Gözüyle deleden doğmuştur. Sırf bu bakımdan, şurada söylemek gerekir ki, devrim hareketleri halka karşı bir gidiş değildir. Fakat yüzyıllarca koca bir camiayı bâtıl iti- katlar ve hurafelerle geriletmiş olan kuvvetlere karşı bir gidiştir. “Bugün de Türk Devriminin karşısında bu gibi ithamların ileri sürüldüğünü kolaylıkla görmek müm- kündür. Bunun en yakın örneğini Saidi Nursinin fikir- lerinde buluruz. Kısa etek giyen kadınların çıplak ba- caklarının cehennemde yılan suretinde görüleceklerini bunların birer cehennem odunu olduklarını, 1959 yılın- da, füze çağında, okuyor ve dinliyoruz. Çarşafın kadın- lar için bir kale ve siper olduğu telâkkisini, şapkanın "yüz veçhile" kanuna ve İslâmiyete muhalif olduğunu gene onun eserlerinde okuyoruz. Bir erkeğin inhisar altına alınamıyacağı, — dolayısiyle başka kadınları da nikâh edebileceği hükmünü Saidi Nursi "24 üncü Lem'a" sının 1958 baskısının 24 üncü sayfasında ver- mektedir. Çocuğunu hafız mektebinden alıp da Avrupa- ya gönderen annenin ebedi hayatını tehlikeye koyduğu- nu aynı eserlerden öğreniyoruz. Bir Doğu Üniversitesi olarak kurulmasını istediği Medresetülzehrada "Arap- çanın vacip, Kürtçenin caiz, Türkçenin lâzım" olaca- ğını gene aynı kaynaklardan öğrenmekteyiz. Bu fikir- lerle beslenmiş bir çevre içinde insanlar çocuklarını kolayca kurbanlık koyun sayabilirler. DEVRİMLER VE GENÇLİK # Çimdi, bu çeşit olaylar karşısında, genç insanların tu- tumu ne olabilir? Üniversitelerde ve yüksek öğretim müesseselerin- de, fikri ve mesleki bir olgunluğa ulaşmak isteyen kör- pe dimağların, Türk Devriminin heyecanlı havası için- de yetişmiş bu genç insanların, memleketlerinin alın- yazısını ilgilendiren olayların tesiri altında kalmama- arı imkânsızdır. Her ıslâhat ve devrim safhasında on- ların rolü olmuştur. "Bugün Türk Devriminin yanlış anlaşılmasından veya anlatılmasından en fazla müteessir olan kitle de gene gençlerdir. Onlarla meşgul olanlar bunu daima görmekte ve bilmektedirler. Her an onların genç kafa- larındaki sorulara cevap bulmak ödevi ile karşılaşırsı- nız. Bu geniş merak, onları Türk İnkılâbını daha fazla öğrenmeye ve anlamaya sevkediyor. Şimdi asıl mesele gençlerin bu meraklarını tatmin edip edemediğimizdir. Bana öyle geliyor ki, bu konuda verimli çalışmalardan yoksunuz. Bir Meşrutiyet yazarının dediği gibi, ışık veremediğimiz kimselerden aydınlık istemeye hakkı- mız var mı? "Türk Devrimini incelemek zahmetine katlanma- yanlar için birçok şeylere kolayca inanmak mümkün- dür. Fakat her şeyden evvel Türk Devrimini basit klişe- AKİS, 20 OCAK 1960 Devrimlerimiz Doç Tarık. Z. Tunaya lerden ve safiyane anlatışlardan kurtarmamız gerekir. Türk Devriminde genç dimağları tatmin edecek birçok unsur mevcuttur. Türk İnkılâbını ciddi bir inceleme ile anladıktan sonra, onun ilerletici karakteri muhakkak takdir edilecektir. Bir devrimi anlamak ise, sadece bir inanç, bir gönül işi değildir. Onu rasyonel bir şekilde tahlil haddesinden geçirmektir. Onu muhakeme etmek- tir. Tarih boyunca ondan önce cereyan etmiş ıslahat olaylarıyla mukayese etmektir. "Gençlerin büyük bir kısmı bu doğru yoldadır. On- ların Türk Devrimine bağlılıkları böyle bir gayretin meyvası olarak görülüyor. Henüz bu çalışma ve incele- me yoluna girmemiş olanların da bir an önce basma kalıp anlatışların esiri olmaktan kurtulmaları gerekir. Yarının insanlarından, ben bir hoca olarak, bu gayreti beklerim. Türk Devrimini yermeye çalışanlar, ıslahat baltalayıcılarının uğradıkları — hüsrana uğrayacaklar- dır. Çünkü Türk Devrimi, Türkleri "mes'ut ve müref- feh" bir hayata ulaştıracak prensiptir. Yaşayan görür.