Cilt: XVII, Sayı: 294 A K İ S HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI 16 Mart 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Millet Medeniyet zun senelerden beri beklenen bir hâdise, nihayet haftanın ba- şında cereyan etti. Kendisine D.P. ye katılması için tazyik, yapılan gözde ve yüksek mevki sahibi bir vatan- daş vazifesinden -sıhhi sebeplerle değil- meselenin içyüzünü açıklaya- rak istifa etti. Bu medeni adam, Ti- caret ve Sanayi Odaları Genel Sek— reteri Cihat İrendir. Cihat İren, aynı zamanda D.P. derdi: "Bir siyasi partiye iltihakımı istediniz. Odalar Birliği Umumi Kâ- tipliği vazifesi uhdemde bulunduğu müddetçe siyasi partilere intisabı şahsen ve Birliğimiz bakımından uy- gun görmediğim cihetle 1st1fa ediyo- rum. Kabulünü rica ederi n ehemmıyetlısınden en ehem- e amansız şekilde devam ettirilen bas- kının bu şekilde bir reaksiyona yol açması batılı cemiyetlerde tabiidir. Ancak, şimdiye kadar bizde görülen bu olmamıştır. Dünyanın servetine sahip insanlar "Hâyır!" demek ce- saretini gösteremeyerek derin bir huzursuzluk hissede ede- ve tazyikin ne maksatla yapıldığını pek alâ bi- lerek, bunun cemiyetimiz için ifade ettiği büyük tehlikeyi görerek- bo- yun eğmişler, "evde evladü âyâl var" zihniyetinin kurbanı küçük ücretliler içlerinden diş bileyerek beyanname- ler imzalamışlar, en kabadayıları bir mazeret uydurarak işinden ayrılmış, ayrılışının hakiki tir. Nitekim, kendilerinden bazı şey- ler istenilen, memurlar arasından hiç kimsenin vaktiyle Fuat Arnanın yap- tığı şekilde bunu açıklayarak talep sahiplerinin yüzüne hakettikleri şa- marı indirmemesi de dikkati çekmi- yor değildi. Şimdi Cihat İren, vatandaşları- me nasıl davranmaları gerektiğini orta- ya koyuyor. Bu davranış, şüphe yok, derin akisler uyandıracak ve baskı- 4 Cihat İren Medeni bir adam yı marifet sayanları ancak böyle re- aksiyonlar cesaretsiz kılacaktır. Ses çıkarmayanların, sineye çekenlerin verdiği cesareti Cihat İren bir anda kırmaktadır. İşte, kendisine bir par- tiye -hangisine — olduğunu anlamak için kâhin olmaya lüzum yoktur- gir- mesi için tazyik yapılmıştır. Cihat İren bunu kabul etmeyecektir. İsti- fasını da bu yüzden vermektedir. Kimin elinden ne gelirse, lütfen ardına koymasın! Görülecektir, böy- le davrananlara karşı hiç kimsenin elinden bir şey gelmeyecektir. Seçimler Papatya falı Bu haftanın başlarında bir gün İs- tanbulda, Başbakan — Menderes sondajlarına devam ederken "iyi ha- ber alan bir Demokrat" AKİS mu- habirine, gülümseyerek şöyle diyor- du: — Haritanız çok makbule geçti. Ama zannetmeyiniz ki D.P. içinde herkes vaziyetin bu şekilde olduğun- dan habersizdir. Doğudan ve Güney- den gelen dalgaya karşı bizim de tedbirlerimiz var Sonra, Aaynı mütebessim tavırla, bir kaç günden beri İstanbul sokak- larını süsleyen sayını ilânlarını gös- terdi. "— Evvelâ Hele şu İ cakları dalgasını seltelım laşırız "İyi haber alan Demokrat" lerinden D.P. nin butun sını İstanbul ve i ver kütlelerinin elde edilmesine bağ- ladığı, gayretlerini oralara teksif et- tiği, fakat bu arada ihtiyatı da bı- rakmayarak İstanbul ile İzmir kon- tenjanının arttırılmasını elzem gör- düğü anlaşılıyordu. Tabii bu, bir tah- minden ibaretti. Ama bir yandan Menderesin, bütün Bakanlarıyla bir- likte İstanbula göç etmesi, diğer ta- raftan gecekondulara tapu dağıtıl- ması hikâyesinin ısıtılıp sofraya kon- ması, nihayet büyük şehir dükkân- larının - muvakkaten de olsa malla doldurulması istikametinde tamamiy- le iktisat ilmi dışında adımlar atıl- ması -seçimlerin henüz — kararlaştı- rılmamış tarihi ne olursa olsun- D.P. nin bu iki büyük şehri birer can kur- taran simidi saydığını geçen içinde açık şekilde gösterdi. su istenilirse bu, yanlış bir hesap de- ğildi. Gerçi İstanbul ortadaydı ama, İstanbulun dahil bulunduğu Marma- ra bölgesinde D.P. nin sarı rengi ha- kimdi. Tıpkı, gene ortada bulunan İzmirin dahil olduğu Ege bölgesinde görüldüğü gibi.. D.P. büyükleri adı İstanbul ve İzmir de olsa, Marmara- da veya Egede bir şehri kazanmayı Doğuda, Güneyde, hattâ İç Anadolu- da ve Kuzeyde bir şehri kazanmak- tan daha kolay buluyorlardı. Sayım Ekim ayında yapılacağına göre, seçimlerin sonbahara bırakıl- ması yolunda bir temayülün D.P. büyüklerinin başlarında filiz salma- ya başladığı haberi böylece bu haf- tanın başında İstanbulda ağızdan a- ğıza dolaşmaya başladı. Aslına bakı- sayım, sonra seçim!. İstanbulla İzmirin çıkara- milletvekili adedini C.H.P. karşılıyacak miktara yük- arkasından kozumuzu pay- n SÖZ- lırsa D.P. büyükleri sondaj safha- smdaydılar "seçim arzuları var" dı fakat "seçim kararları yok" tu, cak sondajlardan elde ettikleri netı— celer -Koraltan İçelin halini gördük- ten sonra "Ne oldu size İçelliler, ne AKİS, 16 MART 1960