20 Ocak 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

20 Ocak 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İkinci Londra Konferansında yapa- cağı fazla şey yoktu. Fakat, Kıbrıs Türk Cemaatinin Cumhurbaşkanı, Lefkoşede geçen hafta içinde çok önemli bir meseleyi halletmişti. Dr. Küçük, 12 Ocak akşamı Türk Tüc- carlar Derneğinde şerefine verilen bir kokteyl partide, "Türkten Türke" kampanyasının birkaç tüccarı zengin etmekten başka bir işe yaramadığını ve bu kampanyanın daha fazla devam edemeyeceğini -daha birkaç dakika önce etrafındakilere tam aksi şeyleri büyük bir emniyetle izah eden- Rauf Denktaşın hayretten faltaşı gibi açıl- mış gözlerinin içine baka baka söy- leyivermişti. Bu suretle, Türk hükü- metinin Kıbrıstaki emniyetli temsil- cisi Nihat Erimle Rauf Denktaş ara- sında aylardır cereyan eden gizli mü- cadele, Denktaşın — mağlubiyetiyle neticeleniyordu. "Ya Taksim, Ya Ö- lüm" âvâzelerinden sonra, "Türkten Türke Kampanyası" da böylelikle tarihe gömülüyordu. İhtilâflı Üsler Mustakbel Başkan Yardımcısı ışte bu başarısından sonra Lo_ndr os, Kıbrısın Guney sahilindeki iki kü- Kıbrıslı Rum kal- Halbuki, bu ta- lep kabul edilirse, zaten kuşa dönmüş olan üsler Haliç iskelesinden farksız hâle gelecekti. Bu, İngilterenin Ada- da askeri üstünlüğü elden bırakması demek olurdu. Londra Anlaşmaları Türkiyeye Adada — haklarını savun- mak için kafi imkan tanımamıştı. Gerçi, Türkiye Adada 650 asker bu- lunduracaktı ve bunların ilk onbeşi Kur. Alb. Turgut Sunalpın başkanlı- ğında Kıbrısa varmıştı ama, -Albay Kumanakisin komutasındaki ilk Yu- hey'etinin de 15 kişiden ibaret olmasına rağmen- sonunda Yunan efzunlarının adedi 950 ye çı- kacaktı. Bu durumda, Türkiyenin İngiliz askerinin Adada kalmasında menfaati vardı Londrada gayri resmi olarak görü- şülecek bir konu da, Kıbrısın İngiliz Milletleri Camiası üyesi olmasıydı. Makariosla Küçük bu konuda muta- bıktılar. Atina ve Ankara da aynı fi- kirdeydiler. Fakat, İngiltere küçücük Kıbrısa Commenwealth konferansla- rında Kanada ve Hindistan kadar hak tanımak istemiyordu. Kıbrıs, Commenwealth içinde — kalmalıydı ama, başka bir statüsü olmalıydı. Halbuki, dünya çapında bir siyasetçi olduğunu göstermek sevdasında olan Makarios Cenapları, Commenwealth toplantılarında Nehrudan ve Diefen- baker'den asla aşağı kalmak niyetin- de — görünmüyordu. AKİS, 20 OCAK 1960 Üniversite Gençlik ateşi Geçen hafta içinde bir akşam, saatin yediyi birkaç dakika geçtiği sıra- da radyolarını açanlar spikerin bir cümleyi okumakta olduğumu duydu- lar. Spiker "Bugünün Türkiyesinde inkılapçılık bir vesile-i imtiyaz değil, Türk vatandaşının sıfat-ı aslisidir" diyordu. O günlerde İnönü-Menderes düellosu devam ettiğinden ve — Baş- bakanın terkipli konuşmaktan hoş- landığı bilindiğinden pek çok kimse gene Menderesin bir cevabını dinledik- lerini sandılar. Hata, metin bittiğin- de ortaya çıktı, zira spiker imza ola- rak şunu okudu: "Ankara Üniversi- tesi Talebe Birliği Başkanı Yavuz Gençler Kongrede Oyuna oyun Esmersoy". Nihayet genç bir insan olması gereken Başkanın tam Men- deres üslubuyla konuşması, tabii te- bessümlere yol açtı. D. P. nin mute- met adamlarından Esmersoy, Türki- ye Milli Talebe Federasyonu Turizm Müdürü -Allah, Allah! Turizm ile ne alakası var? Yoksa D.P. için yolcu- luk mu görünüyor?- Yılmaz Şakar- canla beraber Başbakana telgraf çek- miş, endirekt şekilde İnönüye "Türk yüksek tahsil gençliğinin hakiki mü- messilleri olarak" teessür ve teessüf- lerini bildirerek Menderese hürmetle- rini sunmuştu. Radyonun bu telgrafları okuyup başka telgrafların çekilmesini böy- lece teşvik etmesinin arifesinde An- karadaki D. P. çevrelerinde sadece sinirli değil, aynı zamanda son derece YURTTA OLUP BİTENLER hiddetli bir hava esmişti. İnönü- Men- deres düellosunda, hemen herkes gi- bi -hattâ herkesten de ilerde olarak- gençliğin İnönü safında yer almış bulunması, gerilmiş asabı büsbütün bozmuştu. Hele haftanın tam başında İstanbulda cereyan eden bir hadise yaraya tuz, biber ekmişti. Ayakta ve alkışlarla ftanın başında, İstanbulun geniş por ve Sergi Sarayında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyetinin kongresi vardı. Kalori- ferler mutad veçhile çalışmadığından salon soğuk, asaplar gergindi. Kong- renin gürültülü ve heyecanlı bir anın- da, beklenmedik bir hadise hazır bu- lunanlar üzerinde buz gibi duş tesiri yaptı. Eyüp Yardımcı-müstafi Milli Eğitim Bakanının yeğenidir- ve taraf- tarları, hiçbir sebep ve alâka yokken, bir önerge ile Menderese bağlılık telg- rafı gönderilmesini istiyorlardı. Koca salonu dolduran iki bin Hukuklu de- rin bir süküta gömüldü. Herkes hay- ret ve merakla yekdiğerinin yüzüne bakıyordu. Doçent Dr. Tarık Zafer Tunaya -patlak vermesi muhtemel müessif hadiseleri otoritesi ile bastı- rabilmesi için Hukuk Fakültesinin bu çok sevilen hocası, iki bin öğrenci i- çinde Kongre Başkanlığına seçilmişti- sükünetle reye başvurdu. Menderese bağlılık telgrafiı çekilmesi lehinde el kaldıranların sayısı, sadece altıydı. Ama Öötekiler reye iştirak etmediler. Menderese telgraf çekilmesini önle- mek istemiyorlardı. Akıllarında baş- ka bir şey vardı. Gençlerle, böyle u- suller kullanarak başa çıkılamıyaca- ğının ispatı lâzımdı. Önerge kabul olundu. Fakat biraz sonra Başkanlık Di- vanına ikinci bir önerge geldi. İnönü- ye, irticaya karşı giriştiği mücadele- den dolayı tebrik telgrafı çekilmesi isteniyordu. Daha Tarık Zafer "İnö- nü" lâfını bitirmemişti ki, bütün sa- lon ayağa fırladı ve eşine raslanma- yan bir tezahürat başladı. Herkes a- yakta alkışlıyordu. Sivil polisler tak- riri verenlerin isimlerini tesbite çalı- şırlarken Hükümet Komiseri ileri fır- lamış, bağıra çağıra "Bu telgraf gön- derilemez, siyasidir" diyerek müda- hale ediyordu. Tunaya "Başbakana çekilen telgraf siyasi sayılmaz da, İnönüye çekilen telgraf mı siyasi sa- yılır? Ben bu çocuklara sonra nasıl siyasi eşitlik ve hürriyet dersi vere- bilirim?" sözleri ile Hükümet Komi- serinin ağzını tıkadı. Çıkan kargaşa- lıklar sırasında bir öğrenciyi tartak- lıyan bir sivil polise de "Bir Hukuk talebesine böyle muamele yapılamaz" diye haykırdı ve otoritesiyle vaziye- te hâkim oldu. İrtica ile yaptığı mü- 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: