KİTAPLAR TÜTÜN ZAMANI (Necati Cumalının romanı, Rem- zi Kitabevi, Yeni Türk yazarları se- risi 11., Yükselen Matbaası, İstanbul 1959, 240 sayfa. 400 kuruş) 'Ihtun Zamanı" Necati Cumalının onikinci kitabı. Kitabın kapağını açıp da iki sayfa çevirdiniz mi Cu- malının eli şakağında bir resmi ile karşılaşıyorsunuz Romantik, şairane r poz. Cumalı düşünüyor. Kitabın resımlı sayfasında Cumalının hayat hikâyesi de var: 1921 de Florinada doğmuş. Kurtuluş savaşından sonra ailesi ile Urlaya iskân edilmiş. İlk okulu Urlada, liseyi İzmirde bitir- miş. Sonra Ankaraya gidip Hukuk Fakültesinde okumuş. Hukukta o- kurken bir takım devlet dairelerinde de çalışmış, Mektebini bitirdikten sonra yedek subaylığını yapmış, as- kerliği takiben bir müddet daha dev- let dairelerinde bulunmuş. 1950 - 57 yılları arasında Urla ve İzmirde avu- katlık yapmış. Bundan da sıkılmış olacak, kalkıp Parıse gitmiş. İki yıl orada kalmış. "Tütün Zamanı"nı da Pariste bitirmiş. Parısten dönmüş, İstanbul Radyosunda çalışmaya ko- yulmuş. Halen de oradaymış. Gene hayat hikâyesini — öğrendiğimiz say- fadaki satırlardan anlaşılıyor ki Cu- malı, "Bütün zamanını sanatına ver- mek gayesiyle ikinci mesleği olan avukatlığı bırakmıştır." Cumalının resminin ve biyografisi- nin bulunduğu sayfanın solundaki boş sayfada sadece bir ithaf var: Mu- nis Faik Ozansoya... Cumalı, "Tütün Zamanı "nı Cumhurbaşkanlıgı Umu- mi Katıbıne ithaf e Bütün hakları yazarının olduğu hassasıyetle kaydedilen "Tütün Za- manı" adlı kitabın yedinci sayfasın- da "Giriş" başlığı göze çarpmakta- dır. Bu başlığın hemen altında bir ikinci başlık bulunuyor. "Yedi tepe Üstünde küçük bir şehir" Bu küçük şehir, Urladır. Giriş faslı, 240 sayfa- lık kitabın 8 sayfasını — almaktadır. Cumalı kitaba şöyle girmiş:' "İzmir Körfezinin görünüşü, haritada, etra- fını saran karalar arasına sokulmuş, bir çizmeyi hatırlatır. Giriş böylece uzayıp gitmektedir. Urla, Urlanın tarihi, Urlanın insan- ları, Urlanın zengınlıklerı ve yoksul- lukları v.s... v.s.. ene bu giriş ya- zısında Necatı Cumalı Urlaya ne za- man geldıgmı nelerden hoşlandıgını imkânı yok ihtimal veremez. Olsa 28 olsa belki bir seyahatname, bir hatı- ra veya coğrafya kitabı okuduğunu sanır. Kitabın onbeşinci — sayfasındadır ki birden bir urgan kopacak, urga- nın ucuna bağlı olan keçi kaçacak ve çiğ güneş ışıkları altında dümdüz uzanan mısır, tütün tarlaları, bağlar arasında kaybolacaktır. Kitabın bi- rinci bölümüne ve dolayısı ile roma- na da burdan itibaren girilecektir. O- kuyucu, daha bu ilk satırlarda, manın yazarı Necati Cumalının, elin- de tuttuğu romanının ilk romanı ol- duğu hakkında hükmünü verecektir. Gerçekten de Cumalı kitap sahibi bir yazar olmasına rağmen, "Tütün Zamanı" onun ilk romanıdır. Necati Cumalı memleketimizde daha ziyade şair olarak tanınmış bir isimdir. Cumalının 12 kitabından ye- disi şiir kitabıdır. Necati Cumalı İ- kinci Dünya Harbi yıllarının hemen sonunda, şiirimizin Altın Çağını ya- şadığı devirlerde yetişmiş, parlamış bir şairdir. O günlerde yazdığı şiir- lerle adını hafızalara yerleştirmiş şa- irlerden biridir. Sonra devran değiş- miş, şiirimiz Altın Çağını geride bı- rakmıştır. O çağda yaşamış, o dev- ri yaratmış şairlerimizden hayatta kalanlar da yavaş yavaş çaptan düş- müşlerdir. Necati Cumalının 1955 yı- lında yayınlanan "İmbatla Gelen" adlı şiir kitabı, o devrin son direniş ve can çekişiş örneklerinden biridir. Şiirden hikâyeye, — hikayeden ti- yatroya atlayan Necati Cumalı gü- ayak — uydurduğu 1957 yazında İzmir de yazıl- maya başlanan "Tütün Zamanı" 1959 da Pariste bitmiş. "Tütün Zamanı" önce Vatan ga- zetesinde tefrika edilmiştir. Tefrika edilirken dikkati çekmiş olacak ki filme de alınmış ve sıradan bir Türk filmi olarak sinemalarımızın afişle- rinde boy göstermiştir. Daha sonra Remzi kitabevi bu romanı Kemal Ta- hir, Orhan Kemal, Yaşar Kemal gibi devrimizin üç büyük — romancısının eserlerinin de — yayınlandığı — Yeni Türk Yazarları serisine dahil etmiş- tir. "Tütün Zamanı"nda Necati Cu- malı bir aşk hikâyesi — anlatmakta- dır. Ancak bu aşk hikâyesi Esat Mah mut; Kerime Nadir, Suzan Sözen gibi piyasa romancılarının daktilo kızların yahut sonradan görme ka- fasız salon hanımlarının aşk hikâ- yesi değildir. Cumalı, köyle kasaba arasında kalmış, tütün tarlasında çalışan, kuyu başında çamaşır yıka- yan bir küçük çiftçi ailesinin kızı ile başkasının tarlasında yarıcılık yapan AKİS, 16 MART 1960