TİYATRO Sanatkârlar Yılın panoraması (Kapaktaki sanatkâr) Bu yıl İstanbulun sanat ve sosyete çevrelerinde, — kulaklara yabancı bir isim süratle dolaştı, kısa zaman- da pek alışılan bir isim haline geliver- di: Müşfik Kenter. Soyadı, işin ba- şında meşhurdu. — Zira soyadı, bu- gün Türkiyenin 1 numaralı sanatkârının soyadıdır: Yıldız Ken- ter. Ama Müşfik? Hayır, birkaç ay öncesine kadar İstanbul bu ismi bil- miyordu. Şimdi biliyor ve her ak- şam, avuçlarını — patlatırcasına al- kışlıyor. 1960 yılının başında sahnelerimize hakim olan, sahnelerimizin kaderini adeta ellerinde tutan sanatkâr toplu- luklarına dikkatle — bakıldığında bü- yük bir gelişme halinde olduklarını görmemeye imkân yoktur. Bu geliş- menin dikkati en çok çeken tarafı, ar- tık sanatlarına yeni ve mühim bir şey ilâve edemeyen eski kıymetlerin ara- sına yeni ve genç kıymetlerin katıl- makta olmasıdır. Körpe istidatlar arasından fışkıran bu yeni ler, eski neslin en azından on, onbeş senede aştığı mesafeleri birkaç sene- de aşmıya ve onların en az çeyrek asırda kazanabildikleri şöhreti ve kısa bir za- muvaffak olu- mevkii beş misli daha manda elde etmeye yorlar. Bunun en güzel örneği, kendi nesli içinde rekor denilecek kadar kısa bir zamanda, iki senede, parlamaya mu- vaffak olan Konservatuardan çık- tıktan beş sene sonra sahnelerimizin sayılı yıldızları arasına yükselen Müş- fik Kenterin sanat macerasındadır. Bu maceradır. — Yeni yetişen nesillerine örnek olacak bir lik ve güzellik taşımaktadır. Yetişme yılları Bugün İstanbulun bahsettiği Müş- fik Kenter 1932 yılında gene İs- tanbulda, Üsküdarda doğdu. Ba- bası, üç sene evvel vefat etmiş olan, hariciye memurlarından Ahmet Na- ci beydir. Annesi aslen İngilizdir ve Ahmet Naci beyle evlendikten son- ra Nadide adını almıştır. Müşfik, Kenter ailesinin yetiştirdiği beş ço- cuktan en küçüğüdür. Büyük ağa- beyleri Mahmut Kenter Amerikada- dır, ablaları Güner İngilterede evli- dir, küçük Aağabeyleri Nedim Ken- ter de Ankarada bulunmaktadır. A- dört büyüğü ve küçük ablası Yıldız Kenterle kendisi olmuştur. "Salıncakta iki kişi"de Kenter kardeşler Yüksel ki yerin bu yer değildir... 28 Ertuğrul Muhsin Kral Bununla beraber tiyatro aşkı Ken- ter ailesinin damarlarındaki kanda mevcuttur ve bu güzel tutkuyu ana tarafından tevarüs etmişlerdir. An- neanneleri ile dedeleri Londrada bir tiyatro sahibi idiler. — Anneleri Na- dide hanım da meden evvel, ye çıkmıştı. Onun için küçük ablası Yıldız. gibi Müşfik de tiyatro ile meşgul olmak, hattâ tiyatroyu mes- lek olarak seçmek isteyince, aile- sinden müşkülât görmemiş, bilâkis yardım ve teşvikle karşılaşmıştır. Müşfik Kenter ilk ve orta tahsili- ni Ankarada yaptı. Pek sevdiği abla- sı Yıldız Kenterin tesiriyle, daha ço- cuk denecek yaşta, tiyatroya büyük bir ilgi duymaya başladı. — Müşfik henüz bir ilkokul öğrencisi iken ab- lası Çocuk Tiyatrosu — temsillerinde vazife alıyor, Radyo Çocuk Klübü- nün çalışmalarına da katılıyordu. O da ablasıyla beraber bu — temsiller- den bazılarına katıldı, Çocuk Tiyat- rosunda sahneye çıktı. Kendisi ilk rol aldığı çocuk piyesini şimdi hatır- lamıyor bile. Ama biz söyliyelim: 1947 de oynanan Mümtaz Zeki Taş- kının "Karaböcek" isimli piyesinde Kütük rolü!. Ortaokulu bitirince Müşfik Ken- ter kararını vermiş, — mesleğini seç- mişti: aktör olacaktı. Henüz Konser- vatuar talebesi olan ablası da ken- disini destekliyordu. Müşfik hiç te- reddüt etmeden kararını tatbik mev- kiine koydu, Devlet Konservatuvarı AKİS, 20 OCAK 1960