masını ve bu teşkilâtta tam üye sı- fatıyla yer teşkilât ayrıca, letlerinin gelişmemiş Başbakandan Örnekler İnsanların ne kadar rahat konuştuklarına dair Başbakan Menderes son günlerde unutulmaz örnekler veriyor. rçi Menderes İnönüye cevaplarından birinde meselâ Uşak hadiselerinin "unutulduğunu" söy- lemek suretiyle hadiseleri telakki tarzını ortaya koymuştur. Ama gene de "nisyan ile malül" sayılan "hafıza-i beşer"in her şeyi unutmadığını aşağıda göreceksiniz. Rakamlar "İfade ve rakam hünerlerinin hiçbir derde deva olmadığını ve bun- larla memleketin avutulamayacağını söylemek yerinde olur." (31.XTI. 1947 - B.M.M.) AKİS: Bu konuda, İstatistik Umum Müdürünün, sanayi sayımıy- la ilgili bazı rakamları yayınlamayı reddettiği için vazifesinden alındı- gını hatırlatmakta fayda vardır. Hürriyet ve Kalkınma "Kısaca ve tekrar arz edeyim ki, biz vatandaşın bütün melekâtı- nın hürriyet havası içinde en iyi tezahür ve inkişaf edebileceğine ve bi- naenaleyh, siyasi ve içtimai sahada olduğu gibi iktisadi sahada da onu bu inkişafa kavuşturacak bir hürriyet nizamının temin edilmesi lüzu- muna kaani bulunuyoruz!" (17.V.1952 - Bursa). AKİS: D.P.nin bugünlük tek övünme vesilesi "nurlu istikbalin müjdecisi” birkaç tesisten ibarettir. Hürriyetin, lâfını Başbakanın ağ- zından duymanın artık imkânı yoktur. Makam Arabaları "Makam ve hizmet otomobilleri satın alınarak zatlara tahsis olun- muş zere bu yıl yine aynı miktarda bir paranın sarfedilmiş olduğu ve bu otomobillerin nasıl israf ile ve bırçoklarının kanunsuz olarak kul- landıkları düşünülecek olursa, bu yeni tahsisat karşısında nasıl bir hükme varmak icabader. Unutmamak lazımdır ki, her tomobilin amortismanı ile beraber yıllık masrafı 10 bin lira civarındadır ve bu memleket bir avuç zata otomobil tahsis etmek için yılda 10-15 milyon lira ödemektedir. Diğer Devlet müesseseleri, iktisadi devlet teşekküllerin- daki binek otomobillerinin hesabı da ayrıdır." (26.X11.1947 - B.M.M.). AKİS: Bu konuda tefsire ihtiyaç yoktur. Dış Yardımla İş Bitmez "Hükümetin Amerikan yardımını kalkınma ve istihsâli çoğaltma işlerinde başlıca destek saydığı hakkındaki ifâdesini teessürle karşıla- mamak mümkün değildir. Dış yardımlar ne kadar ehemmiyetli olursa olsun bir memleketin asıl kendi kaynaklarına dayanabilecek kudrette olması esastır.” (24.1.1949 - B.M.M.). AKİS: Bugün dış yardım olmasa, memleketimiz et ve ekmek ih- tiyacını bile karşılayacak hâlde değildir. Yardım Kesilirse "Türkiye kendi kaynakları ve imkânlarıyla kendi kendine kifayet edecek vaziyettedir. Bugün dünyanın bazı çok ileri memleketleri var- dır ki, Marshall yardımı kesilirse belki fena bir vaziyette kalabilirler. Fakat, Türkiye o memleketlerden değildir." (22.V.1952 - Konya). AKİS: 1955 başında Amerikadan istediğimiz 300 milyon dolarlık Şfevkalâde yardımın hikâyesi unutulmamıştır. Amerika o zaman bu yardımı vermeği reddetti. Fakat, enflâsyonun ilerlemesi karşısında Türk Ordusunu ayakta tutabilmek için her yıl cari yardımını arttırdı. Buna rağmen "yoklar” giderilemedi. Hükümet dövizsiz kalınca enflâs- yoncu politikayı terk zorunda kaldı ve Amerika ile Batı Avrupa Dev- letleri bu şartla bize olağanüstü yardımlarda bulundular. Bu sayede bazı mallar geldi. Fakat, bunlar ateş pahasıdır. 1960 ortasında fevka- lâde yardım tükenince bu ateş pahası, yanına yanaşılmaz mallar da ortadan kalkacaktır! almayı istiyorlardı. Bu Batının zengin dev- memleketlere yapacağı yardımları da koordine et- meliydi. OECE'nin yetkileri ise buna kâfi değildi. Amerika, yeni kurulacak teşkilâta bütün OECE devletleriyle Amerika ve Kanadanın -20'ler- ka- tılmasını arzu ediyordu. Dillon'un konuşması esas itibariyle herkes tarafından müsait karşılandı. Fakat Yediler, başta İngiltere ve İs- viçre olmak üzere, Altılar - Yediler rekabetine birinci önceliğin verilme- sini istiyorlardı. Halbuki, yeni teşki- latın kurulması 15 ay kadar sürecek- ti. Batı Avrupadaki ticari rekabet meselesi ise bu müddet zarfında sü- rüncemede bırakılamazdı. Neticede, 20'lerin hepsinden müteşekkil bir komitenin bu meseleyi devamlı suret- te tetkik etmesi kararlaştırıldı. Bu komite Müşterek Pazar Komisyonuy- la birliktte Çalışma Grupları kuracak ve bu Gruplara GATT'ı da -Beynel- milel Gümrük Tarifeleri Teşkilâtı- dâvet edecekti. Bu Çalışma Grupla- rında, iki tarafla da ilgisi olmayan Türkiyenin — bulunmayacağı muhak- kaktı Konferans, gelişmemiş memleket- lere yardım meselesinin de OECE'- nin yerini alacak teşkilât kurulunca- ya kadar sekiz devletten müteşekkil bir komiteye verilmesini tasvip etti. Bu komite de Belçika, Kanada, Birle- şik Amerika, Fransa, İtalya, Batı Al- İngiltere ve — -gelişmemiş memleketlerinin — temsilcisi olarak- Portekizden teşekkül edecek- ti. Türkiye, Zorlunun bu konuyu NATO Konseyinde ilk defa ortaya atmış olmasına rağmen, bu komiteye de seçilmemişti. OECE'nin yerini alacak olan yeni teşekkülün kurulması için 20'lerin yüksek memurlarının 20 Nisanda ya- pacakları toplantıya rapor verecek olan Dörtlü Komiteye de evvelâ, 12 Ocak Konferansına davet edilmeyen OECE üyelerinden birinin seçilmesi düşünülmüştü. Hatta Türkiyenin de ismi bu arada zikredilmişti. Fakat, neticede Dörtlü Komitenin Amerika, İngiltere, Fransa ve.... Yunanistan- dan kurulmasına karar verildi. Yu- nan Merkez Bankası Umum Müdürü Xenophon Zolotas böylece Randolph Burgess -Amerikanın NATO Baş- temsilcisi-, Bernard Clapier -Fransız Maliye Bakanlığı yüksek memurla- rından- ve Sir Paul Gore-Booth -İngiliz Dışişleri Bakanlığı — İktisadi İşler Umumi Kâtip Yardımcısı-nın yanında yer almak şerefine nail ola- caktı. Türkiye, bu Komiteye bile alınmamıştı. Ve, zorlu Dışişleri Bakanımız ge- çen perşembe günü öğleden sonra, OECE Daimi Temsilciler Konseyinin -Türk Başdelegesi Mehmet Ali Tiney dâhil- olduğu gibi tasvip ettiği bu teklifleri, DECE Bakanlar Konseyin- deki sandalyesinde, başı önüne eğik, sessizce kabulleniyordu. Türkiye, Yu- nanistan kadar bile olamamıştı! AKİS, 20 OCAK 1960