YURTTA OLUP BİTENLER cadele dolayısıyla İnönüye tebrik tel- grafi böylece — gönderilirken, artık kaybedeceklerini — -ve faka bastık- larını- anlamış olan gruptan sarı- şın bir öğrenci, Tarık Zaferi itham eden bir eda ile "Hocam, siz siyaset yapıyorsunuz" diyordu. Bir türlü pro- fesörlüğe yükseltilmeyen Tunayanın mukabelesi gene susturucu oldu: "Si- yaseti size ben öğretiyorum. Neyin siyaset olduğunu gayet iyi bilirim." İşte kongre, böyle bir hava içinde seçimlere gitti. Eskiciler ve yeniciler Sçımler için hiziplerin kulis faaliye ti, kongre tarihinden çok önce baş- lamıştı Ekseriyet sağlamayan fikir- lerin şampiyonu olan ve Hukuk Fa- kültesinde "Nurcu" diye nâm salan Kadri Mısırlıoğlu "Yıldırım Grubu"- nu kurmuştu. İktidarın Güdümlü Gençlik politikasının yürütücüsü An- talya milletvekili Sadık Erdemin des- teklediği ve Talebe Cemiyetlerini D.P. ye bağlı mahdut öğrencilere kazan- dırmak için gayret sarfeden Yardım- cı ile Ertuğrul Mat “Birinci Sınıf Grubu"nu teşkil ettiler. Yardımcı ile Mat, 1959-60 ders yılında Hukuk Fa- kültesine gelen öğrencileri kendi saf- larında toplamak için, bir taktiğe başvurarak Gruplarına "Birinci Sı- nıf” adını vermişlerdi. Eski öğrenci- lerin Siyasi istikametleri ve emelleri hakkında kafi bilgiye sahıp oldukları için kendilerini ınıbile- cek kadar zekiydiler, dolayısiyle bü- tün faaliyetlerini Birinci Sınıf öğren- cileri üzerinde teksif etmişlerdi. Buna mukabil, devrimci öğrenciler dört ay- Yi grup meydana getirdiler. Hiziplerin propaganda faaliyetleri çok çekişmeli oldu. Birinci Sınıf Gru- bu, başında Sadık Erdem bulunan D. P. Gençlik Bürosunca finanse edilen geniş bir propaganda faaliyetine gi- rişti. Grup gayet şık ve pahalı beyan- nameler bastırdı, müzikli toplantılar tertipledi. Önceden de tahmin edildiği gibi, kongreye bir hafta kala Yar- dımcı-Mat ile Mısırlıoğlu grupları bir- leştiler. Devrimci grupların bazıları da aynı yolu takip ettiler. Bu hazırlıklardan sonra Mücadele, D. P. İzmir milletvekili Kemal Ser- daroğlunun vaktiyle hükümetler de- virip kurduğunu Bütçe Komisyonun- da bu hafta ifşa ettiği Hukuk Fakül- tesi kantininden Spor ve Sergi Sara- yına intikal etti. Yardımcı ile Mat, beş otomobil tutmuşlar, ön camlarına "Birinci Sınıf Grubu" ibaresini taşı- yan bandlar yapıştırmışlardı.. Yar- dımcı ve Mat, bu beş otomobillik ka- file ile pek özendikleri politikacı bü- yüklerine has bir gövde gösterisi ya- parcasına, Beyazıttan Cağaloğlu yo- luyla Spor ve Sergi Sarayına gittiler. 18 Spor ve Sergi Sarayı içinde ve dışın- da, sıkı emniyet tedbirleri alınmıştı. Ancak seçimlerin — neticesi, Yar- dımcı ve Mat için pek hazin, pek acı oldu. Tam liste halinde 16 oy topla- yabildiler. Mısırlıoğlunun grubuyla karma olarak aldıkları oylar ise yü- zü geçmiyordu. İnönünün savunduğu fikirlerin arkasında yer alan devrimci gruplar böylece 1,223 oydan geriye ka lanları toplayarak, Menderese bu haf- taki meşhur telgraflardan birini çek- miş olan T.M.T.F. Genel Başkanı Sa- med Güldoğan taraftan eski İdare Heyetini devirdiler. FFakat Cemiyet Başkanlığı seçiminde, en şanslı aday görünen idealist ve çalışkan Şekip Demirelin kaybetmesi günün tek sürprizi sayıldı. Demirel gülerek bu- nu, sırf Aydınlı olmasının uyandırabi- leceği zehabına verdi. Fakat, arkadaş- larının üzerindeki yanlış intibaı sil- mek için gayet pratik bir çare keşfe- diverdi: Kongreyi müteakip, hemen o gece Şehreminiye gidip. C.H.P. Oca- ğına kaydını yaptırdı! Ankarada hiddet dise, bu hafta Ankaradaki ek Demokrat çevrelerde — görül- memiş asabiyet yarattı. Son seneler- de D. P. Talebe Cemiyetlerini ele ge- çirmek için bunca gayret sarf etmiş, para akıtmış, idari bütün zorlamala- ra başvurmuştu. Demek, netice buy- du! Güdümlü Gençlik politikasını ida- re edenler kendi başlarında çakmaya başlayan şimşeklere karşı derhal, ta- raftarlarını harekete geçirdiler, Men- derese telgraflar çektirtmeğe başla- dılar. Böylece, asabiyeti teskin ede- bileceklerini ümit ediyorlardı. Fakat netice pek umdukları gibi olmadı. Zi- ra D. P. nin başları bir Gençlik Ha- reketinden pek yılıyorlar, 1957 se- çimlerinde C.H.P. nin başarısında gençlerin büyük rol oynadığını bili- yorlar, önümüzdeki seçimlerde — bu rolün daha da ehemmiyet kazana- cağını ve Türkiyenin her tarafında Demokrat partizanların — karşısına imanlı, kararlı Yüksek Tahsil Genç- lerinin dikileceğinden emin bulunu- yorlardı. yük- Halbuki aslında D. P. nin gay- retleri hiç netice vermemiş değildi. "Said-i Nursi hareketi" gibi hareket ler karşısında geçen senelerde bütün talebe teşekkülleri yekvücut rirler, Atatürk Gençliğine tepkiyi gösterirlerdi. Bu yıl en yük ve kabına sığmaz gençlik te- şekkülü T.M.T.F. nin dut yemiş bül- büller gibi sessizliğe gömülmesi, ha- diselerin içyüzüne vakıf olanları hiç şaşırtmadı. Bu nisbi zafer Erdemin gayretleri —sayesinde — kazanılmıştı. Ancak, irticanın kıpırdanışları "Sa- dık Ağabey"in kesenin ağzını Halil İbrahim cömertliği ile açarak T. M. T. F. yi zapturapt altına alırken, M.T.T.B. üzerindeki kontrolünü elden kaçan sabun gibi kaybetti- ğini ortaya koyda M. T B. nin başındaki, düşündüğünü söylemek- ten çekinmiyen ve yukarıdan emir almıyan Atatürkçü gençler, türlü baskı ve tazyiklere rağmen hareke- te geçtiler, hortlayan irticayı protes- to ettiler, "Yeter, dur!" diye haykırı- verdiler. Yasak! dir Nadinin dediği gibi "Ata- türk'ü öven yazılara neşir yasak— larının gelmeğe başlıyacağı ler"in — yaklaşması, tehlıke çalan İnönü'nün i sinin arzuladığı gayretlerinin belirmiş olması rağmen .T.F. nin başındakiler kaskatı duruyorlardı. Ama böyle bir tutumun tabii neticesini Genel Baş- kanlık koltuğuna — cebirle oturtulan Güldoğan ve taraftarları son günler- 3 B de Talebe Cemiyetlerinde — uğradık- ları yenilgilerde müşahade ettiler. Güldoğan ve taraftarlarını', Sadık Ağabeyleri, da aktedilen Hukuk, Orman, ve Ticari İlimler ve Eczacı Talebe Cemiyetlerinde — kurtaramadı. Gün- doğancılar sadece Edebiyat Fakül- tesini kazanabildiler. — Böylece önü- müzdeki günlerde toplanması ken İ.Ü.T.B. ve T.M.T.F. kongrele- rini. Güldoğan Vve arkadaşlarının kaybedeceği apaşikar meydana çık- tı. Ancak, adı geçen teşekküllerin kongrelerine idare ve emniyet amir- lerinin müsaade edip etmiyecekleri zihinleri kurcalıyan bir — sorudur. Tecrübeler, müsaade edilmiyeceği- ni ve Güldoğan'ın bir zamanlar M.T. T.B. ye yerleştirilen Orhan Sakarya gibi "Ebedi Başkan" olarak hiç ol- mazsa seçimlere kadar — kalacağını göstermektedir. Nitekim ilk kara haberi, Anka- ra'dan, Ankara Üniversitesi Talebe Birliği İkinci Başkanı — Yalçın Kü- çük bu haftanın sonunda verdi. 17 ocakta, toplanması gereken kongre- lerine Vilayetçe izin verilmemişti. Hal buki kongreler izine tabi değildi ve bir ihbar kâfiydi. — Vilâyetin tutumu derhal D.P. nin mutemet adamların- dan Esmersoyun kaybetme ihtima- line bağlandı. nun mensubu beklenildiği ortaya çıkarak bakana malüm bağlılık telgraflarını çekecek ve İnönüye, ismini zikret- meden sol eliyle sağ kulağını göste- rircesine, teessürlerini, — teessüflerini bildirecekti? şimdiye kadar İstanbul'- İktisadi AKİS, 20 OCAK 1960