YURTTA OLUP BİTENLER kalandıran iktisadi meseleler üzerin- de durdu. Bu yüzdendir ki — Beyfendinin — ik- tisadi konulardaki mesai arkadaşla- rı teker teker İstanbula çağrıldılar. Evvelâ Koordinasyon — Bakanı Ab- dullah Aker Üsküdardan lüks oto- mobiliyle Kabataşa ayak bastı. Sıra- sıyla Ticaret Bakanı "Hayrettin Erk- men, Sanayi Bakanı Sebati Ata- man geldiler. Maliye Bakanı Polat- kan da oradaydı. Koordinasyon he- yeti tamamdı. Çarşamba sabahı erken saatlerde başlayan toplantıya bizzat Başbakan riyaset etti. Toplantıda "türlü mem- leket meselelerini görüşmek — üzere" tüccar ve sanayicilerle de müşterek bir toplantı yapılması gerektiği ve onların dertlerinin dinlenmesi karar- laştırıldı. Toplantı öğleden sonra ya- pılacaktı. Karar ittifakla alındı. An- cak ortada bir mesele kalıyordu. Toplantı Park Otelde mi yapılmalı, yoksa Ticaret Odasında mı yapılma- lıydı? Park Otelde bir toplantının biraz kokteyl havasına bürüneceği fikrinde olanlar vardı. Bunun yanın- da Park Otelin artık Başbakanlık bi- nasından bir farkı kalmadığı, bu yüzden hiç bir mahzur bulunmadığı fikrini savunanlar da mevcuttu. Ni- hayet toplantının Ticaret Odasında yapılması kararlaştırıldı. Koordinas- yon heyeti doğrusu bir hayli yorul- muştu! Vaad etmek veya etmemek... Saat 15.30 da Sirkecideki Dördüncü Vakıf hanının Ticaret Odasına ait Samet Ağaoğlu “Enişte bey nasıllar?" katında, meclis salonu üçyüze yakın sanayici, tüccar ve iş adamıyla dol- muştu. Başbakan bekleniyordu. Bey- fendi iş adamlarını mutadı hilâfına bekletmedi. 0073 numaralı şahane Ca dillac Sirkeciden geçmekte olan İs- tanbulluların bakışları arasında ka- pıda durdu. Arkasından kırmızı plâ- Bakan arabaları sökün ettiler. Beyfendi dinç ve sportmen adım- larla kapıdan içeri girdi. Asansöre bindi. Üçüncü katın düğmesine basıl- dı. Ne var ki Beyfendinin işleri son günlerde pek iyi gitmiyordu. Bu u- neden ileri geldiği de kestirilememekteydi. Nitekim bu defa da yanlış asansöre binmişti. Meclis salonuna Bahçekapı tarafındaki asansörden çıkılırdı. Bu bakımdan salonun ön kısmı, Başba- kanın geleceği tarafla irtibatı kal- maması için bir paravanla kapatıl- . Menderesi ön taraftan bekli- birdenbire kendisini arkala- rında görünce şaşırdılar. Evvelâ ne yapacaklarını kestiremediler, — sonra itinayla yerleştirdikleri paravanı a- lelacele topladılar ve Menderese yol açtılar. Başbakan salona alkışlar a- rasında girdi. Ön sıradaki yerini al- dı. Yanına Koordinasyon kurulu aza- ları Bakanlar oturdular ve toplantı başladı. Toplantıyı Ticaret Odaları Meclisi başkanı ve Merkez Bankası Müdürü Emir Sencer açtı. Sencer pek heye- canlı ve telâşlıydı. —Arkasından Söz alan Sırrı Enver Batur tüccar ve sa- nayicilerin dilekleriyle — ithalât reji- mimizdeki aksaklıkları anlattı. Ba- turun konuşmasında ithalâtımızdaki aksaklıkların nakledilmesi bir hayli zaman aldı. Beyfendi tenkidleri din- lerken son derece sakin ve müteces- sisdi. Dikkatle Baturun sözlerine ku- lak verdi. Arada sırada yanındaki Bakanlarla konuştu ve sık sık başı- nı salladı. Baturdan sonra kürsüye gelen Menderes, tüccar ve sanayicilerin bütün isteklerinin yerine getirilece- ğini Aaçıklıyan bir konuşma yaptı. (Bk. İKTİSADİ VE MALİ SAHA- DA - S. 22) Bir tek talep yapılma- dan, r istek yı getirilmeden bırakılmıyacaktı Beyfendi tüccar ve sanayicilerin bütün isteklerini yeri- ne getireceğini vaadden pek mem- nun haldeydi ki her zaman olduğu gibi bir basın mensubu keyfini kaçı- rıverdi. Konuşmanın ortasında, kür- süye yaklaşan foto muhabirlerinden biri tam deklanşörüne basıyordu ki Beyfendi durdu. Gazeteciye dönerek: "— Bırakın canım şu resim meği.. Size ne bunlardan!" Sözlerine devam etmek için doğrul- muştu ki gazeteciyi bir başka yer- den resim çekmeğe — uğraşırken ya- Emin Kalafat Tekrar sahnede kaladı. uzatara "— Ca nım, burada tıcaret Bu defa sinirlenmişti. — Elini konu— mesine mani oldu. Bir kaç dakika sonra da bazı gayretkeşler gazeteci- yi salondan çıkardılar. Nedendir bilinmez, Menderes son günlerde bazı temaslarının gazete sütunlarında yer almasını istemiyor- du. Esasen bu toplantı da son derece gizli tutulmuş ve gazetelerin ik- tisat muhabirleri tesadüfen — haber alabilmişlerdi. Üstelik toplantı salo- nunun kapısına gelen muhabirler içeri alınmak istenmemişti. — Başba- kan gazeteciden kurtulunca rahatça sözlerine devam etti. Kürsüden indi- ğinde içini boşaltmış, — rahatlamıştı. Ticaret Odası Başkanı Sait İbrahim Esinin büyük bir telâş ve acele ile getirdiği rahat koltuğa — gömülerek koordinasyon heyeti azaları Bakan- ların konuşmalarını dinledi. Dikkatli Bakanlar akanların sanayicilere ve tüccar- lara gökteki ayı bile vaad eden konuşmalarıyla, bazı meseleler üze- rindeki münakaşalarla, toplantı pek eğlenceli devam ediyordu. — Meselâ Başbakana göre şu Sanayi Bankası idarecileri “münkabız adamlardı". Ellerinde olan 10 milyonluk krediden ancak 4 milyonunu kullanmışlar, ge- ri kalan 6 milyonluk kredi yapılan teklifler rantabl bulunmadığı için sarf edilmemişti. Canım, bu iş Kolom- bun yumurtasıydı. Oyle rantabl ol- madığı mucib sebebiyle geri kalacak iş değildi. Mesele, yumurtayı dikine AKİS, 16 MART 1960