancak 300 kişi katıla- bilmiştir. Yosuda, Demokrat Parti İl İdare Kurulunun Muhasip Üyesi de- mir çubuklarla ölünceye kadar dö- vülmüştür. Kvangjuda bir genç kato- lik Lider, Liberal Partinin adamları tarafından yine — dövülerek öldürül- müştür. Seçim kampanyası esnasında, halk yine de herşeye Tağmen sevgilisi Çanga gösteride bulunmak istemiş- tir. Başta memleketin en iyi okulla- Güney Koreden bir görünüş Kalan pişman, kalmayan pişman yatroyu, kahveyi, açık hava mahal- lini kiralayıp toplantı yapması müm- kün olmamıştır. Bu gibi yerlerin sa- hipleri bırakın mesleklerinin, canla- rının bile tehdit altında olduğunu görmüşlerdir. Bir yerde Muhalefet mitingi mi vardır? Orada her nasıl- sa bütün belediye otobüsleri duru- vermiş, elektrikler kesilmiştir. Hattâ hususi taksiler bile o gün hep bir- likte tamire girmeği tercih etmişler- dir. Muhalefet güç belâ bir yerde mi- ting mi tertiplemiştir? Etraf hemen siyah üniformalı, beyaz coplu polis- lerin bembeyaz jipleriyle lamışlardır. Bunun neticesinde De- AKİS, 23 MART 1960 rının talebeleri gençler -her yerde gençler, ah o gençler!- polise rağmen büyük nümayişler tertiplemişlerdir. Suwonda 300 talebe, Taeguda 1.200 talebe bu nümayişlere katılmıştır. Benzer nümayişler Seulde ve Puzan- da da yapılmıştır. Suwondaki nüma- yişi bir yabancı muhabir şöyle anla- tıyor: "300- genç talebe Demokrat Partinin mitingine gitmek için yola çıktılar. Siyah üniformalı polisler ta- lebelerin yolunu kesip üzerlerine cop- larla saldırdılar. Bu sırada 17 yaşla- rında bir genç bir cop darbesiyle al- nından vuruldu ve kanlar 1çınde ye- re serildi. Polis bagırıyordu aş- kan Yardımcısı ngine gitmekte serbest oldugunuzu bılıyor— DUÜNYADA OLUP BİTENLER sunuz, değil mi? Biliyorsunuz ki, po- lis sizin bu mitinge gitmenize mâni olmak istememiştir. Ama, sokaklar- da Hürriyet, Hürriyet diye bağırma- dan duramıyorsunuz. Pek âlâ bilirsi- niz ki bu, Hükümet aleyhine siyasi nümayiş yapmak demektir. İşte sebepten dolayı sizin mitinge iştirak etmenize müsaade etmeyeceğiz. Bu kötü tutumunuz sebebiyle şimdi bi- zimle karakola geleceksiniz." Genç talebe bunun üzerine bir sivil âmir- den yardım istedi. Sivil âmir kahka- halarla güldü ve gençler polis kam- yonlarına — doldurularak — karakola sevkedildiler." Taegudaki bir nümayişi — dağıtan Vali ise başka bir yabancı muhabire şunları söylüyordu: "Canım, görmü- yor musunuz? Kore demokrasisi 13 yaşındadır. Koredeki durumu İngil- tere veya Amerikadaki durumla kı- yaslamak kabil midir? Hem artık Taegu halkı Komünist ve Japon teh- didini daha iyi anlamaktadır. -İkti- dar Partisi, son yıllarda bir de ha- yali Japon tehdidi uydurmuştur.- Dr. Syngman Rhee'den başka lider yok- tur. Yol ortasında at değiştirilir mi ? Sistemin temel taşı kat, Kore İktidar Partisinin se- -imi kaybetme endişesini ne dev- let vasıtaları, ne adam serseri ekıplerı polis copları, ne de devlet hızmetını giderebilmiş- ktidar Partisi- nin buyuk kafaları bir araya gelerek son derece kurnazca bir rey verme usulü keşfetmişlerdir. Bulunan hü- ner şudur: İktidar Partisi, seçim gü- nünden çok önce, seçim günü kulla- nılacak oy pusulalarından 60 milyon adet bastırmıştır. İktidar Partisinin adamları her yerde dokuzar ekipler kura i işaretlerini nereye koyacaklarını öğ- retmekten ibarettir! Fakat, hüner burada bitmemiştir. Oy verme günü bu dokuzar kışılık ekipler üçe ay- rılacaklar ve her üç takım kendisine bir de başkan tâyin edildiğine mut- tali olacaktı. Bu üç kişi rey hücresi- ne beraber girecekler ve birbirlerinin hangi partiye rey verdiklerini de kontrol edeceklerdi. Bu suretle, baş- kan cenapları bir gözüyle bir seçmeni, öbür gözüyle de öbür seçmeni kont- rol etmek imkânını bulacaktı. rusu istenirse bu sistem, re rını resmi dairelerden çalıp üzerine yine zorla elde edilmiş, çahnmış ve- ya sahtesi yaptırılmış resmi mührü bastıktan sonra, seçmene bu mühür- lü zarfı verip onunla İktidar Parti- D 23