S P O R Klüpler Zoraki pehlivan Uzun boylu, esmer, şakakları kır saçlarının büyük bir kısmını kay- betmiş, gözlüklü ve düz siyah elbiseli adam etrafını çevirenlere şöyle de- ! "Çok konuşmak benim prensibim dışında olduğundan daha ziyade işe iri Fakat bir işe sarıl- dım mı da onu mutlaka yaparım, doğrusunu isterseniz, benim klüp başkanlığı yapmağa ne niyetim ve ne de zamanım vardı. Baş- bakanın emri ile başkanlıgınıza gel- miş bulunuyorum. Gene Başbaka- nımın emir ve direktifleri ile Fener- bahçenin stad ve lokal 1şler1n1 en kı- sa zamanda halledeceğim Bu sözleri Fenerbahçenin yeni başkanı, - Başbakan — Yardımcısı ve Devlet Bakanı Berk söylü- ordu. İmarcı yeni başkan "Başba- kanından aldığı direktif ve hızla der- hal işe koyulmuş ve çarşamba günü sabahın erken — sayılabilecek saatle- rinde Kadıköye geçerek Fenerbahçe Stadını ziyaret etmişti. Evvelce tes- b mimarlar ve diğer idare heyeti azaları ile bir toplantı yaptıktan sonra kendilerini iş başına getiren seleksiyon komitesi ile görü- şecek ve nihayet futbolcularla tanı- şacaktı. Pro eksiksiz, fakat iç içe girmiş olarak tatbik edıldı Sabahın erken saatlerinde stadyumdaki lokal binasında hararetli bir faaliyet göze çarpıyordu. Üst kattaki toplantı sa- lonunda büyük bir kalabalık birik- . Yeni Fenerbahçe idare heyeti azaları, onların iş başına getirilme- sinde baş rolü oynayan seleksiyon komitesi azaları ve mimarların teşkil ettiği bu kalabalık heyecanla imar- cı başkanlarının lokallerini ilk defa ziyaretine intizar ediyorlardı. Saat 8.30 da yapılacağı söylenen bu top- lantı, sportif cemiyet idarecileri için hayli yadırganmıştı. Hatta bir seleksiyoner azanın Aman kardeşim, sabahla bu saatında da toplantı o- lur mu? Gece uyumuyorlar mı bun- lar?" mealindeki lafını D. P. ye olan yakınlığını her fırsatta açıkla- mak gayretinde bulunan bir diğeri sesinin tonunu hayli yükselterek şöy- le cevaplandırdı: "Ne diyorsun sen kardeşim, bunlar uyku nedir bilmez- ler. Gece gündüz memleket, millet hızmetınde kendilerini helak ederler gündüzleri kafi gelir miydi?... İImarcı başkan Medeni Berk bek- lendiği saatten 25 dakika geç gel- 34 di. Derhal üst kattaki salona çıkarak hazır bulunan mimar ve diğer Fe- nerbahçeli azalarla proje ve planlar üzerinde etüdlere başlandı. Berk "Başbakanın" bu işe gönül bağladı- ğını, sevgili PKadıköylülere bir spor sitesi hediye etmek arzusunda bulun- duğunu ifade ett Berkin Başbakanın emirlerini ye- rine getirdiği yolundaki sözleri kar- şısında Fenerbahçelilerin bu derece- de alâkasız oluşu oldukça garipti. Zira, onlar için Fenerbahçelilik bir mezhepti. Her şeyden önce Fener- bahçe, gelmekte idi. Hatta sabık başkan Agâh Erozan da yine yuka- rıdan emirle F. bahçe kulübü başkan- lığına getirilmiş, fakat bu zat, bir kongrede Galatasaraylılıkla itham e- dilmesine karşı kendisini yaşaran gozlerıyle şöyle müdafaa etmişti: "Ben her zaman için Fenerbahçeli idim ve daima öyle kalacağım. Fe- nerbahçe büyüktür ve Fenerbahçelı— lik de şereflerin en büyüğüdür..." Kı- sacası, Fenerbahçenin emirle tayin edilmiş sabık başkanı Erozan, henüz havasına girmediği bu camianın te- mayül ve zayıf noktalarını teşhis e- derek, her fırsatta Fenerbahçenin büyüklüğünden ve kendi Fenerbahçe- liliğinin derinliğinden dem vurmuştu. Erozanın bu tarz beyanlarına da- hi sırt çevirerek kendisine sabık baş- an ÜüÜnvanı verdiren Fenerbahçe kongre üyelerinin yeni başkanlarının bu samimi itirafını duymamazlıktan gelmelerinin sebebi ne olabilirdi?... İçlerinden pek çoğu "kulübe siyaset sokulması cereyanına" karşı duran- lardandı. Buna rağmen hiç bir reak- siyon gösterilmemesinin sebebi Fe- nerbahçeliliklerinin ön plâna geçme- siydi. Stad ve lokal ihtiyacı seneler- den beri zihinlerini dolduran tek dâ- va idi. Birçok başkan namzetleri Fe- nerbahçe kongrelerinde "stad dava- larını halledeceği" vaatlerinde bulu- KİTAPLAR ALEMİ AYLIK YAYIN HABERLERİ BÜLTENİ Mart sayısında sipariş adres- leriyle birlikte 50'den fazla ye- ni kitabı tanıtıyor. Ayrıca : Sorun, söyliyelim ni çıkan dergiler. Kitapla ılgili özlü sözler 16 sayfa 25 kuruş Yıllık Abonesi 3 liradır. P.K. 193 - Merkez — ANKARA narak rey toplamıştı. Işte yıllarca -kendi tabirleri ile- iğfâl — edilen Fenerbahçeliler kim olursa olsun, bu davayı gerçekleştirecek şahsı değil başkan yapmak, heykelini dikmekte kararlıydılar. Vaktiyle Kavrakoğlu- na da, Erozana da bu sebeple itibar edilmişti. Şimdi de Medeni Berke dört elle sarılıyorlar ve yine eskiden olduğu gibi düşünüyorlardı: "Başka türlü stadımızı yapmamıza imkân yok. Tek stadımız yapılsın. Seçim manı reyini hangı partiye ataca- bılenlerdenı . stad davalarını hallet- mekle, seçimlerin yaklaşmakta oldu- ğu bu sıralarda büyük bir Fenerbah- çeli seçmeni kendi cephesine çekmek gayretinde idi. 1957 seçimlerinde kaybettiği Kadıköyü bu şekilde ka- zanabileceğini zannediyordu. (Görü- nüşte akla yakın gelen bu fikir taze daha dumanı üzerinde bir yeni De- mokrattan çıkmıştı. Bundan iki -üç ay kadar önce Fenerbahçe takımı- nın almakta olduğu kötü neticeler üzerine ortalıkta fevkalâde kongre- ye gidilmesi temayülü baş göster- miş, idare heyeti aleyhinde gruplaş- malar başlamış, "birlik" teranesi ile meşhur Yeldeğirmeni sinemasındaki toplantıya kadar varılmıştı. lantıdan üç gün sonra da "Fenerbah- muhalıflerden bir grup" sıfatı görüşerek stad davalarının halli için söz aldıkları haberi ortaya çıkmıştı. Arkadaşlarının kendisine "Fidel Castro" adını taktıkları Erdal Koca- çimen D.P. n İnönü mütehassıs- larından enıştesı Ordu Milletvekili Atıf Topaloğlunun tavassutu ile Baş- bakanla görüşmeğe muvaffak olmuş- tu. İşte bu görüşmelerin birinde Baş- bakan, Atıf Topaloğluya Medeni Berkin Fenerbahçeye başkan yapıl- masını istediğini söylemiş, o da ka- yınbiraderi — vasıtasiyle bu — hususun tahakkukuna girişmişti... "Fidel Castro - İktidar Değişti- ren Adam- "lâkabiyle anılan kayın- birader cidden iyi çalışmıştı. re toplanmış ve daha o sabah kulübe âza olarak kabul edilen Medeni Berk ittifakla başkan seçilmişti.... Demok- rat-Fenerbahçeliler artık müsterihti. Stadyumları — yapılacak, bu sebeple de Fenerbahçeli seçmenler seçimde reylerini D. P. ye verecekti! Siyasi kanaatleri iktidardan farklı bulunan Fenerbahçeliler ise aynı şekilde mem nundular. "Bu vesile ile de stadımız yapılır inşallah diyorlardı. Hattâ bir kısım, koyu muhalifler iktidarın kendilerini de bu derece basit bir zih- niyet sahibi addetmelerine için için kızıyor, fakat yine de klüp sevgileri- ni şimdilik ön plânda tutarak stadla- rının temelinin atılacağı güne inti- zar ediyorlardı. AKİS, 16 MART 1960