YURITITA OLUP BİTENLER karşısına alıyor, saatlerce — konuşu- yor, onuşuyor,konuşuyordu. Bur- han Belce bu konuşmayı not tuta- rak dinliyor, sonra notlarından bir metin hazırlıyordu. Metin, Mende- res tarafından tekrar gözden geçiri- liyor, ilâveler veya çıkarmalar yapı- liyor, nihai şeklini alınca okunmak üzere radyoya gönderiliyordu. Men- deresi konuşurken dinleyenler — bir hususu hayretle — müşahade ettiler. İnönünün bir çok nutku, — Başbaka- nın ezberindeydi. Bunlardan — gayet kolaylıkla — pasajlar okuyabiliyor, cümleler — söyliyebiliyordu. — Başba- kanın hafızasındaki konuşmaların başında, meşhur "1950 Taksim Ko- geliyordu. Menderes-Belge çalışmaları güç ve tadsız oldu. Başbakan çok dağı- nık konuşuyor, fikirleri arasında sil- sile kurmak zor geliyordu. — Gerçi Burhan Belge, bazı mühim Radyo Gazetesi Konuşmalarını da bu şekil- de hazırladığından işin yabancısı de- ğildi. Fakat onlar, — kelimenin tam manasıyla tek taraflı konuşmalardı. Halbuki şimdi karşıda amansız bir muhatap vardı ve açık verildi mi, amansız muhatap darbeyi yapıştırı- yordu. En mühimi, haksız dâvaları sa- vunmak kolay olmuyordu Menderesin maneviyatını — yük- seltmek için "Etraf" derhal yeni bir formül buldu: Bu haftanın başında pazartesi akşamı radyolar Mendere- sin beyanatının bütün — yurtta hay- ranlık uyandırdığını ve herkesin teb- rik telgrafları çekmeğe başladığını ilan ettiler. Tabii bu propaganda di- linde "Telgraf çekin" manâsına ge- liyordu. Anlaşılan V. C. yayınların- dan sonra radyoda yeni bir T. T. "tebrik Telgrafı" faslı başlıyacaktı. Böylece herkesin basiretinin bü- yüleneceği mi acaba sanılıyordu? Ama kimsede inanmasa maneviyat takviye edilirdi ya... Metin avı. İktidara yakın çevreler tam bir haf- a boyunca, bu çalışmaları daha ve- rimli hale getirmek için gayret sar- fettiler. Büyük merakları, İnönünün konuşmalarının — metinlerini almaktı. Bunun bir "göze girme va- sıtası" sayıldığı ve metni erken ala- nın kendisini zafer kazanmış addet- tiği kısa zamanda ortaya çıktı. yüzden gazetelerle temas hattâ İnönünün evine sık sık tele- fon edilerek haber — soruldu, Parti Merkezine adamlar gönderildi. O kadar ki, Ulus gazetesine telefon e- derek oradaki ahbaplarından nutkun kendisine okunmasını isteyen bü- yükler çıktı. Haberler doğruca Baş- bakana ulaştırılıyor, Menderes İnö- nüye atfedilen cümle veya kelimele- ri büyük bir dikkatle dinliyordu. Fakat İnönünün konuşmaları, bazı mülâhazalarla zamanından ev- vel sızdırılmadı. Bir defa, cevaplar sadece İnönünün kafasındaydı. Son- ra, bunların basına akşam vakti ve- rilmesi uygun görüldü. Gerçi meşhur "Basın Yasakları Devri" İnönünün nutukları mevzuunda geçmişe benzi- yordu. Radyoyu kullanan İktidar, ışı oraya kadar götürmedi. Ama de gazetelerin — mesulleri Inonunun sözlerini yayınlamakta, — Başbakanın sözlerine yer verirken duydukları ra- hatı hissetmediler. Muhalefet lideri- nin konuşmalarından bir cümle veya bir kelimeyi, ağır bularak çıkarttık- ları çok oldu. Sadece Ulus, parti söz- cüsü olmasının verdiği hakka daya- narak İnönünün cevaplarını aynen yayınladı. Ama ne de olsa İnönünün Genel Kurmayı ihtiyatı elden bırak- mamayı tercih etti. Muhalefet lideri, bütün düello boyunca tek başına çalıştı. Sadece, bu haftanın başında pazartesi günü yayınlanan konuşmasının küçük bir kısmını Partide bir heyet ilâve etti. İnönünün cevaplarını arkadaşları o gün kafi derecede sert bulunmuşlar- dı! Fakat tartışmanın asıl şaheser nutukları bizzat liderin kaleminden çıktı, bunların ekserisi seyahatte ha- zırlandığından arkadaşları gazeteler- den okudular ve istisnasız hayran kaldılar. İnönü çalışıyor. Inonu yılbaşı Vesılesıyle İstanbula gitmişti. iki hafta kadar kaldı. Bursada yaptıgı konuşmayı 7 Ocak günü, Taşlıktaki evinin üst ka- tındaki, denize bakan küçük çalışma odasında hazırladı. Çalışma üç saat kadar sürdü. O akşam İnönüyü Rah- mi Koçun düğününde neşeli gören- ler, Muhalefet liderinin, üzerinden VATAN CEPHESİ! AKİS, 20 OCAK 1960