CEMİYET Gcçen haftanın ortalarında Hilto- nun Lalezarında tertip edilen bir Basın Toplantısını tam 63 gazeteci takip etti. Basın toplantısında gazete- lerin Beyoğlu muhabirleri vardı. Par- ti muhabirleri vardı. Dedikodu mu- habirleri vardı. Hatta fıkra yazarla- rı bile vardı. Toplantıyı, bundan böy- le İstanbulda icra-ı sanat edecek An- karanın "Şahane kadını Sevim Çağ- layan tertip etmişti. Çağlayan -bir seneden beri soyadı Gündüzdür- mayo ile elbise arası ve üzerinde bellibaşlı gazetelerin isimle- ri işlenmis-Zafer gazetesi dahil- bir rob giymişti. Elbisenin göğüs — kısmına — raslayan yere Hayat yazılmıştı. Ka- rın kısmında Milliyet, bi- gazetelerde — çıkan kare şeklındekı bilmecelerden bi- ri işlenmişti. Fotoğrafçılara — üşenme- den yüzlerce defa poz ve- ren Çağlayan bir ara "Ben basın gülüyüm. Gazeteci- ler de arılarımdır, ama on- lar balarılarıdır" dedi. Basın toplantısının ga- yesi Çağlayanın neden so- yunarak sahneye çıktığını izahtı. Basın gülü sesiyle 1960 1 Basın yılı olmasının neticesiydi. "Şahane kadın"a bir ga- zeteci — tarafından sorulan lik iksirini keşfettiğini de anladılar. Soru şuydu: "-Otuz sene evvel Ses sanatkârları kapalı — elbi- selerle okuyorlardı, — ben mdi soyunarak okuyorum, bu bir yenılıktır dediniz. Peki, Otuz yıl son- 9" u "-Otuz yıl sonra -Sevim Çağlayan şimdi 26 yaşındadır ben de çırılçıplak okuru Yenilik sever sanatkâr bundan sonra bacaklarında ve belindeki çü- rüklerin basına izahını yaptı. İstanbu- la yeni gelmişti. Havasına bir türlü alışamamıştı. Üstelik lodos son günler de şiddetliydi. Bu yüzden Çağlayan AKİS, 20 OCAK 1960 durmadan düşüyordu. İşte, çürükler bu sebepten olmuştu! İstanbul'un ha- vasına alışınca her şey düzelecekti. Basın toplantısının ikinci saati dolmak üzereyken sevimli sanatkârın mesut eşi Yılmaz Gündüz-eski milli başketçılerımızdendır— Çağlayanın rıyla henüz işinin bitmediğini belirte- rek mantoyu reddetti ve bir müddet daha sohbete devam etti. Perşembe gecesi sanatkârın çalış- tığı gazinoda gazeteci arkadaşlarına verdiği muhteşem yemek de çok eğ- Sevim Çağlayan Şahane çürüklü kadın lenceli geçti. Eglenmeyen tek adam "Basın gülü"nün eşi İnönünün Bursa seyahati sırasında kendisine refakat eden gazeteciler şerefine Bursadaki —Ant gazetesinin yakışıklı başyazarı Derviş Taşman tarafından verilen ziyafette ünlü mi- zah yazarı Adnan Velinin — alnında- ki bıçak yarası yemektekileri büyük bir meraka sevketti. Acaba Adnan Veli gene meçhul şahısların hücumu- na mı uğramıştı? kaza mı gelmişti. Yoksa başına bir Misafirlerin merakını anlayan Ad- nan Veli onları daha fazla üzmedi ve yanında oturan AKİS'in İstanbul muhabirini işaret ederek, Ağabeyi Orhan Velinin "Tahattur" şiirinden bir mısra okudu: "Alnımdakı yüzünden bıçak yarası senin KİS okuyucuları hatırlayacak- lardır: Bir hafta e nan Veli- nin, Şahap Balcıoğluna verilen veda yemeğinde Türkiye güzeli Sunay Us- lu ile film yıldızı Nuray Uslunun ara- sında oturduğu BASIN sayfamızda yer almıştı. Ve ünlü mizah yazarının yakında evleneceği Fatnıa Tatari bir AKİS okuyucu- suydu. Geçen haftanın orta- sında duyanları hayretler içinde — bırakan bir hadise cereyan etti. Ulus gazete- sinin yazı işleri müdürle- rinden Cenap Çetinelin bir oğlu oldu. Çocuğun adını İsmet İnönü koydu. İşin duyanları hayretler içinde bırakan tarafı, Ga sırasında — hapishanede ol- mayıp yanında — bulunabil- mesiydi. Aynı hafta — içinde Ulus ekibi bir kişi daha kazan- mıştı. Ulus yazı ailesinden Ayçetin Tulgarın da bir kı- zı oldu. Sumru adı verilen küçük Uluscu son derece sıhhatliydi. alen Amerikada bulu- nan Muhsin Ertuğrul Çarşı pazar gezmekte ve bir şey aramaktadır. Ünlü reji- sörün aradığı şey elektrikli tiyat- tedir. Elektrikli faraştan en fazla çe- kineceklerin kimler olduğu Muhsin Ertuğrul Türkiyeye döndükten son- ra anlaşılacaktır. Seyahat ve Turizm Acentası emrinizdedir Tel : 24588 - 27954 Yenişehir — Ankara 27