YURTTA OLUP BİTENLER İstanbullu ne yapacak? u halde, hele seçimler sayımdan Şsonra yapılırsa İktidarın akibeti bir muayyen nisbette İstanbul hal- kının kullanacağı reyle alâkalı ola- caktır. Gerçi İstanbul ve İzmir D.P. nin kefesine konsa da, bu parti Ana- doluda belini doğrultamadığı takdir- de iktidarda kalmaya muvaffak ola- mayacak, Meclise hayli sayıda millet- vekili sokmakla beraber muhalefete düşecektir ama münevveri, Üniversi- telisi, memuru bu derece bol bir şe- hirde D.P. nin bugünkü "horoz şeke- ri dağıtımı" ile bir seçimi vurması sürprizlerin en büyüğünü teşkil ede- cektir. Her şey göstermektedir ki İstan- bul seçimlerini oyunu en iyi oynayan ekip kazanacaktır ve bu yakınlarda C.H.P. nin İstanbul üzerindeki tutu- munu — değiştirerek ağır toplarını o istikamete tevcihi hiç kimseyi şaşırt- mayacaktır. C. H. P. Yiğit ve yoğurt (ı*eçen haftanın başlarında bir gün, C.H.P. Ankaradaki çalımlı, ama dört bir tarafı delik deşik yollarla kaplı Genel Merkez binasının bir o- dasında kendisine sorulan sualleri iti- nayla cevaplandırmaya çalışan orta saçları haylı dokulmuş, tıknaz kolaylıkla sanabilirlerdi. ca çetin bir hoca olmalıydı. Zira su- allerin sonu gelmek bilmiyordu. Hal- buki bahis mevzuu orta yaşlı, saçları hayli dökülmüş, tıknaz adam iktida- n 1 numaralı namzedi C.H.P. nin koca bir il başkanıydı. — Karşısında oturan ve kendisinden çok daha genç ise aynı partinin Merkez İdare Kurulu üyesiydi. Parti- nin bu en yüksek kademesinde vazife almış C.H.P. li ile bir ili idare eden C.H.P. linin konuşması inanılmaz derecede uzun sürdü. Birincinin öğ- renmek istediği, ikincinin anlatmak istediği hakikaten çok şey vardı. Mülakattan sonra elde edilen bilgi- ler not halinde, hususi surette hazır- lanmış bir dosyaya kondu. C.H.P. de uzun zamandan beri ilk defa olarak böyle çalışılıyordu. Ama çalışma tar- zına en ziyade takdir hissi duyanlar, tam 67 ilden gelen C.H.P. temsilci- leri oldu. Bu temsilcilerin altmıştan fazlası bizzat il başkanlarıydı. Sade- ce bir kaç tanesi, "vekil" sıfatını ta- şıyordu. Ama istisnasız 67 ilin sesi geçen haftanın başında C.H.P. nel Merkezinde duyuldu Genel Merkez, seçim lâfının kulak- ları ziyadesiyle tırmaladığı bu sıra- 8 da il başkanlarını bir toplantıya ça- ğırmayı münasip bulmuştu. Böylece, partinin yurt çapındaki durumu bel- li olacak, yüksek kademe idarecileri muhtaç oldukları bilgileri edinecek- lerdi. Genel Merkez, davet fikrinin kabulünü müteakip harekete geçti. Bu, Genel Sekreterlik makamına İsmail Rüştü Aksalın oturmasını ta- kiben zaten âdet olmuş ve eski Ma- liye Bakanının getirdiği yeni hava bir anda çalışmalara batılı istikame- tini vermişti. İl başkanları gelecek- lerdi. Ama, kendileriyle havadan su- dan mı konuşulacaktı? Yoksa, vak- tiyle yapıldığı gibi — kendilerine bir nutuk atılacak ve hepsi — savılacak mıydı? Genel Merkez, fırsattan ge- her il hakkında yeni bir dosya açmış- tı. Malümat oraya konulacaktı ve böylece Genel Merkezde her hangi bir il hakkında bilgi edinilmek isten- diğinde dosyayı açmak yetecekti. Plân, başarıyla tatbik edildi. İlk gün İnönünün yaptığı açış konuşma- sını ve Aksalın siyasi icmalini taki- ben Merkez İdare Kurulunun azala- rı meşgul olacakları il başkanlarını sigaya çekmeye — başladılar. Sorula- cak elliden fazla sual vardı.. Buna ğmen bir buçuk günde mülakatlar neticelendirildi ve müşterek toplan- tılara geçildi İktidarın teminatı ])î)ha ilk temaslarda görüldü ki il aşkanları Ankaraya, tıpkı 1950 C.H.P. İl başkanları toplantı halinde Sanki Ford fabrikasındalar rektiği gibi istifade kararını Merkez İdare Kurulunun aralarında il başkanlarını paylaştı- lar. Müşterek toplantıların dışında bu başkanlarla "mülakat" lar yapa- caklar, kendilerine sualler soracak- lar, bu suretle illerdeki durumu öğ- reneceklerdi. Elliden fazla sual ihti- va eden bir liste hazırlandı, fakat su- aller azami derecede mahrem tutul- du. Gerçi bazı gazeteler geçen haf- ta bu suallerin il başkanlarına yol- landığını yazdılar ama, bunun aslı yoktu. Bilâkis, suallerin mülakattan evvel kimsenin eline geçmemesi için tedbir bile alındı. Cevaplar, ilin du- rumunu olduğu gibi ortaya koyacak- tı. Para vaziyetinden valinin tutu- muna kadar.. Genel Merkez zaten verdi. azaları nin arifesindeki D.P. il başkanları gibi ümitle, enerjiyle, azimle dolu olarak gelmişlerdir ve içlerinden bir teki iktidarın el değiştirmeyeceğini hatırına getirmemektedir. Fakat il başkanları Genel Merkezde karşı- laştıkları havayı tatlı bir sürpriz saymaktan kendilerini alamadılar. Bu İsmail Rüştü Aksal, Genel Mer- kezi ne hale sokmuştu! Sanki fabrikalarındaydılar. Her şey, tıkır işliyor, hummalı bir kendisini hissettiriyordu. İl başkanlarının anlattıkları ara- sından bir takım "esas" ları bulup çı- karmak zor olmadı. Doğrusu isteni- lirse Vandan gelen temsilciyle Edir- neden gelen temsilcinin, Samsundan gelen temsilciyle Antalyadan — gelen AKİS, — 16 MART 1960 faaliyet